Destiny 2: Forsaken

Dile kolay üzerinden dört yıl geçmiş, ilk Destiny’nin piyasaya sürülmesi üzerinden. Çıkışından hemen önce ortalığı kasıp kavuran ve oluşturduğu hype ile dağları deviren yapım, çıkışından sonra beklenen performansı verememiş, birçok oyuncu için büyük bir hayal kırıklığına dönüşmüştü. Ancak sonrasında atılan doğru adımlar ve başarılı DLC’ler ile birlikte Destiny, ömrünün sonlarına yaklaştığında başarılı bir oyun olarak hafızalarımızda yer etmişti.

Destiny 2: Forsaken incelemesi

Bungie ise tabii ki bu başarı sonrasında boş durmamış, Destiny 2 için çalışmalar başlamıştı. Etkileyici duyuru videolarından sonra yine ilk oyunda olduğu gibi oyuncuları büyük bir hype sarmış, çıkışından hemen sonra ise yine ilk oyunun kaderine mahkum olmuştu. İkinci oyunda ilk oyundan çok daha az sayıda içerik ile karşımıza çıkan Destiny 2, oyuncular tarafından adeta yerden yere vurulmuş, oyuncu sayısı tarafında ise inanılmaz kayıplar vermişti. Yapım için çıkan Curse of Osiris ve Warmind DLC’leri de beklenen performansı vermeyi başaramamış, yapım bir hayal kırıklığı olarak hafızalarda kalmıştı. Bungie tarafında ise kaybedilen güveni yeniden kazanmak için bu sefer köklü değişikliklerin sözü verilmiş, ve hemen sonrasında ise Forsaken isimli genişleme paketinin duyurusu yapılmıştı. Bugün ise Forsaken’ın oyunculara neler sunduğunu, pahalı fiyatının hakkını verip vermediği inceleyeceğiz. 

“Destiny 2: Forsaken, Destiny 2’den daha çok Destiny 2 olmuş…”

Destiny dünyasının en çok sevilen karakterlerinden biri olan Cayde 6 üzerinde yoğunlaşan Destiny 2 Forsaken’ın hikayesi, kendisini kaybetmemiz ile başlıyor. Destiny evreninin Silivri Ceza Evi konumunda bulunan Tangled Shore’da çıkan ayaklanma sonrasında Cayde 6 ile bizler durumu kontrol altına almak için olay yerine koşuyoruz ve olaylar gelişiyor. Spoiler vermemek için hikaye tarafında başka bir bilgi vermeyeceğim, ancak hikaye anlatımı tarafında söyleyeceğim birkaç söz bulunuyor. Destiny’nin hikaye anlatımı ilk oyunda oldukça zayıftı, az sayıdaki ara sahneler, hikayenin detayları ile ilgili düzgün bir bilgi verilmemesi derken, ne için nereye koşturduğumuzu anlamıyorduk. Bu durum Destiny 2 ile birlikte ciddi anlamda düzeltimişti. Daha fazla ara sahne, daha fazla diyalog derken hikayesini daha çok benimseyebildiğimiz bir yapımla karşılaştık. Destiny 2: Forsaken’da da bu durum devam ediyor. Yeterli sayıda ana sahne, anlaşılır diyaloglar ile oyuncu neyi ne için yaptığı hızlıca kavrıyor ve hikayeye daha iyi şekilde adapte olabiliyor. Hikaye genel anlamı ile bir intikam hikayesi olunca da oyuncular için keyifli bir deneyim yaşanabiliyor.

Tabii ki hikaye tarafı Destiny 2 oyuncuları için küçük bir alanı kapsıyor, Destiny 2: Forsaken ile gelen çok fazla sayıda yenilik var. Mekaniksel açıdan bakıldığında oyun ilk çıktığı hale nazaran çok daha hızlanmış. Karakterlerimiz daha hızlı hareket ediyor bu da oyunun akıcılığına fayda sağlıyor. Özellikle PvP modlarında bu hız artışının etkisini görebiliyorsunuz, oyunlar çok daha aksiyon dolu bir hale gelmiş. Şahsen bu durumu çok beğenmesem ve daha çok taktiksel oynanışa önem veriyor olsam da, oyuncuların büyük çoğunluğu bu değişikliği sevmiş gibi gözüküyor. Kısacası artık PvP modlarında çok daha aksiyon dolu anlar yaşamaya hazırlanın. Oyun mekaniklerinde yaşanan bir diğer gözlemlediğim değişim ise artık rakip oyuncuları çok daha hızlı öldürebilmemiz oldu. TTK (Time to Kill) yani öldürmek için harcanan zamanda yaşanan düşüş, daha dikkatli şekilde oynamaya itiyor oyuncuyu. Tabii ki bu durumu da kimi oyuncular beğenirken, kimileri sevmeyebilir.

