God of War: Ascension İnceleme (PlayStation 3)

Bir tanrı olmadan önce, o bir insandı. Ancak nasıl bir insan? Kim tarafından, nasıl yaratılmıştı? 2005 yılında piyasaya sürülen oyunun, kendi zamanında en iyi aksiyon oyunu olduğundan hiç şüphe yok. Özellikle hack and slash severlerin, bol stres atacağı başarılı bir oyun haline geldi. Son zamanların en çok konuşulan oyunlarından biri olmasını geçtim, eğer mitolojiyi gerçekten seviyorsanız ve Yunan tanrılarının farklı noktalarını öğrenmek istiyorsanız, doğru adrestesiniz. God of War, merakımızı gidermek için tekrar bizlerle.

Sevgili Kratos, geçmişinden bir türlü kurtulamayan ve intikam peşinde koşan, aslında tanrıların kuklası haline gelmiş korkunç bir savaşçıydı. Peki neden ondan bu kadar korkuluyordu?  Bir tanrı, basit bir ölümlüden bu kadar korkarsa bildiğimiz dünyanın olması da mantıksız değil mi? God of War: Ascension, Kratos hakkındaki bilmediğimiz bazı gerçekleri bizleri sunmaya geldi ve bu konuda oldukça başarılı olduğunu söylemek zorundayım. Kratos’un hikyesinin özünden intikam duygusundan çok daha falzası var. Zira God of War: Ascension, bizleri tüm God of War serisine gönderme yaparak şaşırtıyor. Özellikle bazı sahnelerde ağzınızın açık kalacağını garanti ediyorum.

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde
Kratos kendi kurallarıyla yaşayan bir ölümlü. Onun istediği aslında saf güçken, birden bire intikam ateşinin kendisi oluveriyor. Yenmek istediği bir ordu yüzünden kendisini savaş tanrısı Ares’e sunuyor ve God of War: Ascension sayesinde aslında Ares’in gerçek amacını öğreniyoruz.

 
Masum kanı, akraba kanı ve düşman kanı; gereken en önemli malzemelerdi. Ares bunları elde ettikten sonra, Kratos’un tüm varlığını ele geçirdi. Ancak bilmediği tek şey, Kratos’un ruhunun derinliklerinde ufak da olsa bir ışığın yandığıydı.

Hikayemiz bambaşkaymış

Kendi ailesini elleriyle ailesini öldüren Kratos, onların külleriyle bulanarak lanetlenmişti. Ares’in onu öldürmesi Underworld’e yollasa bile, Pandora’nın kutusu Kratos’a bir tanrının gücünü vermişti. Babası Zeus’a kendisini kanıtlamaya çalışan Ares, korkunç bir şekilde Kratos tarafından öldürülmüştü. Ancak bundan daha öncesine giderek Kratos’un neden Ares’in peşine düştüğünü öğreneceğiz.

God of War Ascension öncesinde geçen hikaye; bir ölümlünün bir tanrıyı öldürebildiği gün, dünyanın dengesinin değiştiği günle başlıyordu. 10 yıllık bir kabustan sonra Kratos’u kurtarabilecek tek şey; ölümdü. Ancak tanrılar böyle bir gücü kaybetmeyi red edip, Ares’in kötülüğünden kurtuldukları için onu ödüllendirmişlerdi. Hem de bir savaş tanrısı olarak. Bir ölümlüyü bir tanrının gücüyle beslediğimizde karşımıza korkunç bir yaratık çıktı ve Kratos bu gücü hak etmediğini kanıtladı. Aslında onun tanrıları dinlemeyip, dünyada yıkıma devam etmesinin nedeni; Athena’nın ölüme izin vermeyişinden kaynaklanıyordu. Çünkü ölüm onu korkunç anılardan kurtaracak tek ilaçtı ve tanrılar buna izin vermeyerek büyük bir hata işlediklerini anladılar, ancak iş işten geçmişti. Artık God of War: Ascension ile gerçekleri öğrenme vakti geldi.

