Far Cry’ın ardından Ubisoft ile aralarında bazı anlaşmazlıklar beliren Crytek, bu kez EA ile yola çıkmış, “Maximum oyun” parolasıyla Crysis’i lanse etmişti. Geçtiğimiz yıl uzun bir bekleyişin ardından oyun severlerle buluşan Crysis, kaliteli grafiklerinin yanı sıra, sistemlere getirdiği ağır yükle de çok konuşulmuştu. Oyunun sadece PC’ye özel olarak hazırlanması ve istediği yüksek sistem gereksinimleri sonucunda “Acaba Crysis konsollara çıkar mı?” Benzeri sorular oldukça fazla soruldu ve bu yönde bir hayli fazla haber yapılsa da Crytek, konsollara yönelik bir adım atmadı.
Henüz Crysis’in misyonunun tamamlanmadığına karar veren Crytek, Warhead isimli yeni oyununu duyurmuş ve yeni stüdyoları Crytek Budapeşte tarafından hazırlanacağını bildirmişti. Bir genişleme olarak düşünülse de (ilk başta) Warhead, tamamen baştan hazırlanmış bir oyun olarak bu kez “ilk yapımdan daha az sistem gereksinimi” parolasıyla hazırlanacaktı. Öyle ki EA ve Crytek, Crysis: Warhead’ın stabil çalışabilmesi için 600 dolarlık PC’leri örnek gösteriyor. Bakalım dedikleri kadar var mı?
Öteki yüz
Güney Çin denizindeki olağan üstü gelişmelere duyarsız kalmak istemeyen ABD ordusuna mensup özel güçler, bu bölgede neler olup bittiğini öğrenmek istediklerinde aslında Korelilerin de boş durmadıklarını görmüşlerdi. Nomad isimli askeri yönettiğimiz Crysis’te düşman ülke güçleri haricinde, uzaylı yaratıklara karşı mücadeleler vermek zorunda kalmıştık. Macera boyunca ekibimiz bir arada kalamamış, etrafa dağılanlar ve ölenler olmuştu. İlk oyunda umursamaz ve mizahi tavrıyla dikkat çeken Psycho’yu yeni oyunda yönetme şansına erişiyoruz. Warhead, Crysis’teki geniş çaplı operasyonda adanın diğer tarafında yer alan Psycho’nun başından geçen olayları konu alıyor.
Oyunun ilerleyiş tarzı, ilk yapımla benzerlikler taşıyor. Neredeyse tüm görevleri rahatlıkla yerine getirebiliyoruz. Bilgisayarlardaki bilgileri ele geçirmek, zırhlı araçları yok etmek, etraf temizliği yaparak sonuca gitmek gibi bilindik işlevler içerisinde yer alıyoruz. Warhead ile gelen ilk yenilik, “Vuruş hissi”. Crysis’te şarjör boşaltmamıza neden olan bu durum, yeni oyunda giderilmiş. Yeni silahlar olarak, bomba atar ve aynı anda 2 adet kullanabileceğimiz otomatik tüfekler eklenmiş. Ayrıca mermi stoklamak için sürekli olarak yerden silahlar topluyorduk. Bu da çatışma anında bizi zor durumda bırakabiliyor, bir nevi devamlılığı baltalıyordu. Yapımda bunun da üstesinden gelinmiş ve artık silahın üzerinden geçmek yeterli oluyor. Araç kullanmak ve araçlı görevler de yine Warhead’de olmazsa olmazlardan. Yapıma, zırhlı keşif aracı ve Hovercraft gibi yeni araçlar da dahil edilmiş.
Üzerimizdeki Suit’in etkisi yine oldukça önemli. Nano Suit’in diğer askeri güçlere geçmemesi gerektiğini ilk oyunda Nomad söylemişti. Oyun boyunca defalarca karşılaşacağımız özel bir düşmanımız var artık. Üstelik giysimizi de beğenmişe benziyor. Crytek, özellikle bu karşılaşma anlarında sinematik sahneler kullanmış. Düşman güçler haricinde tabii ki en ciddi tehlikeyi yaratıklar oluşturuyor. Gönderdikleri dondurucu ışınlara karşın saklan ve ateş et taktiği oldukça işe yarıyor. Bu süre zarfında giysinizin özelliğini de maksimum zırh olarak ayarlamışsanız fazla zorlanmıyorsunuz.