“Oyunun hızı artınca Battlefield’dan Call of Duty’ye dönüşüvermiş.”

Oyunun ana mekaniklerinde yaşanan bir diğer değişim ise artık düşürdüğümüz veya kazandığımız ekipmanların verdiği özelliklerin rastgele hale gelmesi. Eskiden aynı isimle düşürdüğümüz tüm silah ve zırhlar bizlere aynı özellikleri verirken, artık farklı şekillerde ve özelliklerde silah veya zırhlar düşürebiliyoruz. Bunun artısı ise doğru kombinasyonu bulmak için sürekli olarak oynama isteği uyandırması. Karakter yapılandırması ve özelleştirmesi bakımından oyunu çok daha detaylı hale getiren bu rastgelelik, Destiny 2: Forsaken’ı ilk oyuna benzeten gelişmelerin başında geliyor ki bu olumlu bir durum.

Forsaken ile birlikte yapılan bir diğer önemli değişiklik ise haftalık ve günlük görev sisteminde yapılmış. Forsaken öncesinde her hafta belli bir gezegen üzerinde event yaparak haftalık ve günlük görevleri tamamlarken, artık haftalık görevler farklı sistemlere yayılabiliyor ve sayıları ciddi anlamda arttırılmış. Önceden haftalık görevleri yapmak oyunun en sıkıcı kısımlarından biri olarak görülüyordu. Yeni eklenen görevlerin sayısı ve içeriğin farklı olması dolayısı ile Forsaken’ın haftalık ve günlük görevleri çok daha dinamik bir hal almış.

Forsaken’ın en çok beklenen yeniliklerinden biri ise kuşkusuz yeni eklenen PvEvP mod’u Gambit’di. Forsaken’ın çıkışı ile birlikte oynama şansına eriştiğim Gambit mod’unu özetlemek istiyorum. 4 kişilik iki takımı iki bölgeye atan Gambit mod’unda takımlardan dalgalar halinde gelen yapay zekalı düşmanları öldürmeleri isteniyor. İki rakip takım da kendi haritalarında bu düşmanları öldürüyor. Öldürülen düşmanlardan ise Mote isimli bir parça düşüyor. Düşen bu parçaları yerden toplayan oyuncular, parçaları haritanın merkezinde bulunan bankaya götürüp yüklüyor. Yükleme sayısına göre karşı takımın bankasının etrafında güçlü düşmanlar çıkıyor. Bu düşmanlar öldürülene kadar rakip takım kendi bankasına Mote yükleyemiyor. Takımlardan biri mote yüklemesini tamamladığı zaman büyük ve öldürmesi hayli zor bir mini boss çıkıyor. Bu mini boss’u ilk öldüren takım Round’u kazanmış oluyor. Tabii ki tüm bu süre içerisinde haritada bulunan portal yardımı ile zaman zaman rakip takımın haritasına baskın düzenlenebiliyor. Tek bir oyuncu tarafından düzenlenen baskın sırasında rakip takımın oyuncuları öldürülebiliyor. Öldürülen oyuncu ise o an içinde üzerinde taşıdığı tüm mote’ları kaybediyor. Eğer mini boss spawn olduğunda öldürülürse ise mini boss’un sağlığı bir miktar doluyor. Toplamda 3 round’dan oluşan Gambit mod’unda 2 round’u kazanan takım oyunu kazanmış oluyor. Her Gambit oyununda ise karşılaştığımız düşman türleri değişiyor. Ayrıca oyun sonrasında kazandığınız rütbeler ile de Tower’da bulunan NPC’den ekipman satın alabiliyorsunuz.

“Sonunda içeriği dolu dolu, kolay kolay bitmeyecek bir Destiny keyfi.”

Hazır ekipman demişken oyunun ekipman geliştirme sisteminden de söz etmek gerekiyor. Çünkü sistem ciddi anlamda değişip zorlaşmış. Destiny 2’de hatırlayacağınız üzere daha yüksek güçteki bir ekipmanı, daha düşük güçteki bir ekipmana infuse ederek düşük ekipmanın gücünü yükseltebiliyordunuz. Bu sistem Forsaken’da da var olsa da ciddi anlamda zorlaşmış. Artık farklı ekipmanları birbirine infuse etmek için çok sayıda paraya ve ekstra ekipmanaihtiyacınız var ki bunların en zor bulunanı Masterwork Core’lar. Her ne kadar yeni harita üzerinde bulunan Spider isimli NPC size bunlardan satsa da, yine de uzun bir süre herhangi bir ekipmanı infuse etmemenizde fayda var.