Bölümler

God of War: Ascension’da toplamda otuz bölüm yer alıyor. Her bölüm birbirinden kanlı ve her dövüş de birbirinden farklı. Özellikle demoyu deneyenler bilirler; Lanetliler Hapishanesi’nden kaçış, en başarılı boss’lardan birine sahip olabilir. Ancak bu sadece ufak bir ipucu olsun. Biliyorsunuz ki titanların güçlerinin Zeus tarafından ellerinden alınmasıyla, Kratos’un intikamı bir araya gelmişti. Bu sayede hem Kratos amacına ulaşabilmiş hem de Titan’lar istediklerini elde etmişti.  God of War: Ascension ile titan ve tanrılardan da fazlasını öğreniyoruz; Hiddetliler (Furies). Tanrılardan ve onlardan daha öncesine gidiyoruz.

Kratos sen de kimsin?

Kısa bir özet geçecek olursak; Sparta’nın hayaleti, ailesinin külleriyle lanetlenmiş olan Spartalı olarak karşımıza çıktı Kratos. Babası Kronos’tan ölümüne korkan Zeus, aslında zayıflığını açığa çıkartarak, Kratos’un güçlenmesine neden oldu. Kaderin gücünü elinde barındıran Kratos, titanları da beraberinde alarak, başka bir zamana götürdü ve bu sayede Zeus’u yok etmenin yollarını aradı. Ancak Zeus’un ölümüyle, Olimpos Dağı da yok olacaktı. Bu hikayenin büyük bir kısmını oluşturmasa da çoğumuz, olanları biliyoruz. Tüm dünyayı kaosa sürükleyen Kratos, halinden oldukça memnundu. Pandora’nın gerçek kimliği ve Zeus’un geçmişteki hikayesi, hatta daha fazlası. Aslında kendi babasına bu kadar nefret duymasının nedenini az çok biliyoruz.

Athena da farklı bir kaderle karşılaşması için, Kratos’a defalarca şans tanımıştı. Ancak Kratos sadece tanrıların değil, titanlarında ihanetine uğrayan bir savaşçı oldu. Bildiğiniz gelen vurmuş, giden vurmuş. Böyle korkunç bir yaratık haline gelmesi de çok normal öyle değil mi?

Hikaye kısmını bitirdikten sonra dinamiklere de değineceğim. God of War: Ascension’ın hikayesi, Kratos’un karısı ve çocuğunu katlettikten sonraki altı ayın hikayesini anlatıyor. Yani orijinal God of War’dan on yıl öncesine gidiyoruz.  Kısacası Kratos’un Ares’e olan nefreti nasıl büyüyor öğreniyoruz.

Bu hikayede özellikle hiddetlilerin hikayesini çok beğeneceksiniz. Çünkü onlar kimseye hizmet etmezler, dünyayı yaratanlar yani primordiyal’ın öfkesi kendi aralarında savaşırken, hiddetliler ortaya çıktı. Onlar, onurun muhafızlarıydı. Yalnızca suçlu kabul ettiklerinde intikam alırlardı. Zeus ise Olimpos Dağı’nın hükümdarı olduğunda hiddetli kardeşlerden korkmanın gereksiz olduğunu anlamıştı.  Hekatonkheir bu süre zarfındaki ilk hain olmuştu. Canavar, Zeus’a kan yemini etmişti. Ancak bu yemini bozunca hiddetliler ona acımazsızca saldırdılar. Öldürmediler ama süründürdüler. Onu ebedi bir hapishaneye koyarak, sonsuza kadar işkence ettiler. Bu sayede tüm dünya, bir tanrıya yemin edildiğinde bozulursa, sonsuz işkenceye mağruz kalacaklarını biliyorlardı. Çünkü hiddetliler anında orada beliriyorlardı. Kimseye ait olmasalar bile cezalandırmak onların işiydi. Onun iyi bir örnek olacağını zanneden tüm varlıklar, ikinci bir yeminbozan olan Kratos’la tanıştılar. İşte Kratos, bu yüzden hiddetlilerle savaşın ortaya çıkmasına neden oldu.

