Grand Theft Auto’nun inanılmaz popüler hale gelmesiyle birlikte serbest
dolaşımın ön planda olduğu birçok oyun gördük. Ancak hiçbir benzer oyun aslının
yerini tutamadı ve GTA deyim yerindeyse efsane mertebesine erişti. Birbirine
yakın birçok oyun olmasına karşın iyi bir projenin neden bağımlılık yaptığını
düşündüğünüzde ortaya belli başlı kriterler çıkıyor. Grafikler, oynanabilirlik
ve bölüm tasarımları olmak üzere iyi bir oyunun aslında altında sağlam bir
konsept oluyor. Bu konsepti oluşturmak ve farklılık yaratmak da aslında en zor
şey. Bunun için teknolojinin yanında yetenek de gerekiyor. GTA’nın arkasındaki
gerçek adam David Jones bugün başarılarıyla oyun dünyasının en önemli
isimlerinden biri. 90’larda Lemmings’i tasarlayarak zeka oyunlarında devrim
yapan David Jones, GTA ile zirve yaptıktan sonra bir süredir hünerlerini
sergileyeceği Crackdown üzerinde çalışmaktaydı.
Boynuz kulağı geçer
Crackdown’ı çizgi film görselliğinde GTA olarak yorumlamak mümkün. Suçun tavan
yaptığı bir kentte süper güçleri olan bir polisi canlandırıyoruz. Üçe bölünmüş
bir şehir var ve biz bir polis merkezinden operasyona başlıyoruz. Şehrin her
bölümünde farklı tip bir çete var. Her çete güçlü çete başı ve ona bağlı alt
liderlerden oluşmakta. Tek yapmanız gereken şehri bu kötü adamlardan temizlemek.
Bunun için de izleyeceğiniz yol seçimleri size bırakılmış. Yeteneklerinize
güveniyorsanız çetenin başını gidip anında öldürebilirsiniz. Ancak böyle bir yol
oldukça riskli ve kasıcı olduğundan bağlı elemanları ortadan kaldırmak, asıl
Boss’un gücünü azaltacaktır. Örneğin serserilerin fizik güçlerinden sorumlu
elemanı ortadan kaldırmanız kapıştığınız düşmanları zayıflatabiliyor.
Nasıl bir adım atılmalı?
Oyunumuz başta biraz göz korkutucu genişliğe sahip. Gelişecek birçok özellik ve
ortadan kaldıracak birçok düşman var. Adamımızın esneklik, bomba kullanımı,
silah etkisi, araç sürüş ve fiziksel güç gibi yetenekleri var. Oyunda attığınız
her adımda aslında özelliklerimizden bir şekilde gelişme kaydediyor ve çok daha
farklı bir hale geliyoruz. Binaların üstünde bulunan yeşil ikonları toplayarak
zıplama ve esnekliği, bomba ile patlatarak da patlayıcı özelliğinizi
geliştirebilirsiniz. Ayrıca yarışlara katılabilir ya da zamana karşı akrobatik
hareketler sergileyip yine gelişim gösterebilirsiniz. Oyuna başlayanlara
önerimiz ilk birkaç saat boyunca adamınızın özelliklerini geliştirmeniz. Bunun
dışında dengeli bir ilerleme politikası için size önerim önce zayıf bir rakibi
elemek ondan sonra da temizlenen bölgedeki yeşil ve gizli kalmış mavi ikonları
toplamak.
Online deneyim
Crackdown, Xbox Live’ın gücünü kullanıyor ve internetten oyun imkanını sunuyor.
Davet edeceğiniz bir arkadaşınızla şehri birlikte temizleyebilirsiniz. Co-Op mod
olarak bu özellik ile birlikte araçlara binebilir ve sırt sırta mücadele
verebilirsiniz. Eğer adamınızın özelliklerini yeterince geliştirmediyseniz
katılacak kişinin maksimum özelliklerde olması canınızı sıkabilir. O her tarafı
patlatırken sizin bir boruyu tırmanma çabanız biraz zavallı görünebilir. Bir de
internet üzerinden daha farklı oyun modları olmasını beklerdik. Ancak bu kadarı
bile bu tarz oyunlar için büyük bir yenilik.
Hani şehrin hikayesi?
Sürekli aksiyon ve platform özellikleriyle biraz çizgisel olarak ilerleyen
Crackdown’un merak edilen noktası da konusu. Oyunun sonunda tam olarak
şekillenen konudan öte aslında oyunun vizyonunu değerlendirmek gerek. David
Jones her şeyden önce anarşi ve polis devlet gibi konuları oyuna çok iyi
yedirmiş. Üçe bölünen şehir kırsal yaşamdan kozmopolit ve gökdelenlerle dolu bir
yapıya geçiyor. Tüm bu ilerlemeler toplumun refah düzeyi yerine aslında şiddet
ve suçu tırmandırıyor. Tabii tüm bunlar bir vizyon ve kurgu. Dolayısıyla grafik
olarak da Cell-Shading’in tercih edilmesi kasıtlı bir tercih olarak
yorumlanabilir. Görüldüğü gibi bu kadar aksiyon gibi görünen bir oyunun biraz
kafa yorulduğunda altında nelerin yattığını görüyoruz. Bu da yukarıda
belirttiğimiz fark yaratan tasarımın ve David Jones’un bir eseri.