Coderis

“21. Yüzyılın başlarında, uzun bir araştırma süreci sonunda, çok gelişmiş
yapay zekaya sahip üstün bir android prototipi geliştirildi. Hareket edebiliyor,
konuşabiliyor, tepki verebiliyor ve hatta kendi irade emülasyonu ile karar
verebiliyordu. Bilim adamları o güne “devrim” adını verdi.

Bu çok gelişmiş android sayesinde insanlık için tüm imkansılzıklar ortadan
kalkmıştı. Uluslar ona “Humaoid” adını verdi. Üretilen her humanoid’le birlikte
düna daha da yaşanır bir yer olmaya başladı. Suç oranı hızla düştü, çevre
kirliliği problem olmaktan çıktı, mikro cerrahi ameliyatları daha başarılı
olmaya başladı… İnsanların yapabildikleri ve yapamadıkları her işi kusursuzca
yapabiliyorlardı. Bu makineler hatasız çalışıyordu. Ancak bir kaç ay sonra,
dünya ile koloni arasında tüm iletişim durdu. Birkaç gün sonra korkunç gerçek
açıklandı. Dünya, koloniyi yok eden uzaylıların tehdidi altındaydı.

Uluslar, olağanüstü toplatılar sonucunda, humanoid’leri hemen savaş makinelerine
dönüştürme kararı aldı. Bir kaç hafta sonra ilk uzaylı saldırısı Güney Afrika’da
başladı. Bu saldırı insanlar araasında paniğe yol açtı. Fakat yenilenmiş
Humanoid’ler dünyayı gayet iyi savundular. Ancak Düşman sürekli saldırmaya devam
etti ve her saldırı bir öncekinden çok daha şiddetli oluyordu.

Uzaylılar saldırılarını azaltınca dünyadaki herkes işgalcilerin gezegeni terk
etmeye başladığını düşündü ama terk etmediler… Düşman kuvvetleri Humanoid’leri
kontol eden üç ana bilgisayara erişmeyi başardı. Artık Humanoid’lerin kontrolü
uzaylıların elindeydi.

Hem uzaylılar hem de kendi silahları tarafından katledilen insan ırkı, çok büyük
bir tehlike altındaydı. Uluslar acilen, android’lerin kontrolünü tekrar ele
alabilmek için, ana bilgisayara erişecek özel bir timin oluşturulmasına karar
verdi. Böylece Anka Kuşu Timi kurulmuş oldu!”

Senin görevin ise, tabi eğer kabul edersen(!) insanlığın kurtuluşuna çare
bulmak

Kim derdi ki, şu yukarı da yazılan hikaye bir tetris oyununa ait! Hadi onu
tahmin ettiniz diyelim, peki ya Türk işi bir tetris olduğunu tahmin edebilir
miydiniz? İki elin parmaklarını geçmeyecek kadar az olan Türk yapımı bilgisayar
oyunlarının arasına, yeni bir isim daha katılıyor. Coderis adı verilen bu tetris
oyununun tasarımı, çizimleri ve programlamasını M. Emre Türe gerçekleştirmiş.
Hikaye çizimlerini Engin Kırmızı hazırlamış. Yapımın künyesine baktığımızda
“Özgün Oyun Fikri”nin karşısında Alexey Pajitnov, Sesler&Müzikler’in karşısında
M. Enes Türe, test eden Korkut Sabancı ve katkıda bulunanlar olarak Ertan
Demiralp ve Abdullah Yaman isimlerini görüyoruz. Yani 6-7 kişinin ellerinden
çıkan ve yaklaşık 2 sene boyunca üzerinde çalışılan bir proje, Coderis.

Oyunun klasik tetris’lerden en büyük farkı bir hikayesinin oluşu. Yani; “ben
bunu neden oynuyorum?” sorusuna “e dünyayı kurtarıyorsun” gibi bir yanıtı var
Coderis’in. Hikaye de çok basit değil. Çoğu poligon canavarı oyunun hikayesinden
daha bir ayrıntılı geldi bana.

Celeron veya dengi işlemci ile çalıştırabileceğiniz oyun, 32 MB RAM, en az 32 MB
TNT 2 ekran kartı ve 50 MB boş disk alanı gerektiriyor. Ayrıca yapım 2 dil
desteği ile karşımıza geliyor. Windows’unuzun dil seçeneğini otomatik olarak
algılayıp, ya Türkçe ya da İngilizce oynama imkanı sunuluyor. Tabi oyun içinden
değişiklik yapmanız da mümkün. Oyunla beraber gelenlerden biri de Coderis El
Kitabı. Burada oynanışla ilgili püf noktaları ve işinize yarayacak bilgiler
bulunuyor.

Genel olarak bakıldığında klasik tetris’lerden pek de farkı yok Coderis’in. Çok
sevimsiz tetris oyunları oynadım. Açıkçası Coderis onlardan biri değil. Yapan
arkadaşlar bildiğiniz tetris çerçevesi içinde farklı birşeyler denemişler. Güzel de olmuş.
İlerledikçe bazı sürprizler sizi bekliyor. Ancak çerçeve belli. Bu yüzden çok da değişik
birşey beklemeyin. Oynarken benim hissettiğim duyguyu sorarsanız, yıllardır tetris
oynamadığımı farkettirdi Coderis. Anımsadım güzel oyundur tetris. Yapımda emeği geçen
arkadaşlara çok teşekkür ederiz. Oyuna dalıp gerçek hayatı unutmayın…



Coderis’i yüklemek için buraya tıklayınız.

Exit mobile version