Ares’e verdiği yemini bozan Kratos, hiddetlilerin ağına düştü. Ailesini katletmesinden altı ay sonra Ares’e olan yeminini bozmaya kalkıştığında, zincire vuruldu ve korkunç işkenceler gördü. Sıra geldi bu işkenceler ardındaki ayrıntılara ve bol kanlı savaşların geçtiği zamana dönmeye.

Grafikler ve detaylar, detaylar ve detaylar

Oyuna zor modda başlamak gibi bir hata yaptıktan sonra hiddetlilerin muazzam hikayesine başladım. Özellikle üç kız kardeşin bir araya gelip, bir ölümlüyle sinek gibi oynaması oldukça eğlenceliydi. Kratos’u hiç bu kadar dayak yerken göremeyeceğiniz kesin. Kendisi de bol bol dövmekten geri kalmıyor. Pardon, kesip biçmekten demek istemiştim. Otuz bölüm boyunca bol bol kan, bol bol organ ve bol bol bulmaca sizleri bekliyor olacak. Yaratıkları özel kombolarla yenerken, ekstra puanlar alacaksınız. Kimi zaman bizlere ipucu veren, o beyaz ve kırmızı ışıklar var ya, onlar yine orada olacak.

Grafik anlamında God of War: Ascension’da ciddi gelişmeler yok, GoW 3 görselleriyle hemen hemen aynı. Sadece detayları üçüncü oyuna göre biraz daha gelişmiş. Gölge kaplama ve efekt kalitesi arttırılmış. Nihayetinde God of War serisinin bir parçası olan God of War: Ascension, her yönüyle tatmin etmeye yeterli bir oyun.

Gelelim boss’lara
Otuz bölüm demek, otuz adet boss var demek olmuyor. Aralarda üzerimize koşan kocaman bir cyclops görebiliyoruz veya birden bire şimşekler saçan çılgın bir kadın yerin dibinden bize çakıveriyor. Normal bir kadından bahsetmiyorum tabii ki. Boss’lar, tipik bir God of War oyunundaki gibi yok ediliyor. Ekranımızın sağında, solunda, üzerinde, altında kontroller beliriyor ve ölümcül vuruşlar için ipuçları almaya devam ediyoruz. Ancak analog tuşlarını unutmayın, defalarca hayatınızı kurtaracak.

God of War: Ascension, diğer serilere göre aksiyondan az daha geride kalıyor. Bunun nedeniyse hikaye gereği çözmemiz gereken bir bulmacanın, zihnimize kazınmasından kaynaklanıyor.  Elbette sıkça yaratık kesiyoruz, hatta kimi bölümlerde gerçekten neyin nereye konulacağını, ne zaman konulacağını bile çözmekte zorlanacaksınız.

Heyecan dorukta (Dikkat spoiler içerir)
Kratos, God of War: Ascension’da tanrılara seslenişi bir kenara bırakıyor. Hatta savaş tanrısı olacağının bir işaretini de, bu hikayede göreceksiniz. Dikkat, bu yazacağım satırlar “spoiler” içeriyor. Şimdiden uyarıyorum.

