Editör Arenası: Bizim ofisin halleri

Bizim ofis, başkalarınınkine benzemez…

Yer: Merlin Ofisi
Zaman: Sabah Saatleri

Emre: Ben sağdakini aldım, sen de ışıkları hallet.

Mahmut: Tamamdir abi!

Emre: Dikkat et, bir tane de yan taraftan geliyo!

Mahmut: Hehe, indirdim onu!

Emre: Olm naaptın, niye öldürdün? Bölümü kimseye görünmeden sessizce
tamamlamamız lazım…

Mahmut: İyi de abi Modernwarfare 2’de…

Emre: Yahu başlatma Call of Duty’ne. Bak alarm çaldı iste. Gizlilik çok
önemli Mahmut’um. Neyse baştan deneyelim. Bu sefer ışıkları ben hallediyorum,
sen sağdakini sessizce ortadan kaldır.

Mahmut: Tamamdir abi… Bam bam bam, he he üçü de yerde. Çok isabetli
atış yaparım kahretsin!

Emre: Olm naaptın! Bak gene alarm çaldı. Sana kaç defa diyecem sessiz
olmamız lazım diye…

Mahmut: Ama abi Bad Company’de…

Emre: Yahu başlatma şimdi Bad Company’ne. Bak son defa…

Murat: Nooluyo burda? Bu ne kardeşim, oyun parkı mı burası? Ben iş
isterim iş. Kaç yüz bin milyon tane haber girdiniz bakalım.

Emre: Biz de tam co-op şeetiyoduk.

Murat: Başlatmayın co-op’unuzdan! Hem Mahmut’la ortak olunur mu, sen de
saf mısın? Hadi bırakın bu işleri de işinize bakın.

Mahmut: İyi de işimiz bu değil mi zaten?

Murat: Bak yine fena oluyorum. Bu çocuklar beni öldürecek. Ay bi fena
oldum, bi kötü oldum… Bana Mazlum’u, şey yani Özgür’ü getirin. Çabuk diyorum,
bakın gidiciyim…

Özgür: Geldim abi emret!

Murat: Gelme, bilgisayarının başına geç!

Özgür: Haber mi lazım abi? Hemen hazırlayayım.

Murat: Yok haber deyil, benim krizim tuttu. Ona çare bulalım. Bağlan şu
server’a hemen!

Özgür: Der-hal!Murat: Şuradaki sırtlanlardan 10 tane öldürmem gerek, sonra da koca ayak
efsanesini çözmek için yeti mağarasında turlamamız lazım.

Arda: Abi haftalardır tüm Azeroth seferber oldu, herkes yardım ediyo, sen
hâlâ 80 olamadın mı?

Murat: Bak sert bir cisim geliyo simdi ha! Hem bu benim kaçıncı
karakterim biliyon mu sen bakiyim?

Arda: Kaçıncı abi?

Murat: Huaggghh!!!

Arda: Ahhhhhh kafam!

Özgür: O uçan telsiz telefon muydu?

Murat: Sen uçanlara değil, kaçanlara odaklan. 10 elit yaratık peşime
takıldı, ölecem, kurtar çabuk!

Özgür: Abi bu elitleri nerden buldun? Hem de on tane. Hayret yaw!

Murat: Kurtarsana olm ölüyom!

Özgür: Tamam abi bi saniye. Paladin de olsak bi seviyeye kadar. İnsaf abi
10 elit bi vuruşta ölür mü?

Murat: Sen yıllarca oyna, 6000 achievement topla, 60 tane mount’un ile herkese
hava at, ama iş 10 elit öldürmeye gelince, abi yapamam! Bu mudur yani? O zaman
yapacak bişi yok, ben atlıyorum aşağı!

Özgür: Aman abi, sakın atlama!!!

Murat: Burada öleceğime ipsiz bungee jumping yaparım daha iyi!

Özgür: Hayır abi, hayıııııırrrr!!!

Murat: Yihuuuuuu!

Özgür: Haaaaayyyyyııııııırr!!!

Murat: Heeeeeeyyyyyyoooo!

Yer: Yine Merlin Ofisi
Zaman: O esnada

Emre: Olm bunlar WoW çılgınlığı ile bütünleşmişken, biz de çaktırmadan şu co-op
olayına devam edelim!

Mahmut: Tamamdır abi.

Emre: Hep “Tamam abi” diyosun, ama her seferinde saçma bi hareketle alarmı
çaldırıyon, yakışmıyo Mahmut’um. Gel bir kere de beni dinle, mantıklı hareket et
de düşman çatlatalım.

Mahmut: Nası yani, bu oyunda düşman çatlatma da mı var? Vay be headshot’tan bile
daha güzel geliyor kulağa.

Emre: Olm ne diyon sen ya, lafın gelişi. Her neyse, sen sadece benim dediğimi
yap yeter.

Mahmut: Bu sefer öyle bir coşacam ki, herkesi indirecem, böylece alarmı çalacak
kimse kalmayacak.

Emre: Efenim?

Mahmut: Sözünden çıkmayacam diyom.

Emre: Efferim, bu sefer ben soldakini, sen de sağ…

Mahmut: Bam bam bambam!

Emre: Naaptın olm!?!