Geniş topraklar
İlk oyundaki meşhur mağara görevini bilmeyen ve muhtemelen geçmek için uğraşmayan yoktur. Bu bölümde, kullandığımız radar tamamen devre dışı kalıyor ve belirtilen hiçbir yön bilgisi bulunmuyordu. Aynı tarzda yeni bir bölüm, yeni oyunda da yer alıyor. Fakat bu kez yeraltında gerçekleşen bir görev ve oldukça eğlenceli. “Deniz-Kum-Güneş” üçlüsünden sıkılanlar için tamamen buzla kaplı haritalar ve rüzgar ile yağmur eşliğindeki operasyonlar, göze daha hoş görünecektir.Gelelim haritalardaki yönümüzü şekillendirecek düşmanlarımıza, yine ilk oyunda olduğu gibi sürekli hareket halindeler. Yeri geliyor saklanıyorlar, yeri geliyor bizi saklandığımız yerden çıkarmak için el bombaları yolluyorlar. Sürekli iletişim halinde oldukları zaten net. Bazen ise, dibine kadar gittiğiniz halde sizi görmüyor olmaları da yapay zekanın kusurlarından. Onlara karşı belirleyeceğimiz saldırı türleri, oyunu hem görsellik hem de heyecan olarak daha üst seviyelere taşıyabiliyor. Düşman askerleri bir barakaya girdi diyelim. Kapıdan içeriye bir el bombası attığınız taktirde kaçabilenler kaçıyor, ama içerde kalanlar paramparça olan baraka ile birlikte yok oluyor, kimi zaman patlamanın etkisiyle pencereden dışarı fırlayabiliyorlar. Bir cipin, bir ev ve birkaç ağacın arasında durduğunu farz edelim. Cipe açtığımız ateş sonrası cipin patlamasıyla beraber yakınındaki ev ve ağaçlar da büyük hasar görüyor. Fizik motoru konusunda Warhead, gerçekten başarılı. Çok kaliteli parçalanma ve patlama efektlerine sahip bir yapım. Tamamen deforme olabilir bir dünyadayız.
Ağır grafikler
Oyunla ilgili belki de en çok merak edilen konu, CryEngine 2’nin nasıl bir performans vereceğiydi. Q6600 – HD4870 – 2GB RAM’den oluşan sistemde Crysis: Warhead’ın AA kapalı düşük ve orta ayarlarda iyi bir performans verdiğini gördüm. Tabii ki bizim beklediğimiz oranlar kesinlikle bunlar değildi. AA açık, 1440 x 900 çözünürlük ve yüksek ayarlarda oyuna girdiğimde akıcı bir oynanışla karşılaştım. Çok yoğun çatışma ortamlarında FPS değerinin 23-24 seviyelerinde olduğunu söyleyebilirim. 1024 X 768 çözünürlük ve AA kapalı olarak zaman zaman 50 FPS’yi aşan Warhead, bazen 20-25 Fps civarlarına kadar düştü. Son seçenek en yüksel grafik kalitesi seçeneği, Crysis’in aksine Warhead’da kullanılabiliyor. AA açık, 1440 x 900 çözünürlükte yine yoğun çatışma ortamlarında FPS oranı 18 civarındaydı. Tabii ki oyun, dış mekanlara nazaran iç mekanlarda daha yüksek performans gösteriyor.
Havanın soğuduğu bölümlerde silahların yüzeylerinin ve dürbünlerinin buzlanması, yağmurlu havada ağaç yapraklarının ve bitkilerin ıslak görünüşü, ışık ve gölge efektleri, hele ki girdiğiniz aksiyonlarda bastığınız zeminin bile kurşunlar karşısında paramparça olması görsel bir şölen. Genellikle çoğu haritaları çevreleyen yüksek dağların özensiz tasarımlarını da bu bölüme eksi olarak düşebiliriz. Genel olarak oyunun sunduğu görsel kalite çok iyi, ama maalesef yüksek sistem ihtiyacı yine de bu yapım için şart.
Müzikler yönünden zengin bir içeriği bulunmasa da, içerisinde yer aldığımız vahşi orman hissini yansıtır tarzda melodiler hazırlanmış. İlk oyunda da olduğu gibi Türkçe olarak seslendirilen Warhead, bu yönüyle de artı puanı hak ediyor. Yapımla birlikte gelen “Crysis Wars” isimli oyunun multiplayer kısmında, 32 kişiye kadar destek veren, 7’si yeni olmak üzere 21 harita yer alıyor. Aslında Crysis ile birlikte sunulması düşünülen, ama daha fazla geliştirilmesi gerektiği için Warhead ile gelen Team Instant Action modu, Power Struggle ve Instant Action olmak üzere 3 farklı oyun modu yer alıyor. Geniş haritalarda araçlardan yararlanabiliyor, Nano giysimizin tüm özelliklerini kullanabiliyoruz.
Bitti!
Warhead’ın kısa bir oynanış süresi bulunuyor. Ortalama 6 saatte rahatlıkla bitirilebilir bir yapım. Crytek, Far Cry’dan sonra Crysis ile son kez PC’ye özel bir yapıma imza attı. Warhead’ın elde edeceği başarıya göre Crysis 2’nin hazırlanması da muhtemel bir ihtimal. CryEngine 2 ile sistemleri zorlayan firma, CryEngine 3 ile neler yapacak bu da merak konusu doğrusu. Uygun fiyatı ve Türkçe seslendirme desteğiyle Warhead, oldukça makul bir yapım. Sisteminiz yeterliyse mutlaka denemenizde yarar var. Eğer aklınızda farklı bir düşünce varsa, o zaman 24 Ekim’de çıkacak Far Cry 2’yi de bekleyebilirsiniz. Bana kalırsa Crytek imzası taşıyan en iyi yapım halen daha Far Cry.