Ares’in aslında tek bir planı olduğunu biliyor muydunuz? Hiç kuşkusuz Ares’in amacı God of War III ile birlikte ortaya çıkıyor. Olimpos Dağı’nı yok etmek. Peki ya kiminle? Tanrıların kralına tek başına kafa tutamayacağını hepimiz biliyoruz. İşte burada, araya hiddetlilerden biri giriyor. Savaş tanrısı Ares, hiddetlilerden biriyle aşk yaşıyor ve aslında Olimpos Dağı’nı yok edebilecek bir çocuk dünyaya getirmek istiyorlar. Ancak bu aşk tohumu hüsranla bitiyor ve istedikleri erkek çocuk, zayıf biri oluyor. Bu nedenden Ares, yeni kuklası olarak Kratos’u seçiyor. Çünkü o gerçekten istediği savaşçı ruhuna sahip ve hiddetlilerin de taraf tutmasını sağlayabilecek kadar da arzulu biri. Kendi babasını öldürmek isteyen Ares, tıpkı Kranos gibi bir kadere sahip olmak istemiyor. Doğal olarak Zeus’u karşısına alamıyor ve Kratos’u bir kukla gibi kullanıyor. Ares ve onun yasak aşkı olan hiddetli, çok önemli bir noktayı atlıyorlar. Kenara attıkları oğulları Kratos’a yardım eli uzatıyor ve ona tüm gerçekleri gösteriyor.

Hikayenin en önemli kısımlarından biri de yasak aşktan ortaya çıkan tohum. Kratos’a tıpkı Athena gibi yardım ediyor. Ancak hiç beklemediğimiz bir noktada ortaya çıkıyor. Ona gerçeğin gözlerini bulması için de yardım ediyor.  Kratos kadın hiddetliyi yok ederek, Ares’in istemediği oğlu Orkos’u özgür bırakıyor. Kratos aslında baştan beri hayaller dünyasında yaşadığını anlıyor. Çünkü hiddetliler, Ares’in istediğini yaparak, Kratos’a hayallerle dolu bir dünya sağlıyor. Ona verilen bu hayal dünyası yüzünden ailesini istemeyerek katlettiğini öğrenince, zihnindeki tüm karanlık yok oluyor. Hiddetliyi öldürmesine rağmen özgür kalamayan Kratos, acı gerçeği öğreniyor. Orkos annesinin ölümünden hemen önce Kratos’un yemin tutucusu oluyor.

Bir yemin tutucu kendi kendini öldüremez ve bu yüzden ancak Kratos, Orkos’u öldürürse özgür kalacaktır. Ancak bu özgürlük ona tüm gerçeği gösterecektir. Masum bir insanı yok etmek istemeyen Kratos, istemeye istemeye Orkos’u öldürür ve bu sayede içindeki intikam duygusu alevlenir. Ailesini neden öldürdüğünü ve yaşadığı her şeyin, hayaller dünyasından ibaret olduğunu öğrenince, Ares’ten intikam almak için ve gerçekleri öğrenmenin acısıyla yola koyulur.

Neden senaryo modu böyle oldu?
God of War: Ascension, senaryo olarak kısa bir dönemi anlatsa bile, gerçekten  tatmin etmeye yetiyor. En azından bir kısmımızı. Senaryo modu yaklaşık altı saat sürüyor. Bol bol oyalanıp, daha fazla puan toplayıp, kaosun kılıçlarını güçlendirmek istiyorsanız yedi veya sekiz saatlik bir oyun süresini gözden çıkarmanız gerekebilir. Şahsen yedi saatte çılgınlar gibi yaratık kestiğimi söyleyebilirim.

God of War: Ascension, GoW serisine PS3 platformunda ilk defa multiplayer modu beraberinde getiriyor. Zaten PS3 platformunda çıkan tek GoW serisi de oluyor. Özellikle gladyatör gibi savaşmak ve online olarak tüm zırhlarımızı geliştirmek, işin en eğlenceli kısmı. Daha önce God of War: Ascension beta izlenimlerimiz için de inceleme yapmıştık. Onun için de linki takip edebilirsiniz. Multiplayer mod için güzel ipuçları alabilirsiniz. Senaryo modu bittikten sonra, aldığımız başarı puanlarımıza göre, bir dahaki oyunu farklı zırhlarla oynayabiliyoruz.  Özellikle ilk defa bitirdikten sonra Kratos’un lanetlenmemiş haliyle oynamak oldukça eğlenceli olabilir.