Mahmut: He he kimse kalmadı bak.

Emre: Seninle Splinter Cell oynayanda kabahat. Olm niye saldırdın yine?

Mahmut: Ama abi Crysis 2’de…

Emre: Başlatma… Ne! Crysis 2 mi?

B.Hanım: Yimek hazir!!!!

Mahmut: Allah Allah, sivrisinek mi girdi ofise? Daha yaz gelmedi ki?

B.Hanım: Yimek hazir diyom!

Emre: Yok yok bu sivrisinek değil, sanırım dolabın içinde kedi falan kaldı.

B.Hanım: Yimek haziiiiiir!!!

Arda: Yok ya bu başka bir ses, ne ola ki acaba? Bir dakika galiba buldum!
Sanırım yemek hazır.

B.Hanım: Yimek hazir diyoom, kimse alduruş etmüyü!

Yer: Tekrar Merlin Ofisi
Zaman: Aynı sularda

Murat: Özgür bak hala kurtaramadın beni!

Özgür: Abi öle bir yere düştün ki, yanına bile gelemiyom. En iyisi sen mezardan
buraya koş.

Murat: Sen nasıl bana emir verirsin? Bak gene kötü olmaya başladım.

Özgür: Yok abi ne emri. Ben iyisi mi GM ile irtibata geçeyim, seni ordan nasıl
çıkaracaz bir sorayım.

Murat: Hadi çabuk ol, karnım açıktı!Özgür: Abi GM de şaşkın. 6 yılda oraya düşen ilk kişiymişsin. Onlar da bunu
duzeltmek için birazdan 600 MB yama yayınlayacaklarmış. Zaten yeti mağarasından
nasıl on elite çıkardın hala anlayabilmiş değilim.

Murat: Hayret bişi ya. Naapçaz yani şimdi, yeni karakter mi oluşturacaz?

Özgür: Aman abi sakın!

Murat: Niye olm, yeni karakter, yeni başlangıç falan… Hem karakterimin ten
rengi hoşuma gitmiyordu. En iyisi yeniden karakter yaratıp baştan başlayayım.

Özgür: Yapma abi lütfen!

Murat: Evet, karakteri siliyorum… “Delete” yazdım, “okey”e tıkladımmm…
Tamamdır, şimdi yeni karakter oluşturalımm… O da tamam, hadi bakalım Özgür,
beni iki dakka boost’la…

Özgür: Allahım ne günah işledim de bana bu cezayı layık gördün?

Murat: Efenim, bişi mi dedin Mazlum, şey yani Özgür…

Özgür: Şey dedim abi, “Hadi biraz yaratık keselim!..”. Hem 2. level yaratık
kesmeyi özlemişim.

Murat: Ben biraz bişiler atıştırayım, sen de etraftaki yaratıkları kes. Nası
olsa bana da exp. geliyo di mi?

Özgür: Maalesef…

Murat: Efenim?

Özgür: Evet dedim abi, sen keyfine bak…

Yer: Tekrar Merlin Ofisi
Zaman: Benzer Zaman Dilimi

Emre: Mahmut’um bak en iyisi hiçbir şeye karışma, orada ölece dur, ben herkesi
sessizce halletikten sonra yanıma gelirsin.

Mahmut: Tamam abi.

Emre: İnşalllah tamamdır. Ahanda arkası dönük duruyo enayi. Hemen şunu sessizce
alalım. Tamammm. Şimdi sıra sende, aha kafası yarıldı! Nooluyo ya, öbürü de
öldü!

Mahmut: He he, bam bam, headshot achievement’ını açtım. Ehuehu…

Emre: Mahmut’um sana kaç defa diyeceğim sessiz olmamız lazım diye. Niye hepsini
öldürdün?Mahmut: Ama kafası tam imlecin üstündeydi… Headshot yap diye yalvarıyodu
resmen…

Emre: Olum Türkçe’den anlamıyon mu, nece konuşayım, öldürmek yok diyorum sana!

Mahmut: Kan akacak!

Emre: Öldürmek yok!

Mahmut: Kan, kan!

Emre: Öldürmiyceksin!

Mahmut: Vahşi kan akacak!

Emre: Mahmut’um nedir sendeki bu FPS aşkı, düşman öldürme çılgınlığı?

Mahmut: Abi bak bunu sadece sana anlatıyorum, başka kimse duymasın ha!

Emre: Heralde dostum, iki kişinin bildiği sır değildir.

Mahmut: Çok doğru abi. Bundan yıllar önceydi. Arkadaşlarla top oynuyorduk. Topa
bir vurdum, sahadan çok uzaklara gitti. Atan alır kuralı gereği topu almaya ben
gittim.

Emre: Nereye, inşaata mı kaçtı topun?

Mahmut: Daha da kötü abi. Topum İnternet kafeye kaçtı. Onu almaya gidince,
içeride herkesin Doom oynadığını gördüm ve görür görmez yıldırım askı ile
vuruldum Doom’a…

Emre: İyi de bunun konuyla ne ilgisi var?

Mahmut: Bilmem abi içimden geldi…

Emre: Töbe ya, sen aklıma mukayyet ol yarabbim!

***

Özgür: Murat Abi koş, 3. level oldun :s

Exit mobile version