Hız tutkunlarının ne kadar çılgın insanlar olduğunu birçoğumuz biliyoruz. Rüzgarı her haliyle hissetmek ve adrenalin seviyesini doruk noktasına çıkarmak kadar güzel bir duygu yoktur. Aslında paraşütle atlamak veya motor üzerine hız yapmak da bu tarz duyguların ortaya çıkmasını sağlıyor. Yine da arabanın verdiği hissiyatın, diğerlerinden ne kadar farklı olduğunu bileniniz vardır. Bir de üzerine hız takıntınız varsa, of diyorum! Konuyu, nereden nereye getirdim farkındayım ancak asıl amacım sizi GRID Autosport ile tanıştırmak ve bana göre, direksiyonla deneyimlenmesi gereken oyunların başında geliyor.
Yeni nesil platformları es geçen Codemasters, GRID Autosport’u PC, PS3 ve Xbox 360 platformlarından piyasaya çıkarttı. Hem kariyer modu, hem de multiplayer modu ile beğenilen yarış oyunları arasına girmeyi başardı. Peki nasıl?
Önce hikaye… Pardon kariyer demek istedim.
GRID Autosport bizleri birbirinden eğlenceli ve bir o kadar da çeşitli yarışları deneyimlememizi sağlıyor. Hatta özellikle belirtmekte fayda görüyorum, GRID Autosport ve GRID 2 arasında çok da fark yok. Bazı pistler tamamen aynı ve toplam 21 farklı yarış mekanı var. Ayrıca oynanış anlamında da ciddi değişikliklerin olduğunu, GRID 2’ye oranla daha zor bir yarış oyunuyla karşı karşıya olduğumuzu belirteyim.
Codemasters özellikle arcade türünden memnun olmayan oyunculara hitap eden bir simülasyon oyunuyla baş başa bırakmış bizleri. Ayarlar kısmında GRID Autosport’u daha da zorlu hale getirebiliyoruz veya daha da kolaylaştırabiliyoruz. Fren sisteminden tutun, ne zaman dönüş yapacağımızı gösteren yol güzergahları bile ayarlar kısmına eklenmiş. Ayrıca GRID Autosport hikayeden tamamen uzaklaşarak, bizi sadece sürüşe odaklamış durumda. Beş farklı yarış disiplini sayesinde, sponsorlarımızı seçerken, partnerimizi de seçebiliyoruz ancak partner seçenekleri eskisi kadar özgür bırakılmamış. Yine de onları kontrol edebiliyor ve yarış sırasında bir şekilde bize yardımcı olmalarını sağlayabiliyoruz.
Kariyer anlamında ayrıca her seviye atladığımızda kullandığımız araçlarımızın motor gücünü veya hızını yükseltebiliyor, buna bağlı olarak daha iyi sponsorlarla yarış deneyimini yaşayabiliyoruz.
Acımasızlıkta son nokta
Her yarışta genel olarak farklı bir arabayı kullandığımız GRID Autosport, oldukça acımasız yapay zekasıyla ön plana çıkıyor. Birbirlerine çarpmak yerine, bizi aradan çıkarmaya çalışan yapay zeka, yoldan o kadar hızlı savrulmamıza ki, toparlanmak zaman alıyor. Bu yüzden direksiyon ile oyunu deneyimlemek, tavsiyelerimden biri olacak ve tabii ki kullandığınız araca çok da bağlanmayın derim. Zira her yarışta farklı bir araçla yarış pistindeki yerimizi alabiliyoruz. Bu durum tabii ki her yarış türünde değişiyor.
DEVAMI DİĞER SAYFADA
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>
Biraz ses, biraz grafik
GRID Autosport, tıpkı diğer Codemasters oyunları gibi müzik konusunda piste indiğimiz az sessizliğini korumaya devam etmiş. Oyun aralarında ve tabii ki direksiyon veya konsol başında paslanmayalım diye, tadında melodiler işlenmiş. Ufak bir not: GRID Autosport konsolda grafik anlamında sınıfta kalmış ancak PC platformunda çok daha başarılı. Kaplama ve optimazyon sorunları konsollarda can sıkabiliyor.
Hazır grafik demişken biraz daha detaya inelim. Ford, BMW, Chevrolet ve Honda gibi markaların kontrolünü sağladığımız GRID Autosport, grafiksel anlamda ne yazık ki Grid 2’nin biraz gerisinde kalmış ancak bu durum sadece konsol için geçerli, sunduğu yenilikler ve yarış deneyimi bir süreden sonra bu eksiyi yok eden cinsten. Oyun fiziği gerçekten tatmin edici ve kullandığınız aracın kontrolü ne kadar zor olursa olsun, hasar alma detaylarına kadar birçok zorluğu GRID Autosport’a iliştirdiğiniz zaman, yeterince mutlu oluyorsunuz. Fren sisteminden tutun, aracın dönüş hızı veya aracın ön ve arka tamponundaki yumuşaklığı bile ayarlayabiliyorsunuz.
Kısacası yarış oyunlarından hoşlananlar için arşivlik bir oyun olarak nitelendirilebilir.