God of War: Ascension, birçok yönüyle ilk olarak multiplayer ve co-op moduna odaklanmış durumda. Senaryo modu birçok GoW hayranını tatmin etmeye yetecektir. Özellikle ben, çılgınlar gibi yaratık keserken ne kadar mutlu olduğumu fark ettim. Kısa sürmesi benim için en büyük eksiydi. Yunan mitolojisi söz konusu olduğunda birçok oyunseverin, benim gibi düşündüğünü biliyorum.

Türkçe seslendirmesinin orta düzeyde olduğunu belirtmeden geçemeceğim. “Kratos’un sesinin daha kalın olmasını bekliyordum” cümlesini bir çoğunuzdan işiteceğim. Ancak hem Türkçe dil desteği hem de Türkçe altyazı seçeneğinin olması, birçoğumuz için büyük bir artı. Çevirilerde ufak tefek hatalar gözünüze batabiliyor. Dublajın ne yazık ki yetersiz olduğunu belirtmek zorundayım. Bunun nedeni de dublaj ekibinin sadece metinleri okuyarak dublaj yapmak zorunda kalmasından kaynaklanıyor. Özellikle God of War: Ascension gibi bir oyunu oynamadan, en azından sinematikleri görmeden seslendirmesini yapmak oldukça zor olmalı.

Kısacası, God of War: Ascension kısa senaryoya sahip olsa bile, oynamak isteyeceğiniz bir aksiyon oyunu olacak. İşin güzel tarafı God of War: Ascension’dan sonra, sırasıyla tüm GoW serilerine başlarsanız şaşmayacağım. Ses, grafik ve bizi gaza getiren müzikler; daha fazla kan akıtmamızı sağlayacak. Parmaklarınızı özellikle multiplayer mod için saklamanızı öneririm. Çünkü senaryo modundan sonra, o kadar zırh sizleri bayağı eğlendirecek.

Ceyda’yı kıskanan diğer editörlerimiz, utanmadan incelemenin altına kendi yorumlarını yapmak istediler. Bakalım onlar ne düşünüyorlarmış?

Özgür: “Valla God of War serisini seven biri olarak God of War: Ascension’ı doğru bir geçiş oyunu olarak görüyorum. Ne de olsa PS4 açıklandı, yeni nesle de bir God of War gelir. Ancak PS3 sahiplerini idare etmek amacıyla böyle bir oyun yapılmış. Yeni bir hikaye, değişmeyen oynanış ve nihayet Türkçe seslendirme. Seslendirmenin Türkçe olması güzel. Ancak bugüne kadar gördüğümüz dublajlar arasında pek de başarılı diyebileceğimiz bir dublaj değil. Bunun en büyük nedenleri arasında seslendirme sanatçılarının sadece metinleri okuyarak dublaj yapmak zorunda kalması olabilir. Oyundan hiçbir sahne görmeden seslendirmek oldukça zor olsa gerek. Yine de oynayıp bitirilesi bir God of War olmuş.”

Murat: “God of War oldukça geç tanıştığım bir seri. Ne yazık ki evimde PS2 ve PS3 bulundurma fırsatım olmadığı için ancak bir iki sene önce bu muhteşem seri ile oturup kaynaşabildik. Benim gibi Yunan mitolojisine ve tarihe bayılan birisi için God of War elbette ki bulunmaz nimetlerden bir tanesi. Muhteşem bir senaryo ve diyaloglarla bana şimdiye kadar gördüğüm harika bir mitolojik hikaye sundu. Kratos’un her daim bu kadar öfkeli olması (mantıklı olsa da) benim biraz sinirlerimi bozuyor olsa da Santa Monica’yı Ascension için bir kez daha ellerinden öpüyorum. Teknik anlamda “yeni” bir oyundan beklenen farklılıklar yoktu aslında ancak zaten GoW3’teki teknik altyapı da gayet iyi olduğundan göze o kadar da batmadı. Türkçe seslendirmelerle de farklı bir hava katılan oyun eğer multi platform olsaydı GoTY’ın sağlam adaylarından birisi olabilirdi.”

Exit mobile version