Forsaken’ın içeriği de hayli fazla, eklenen yüzlerce yeni ekipman ve onlarca silah mevcut. Ancak bu silahlar içerisinde bir silah var ki oynaması hayli keyifli. Forsaken ile birlikte oyuna eklenen ok ve yaydan bahsediyorum. İçerisinde bulunan her oyunda favori silahım olan ok ve yay ikilisi, Destiny 2’nin oyun mekaniğine adeta cuk oturmuş. Hissiyatı ve vuruş hissi oldukça başarılı olan Forsaken’daki yaylar, şahsen ek paketi satın almak için başlı başına sebeplerden biri olmuş. Zira diğer silahların çeşitliliği de fazlasıyla doyurucu ve çeşitli. İçerik tarafında Bungie bu sefer tembellik yapmamış.

Yavaş yavaş son sözlere gelelim. Eğer önce oyunun puanına baktıysanız ve daha sonra incelemeyi okuduysanız, neden inceleme boyunca tek bir olumsuzluk yokken puanın böylesine düşük olduğunu merak ediyorsunuzdur. Şimdi gelelim puanın düşük olmasının nedenine. 

Destiny 2: Forsaken fiyatı

Bildiğiniz gibi Destiny 2, ilk oyundan daha az bir içerik ile satışa sunulmuştu. Oyunu 60 euro’ya satın alan oyuncular, gördükleri içerik sayısının azlığı dolayısı ile oyundan kısa sürede uzaklaşmıştı. Daha sonra Curse of Osiris ve Warmind gibi DLC’ler de Season Pass ile oyunculara satılmıştı. Ancak bu DLC’lerde de oyunculara yetecek içerik bulunmuyordu. Daha sonra Bungie, Forsaken ile bu durumu tersine çevireceğini duyurdu. Gerçekten de karşımıza dolu dolu bir eklenti paketi ile çıktı. Destiny 2’nin 3. Eklenti paketi, diğerlerine kıyasla daha yüksek bir fiyatla, 40 euro’ya satışa sunuldu, yani neredeyse oyun parasına. Şimdi oyunu satın alan kullanıcılar, ilk oyun artı DLC paketlerine hali hazırda 100 euro’ya yakın para ödedi. Daha sonra Forsaken’a 40 euro daha ödedi. Ancak Destiny 2’ye harcanan para bununla bitmiyor. Destiny 2’nin Forsaken paketinin de tam manası ile tadını çıkarmak için ekstra için de Season Pass, ya da şimdiki adı ile Annual Pass almak gerekiyor. Oyunu PC’de incelediğim için PC fiyatlarına göre yorum yapıyorum ki Forsaken ve Annual Pass’i satın almak için 70 euro’yu gözden çıkarmak gerekiyor. Yani oyunu tamamen PC’de oynamış oyuncular, Destiny 2’ye iki yıl içerisinde toplamda 160 euro’ya yakın para ödemek zorunda kaldı. Bunun kabul edilebilir hiçbir tarafı yok. Sadece ülkemiz ekonomisi için konuşmuyorum.  Yurt dışında dahi bir oyuna iki yıl içerisinde 160 – 170 euro vermek kabul edilebilir bir durum değil. İçerik her ne kadar dolu olursa olsun, bu fiyatlar ne yazık ki oyunun içeriğinin önüne geçmiş durumda ki bu incelemeyi Türk oyuncular için yazan biri olarak bunu kabul edebilmem mümkün değil. Zaten konu ile ilgili YouTube videolarındaki yorumlar da tepkinin sadece bizim değil, tüm dünya çapında olduğunu kanıtlıyor.

Uzun lafın kısası Destiny 2: Forsaken içeriği ve getirdiği yenilikler ile çok başarılı bir eklenti paketi olsa da, fiyatlandırma politikası ile ne yazık ki parasının hakkını veremiyor. Eğer Bungie, 40 Euro’luk Forsaken’ın içine Annual Pass’i de dahil etseydi ek paketin puanı 80 bandına oturacaktı. Kırdığım 16 puan tamamen fiyatlandırma politikasının yanlışlığından kaynaklanıyor.

Exit mobile version