Buzullarda geçen hiçbir hikâye; Sid, Manny ve Diego’nun maceraları kadar
renkli olmamıştır. Hiçbir alternatif karakter ise, belki de Scrat’ın bize
yaşattığı eğlenceli dakikaları verememiştir. İlk olarak 2002 yılında
beyazperdeye adım atan Buz Devri, geçtiğimiz günlerde üçüncüsüyle izleyicilerin
karşısına çıktı. Aynı isimli oyunu da Activision önderliğinde konsollar ve PC
için piyasaya sürüldü.
Bu kez sorun büyük ve dişli
Üçüncü macerada kahramanlarımız, buzulların erimesiyle birlikte kendilerini
tropik bir ormanda buluyor. Buz Devri serisini izleyenler önceki filmlerde,
buzullar içinde donmuş olarak bekleyen dinozorları biliyorlardır. Yeni filmin ve
oyunun ana temasını bu dev yaratıklar oluşturuyor. Dinozorlar aslında yıllardır
yaşamaktadır, fakat dondurucu iklim sebebiyle yıllardır buzullar içerisinde
hapsolmuşlardır. Erimenin başlangıcıyla da tekrar doğal yaşama geri dönüyorlar
ve bizim için en büyük tehlikeyi oluşturuyorlar.
“Oyunun grafikleri genel olarak ortalama bir seviyede görsellik sunuyor.”
Dawn of the Dinosaurs’ta; Sid, Manny, Scrat ve Diego gibi sevilen karakterleri
yönetebiliyoruz. Kahramanlarımızın her birinin kendine has özellikleri ve
saldırı çeşitleri bulunuyor. İlk olarak Sid’i kontrol ederek başlıyoruz.
Öncelikle oyunculara ufak bir eğitim bölümü sunularak, kontroller ve oyunun
ilerleyiş yapısı hakkında kısaca bilgi veriliyor; sonrasında ise, yolumuza çıkan
hayvanları dövmeli, engellerden atlamalı, kayalıkları yok etmeli ve elmasları
toplamalıyız. Farklı renklerde elmaslar mevcut. Bölümleri tamamlamak ve ekstra
özellikler açabilmemiz için elmaslar toplamamız gerekiyor. Dövdüğümüz her
düşmanın üzerinden ve çevreden toplayabildiğimiz meyveler sayesinde de markete
uğrayabiliyoruz. Meyveler bir nevi para görevi görüyorlar. İkinci filmdeki, her
şeyi para karşılığında satmaya çalışan kurnaz kaplumbağayı hatırladınız mı? İşte
o, hiç beklemediğiniz anda tezgâhıyla birlikte karşınıza çıkarak, yeni güçler ve
aksesuarlar almanız için hazırda bekliyor.
Nişan al ve ateş
Kimi zaman dövüşüyor, kimi zaman bir platform oyunu tarzında ilerliyor, kimi
zaman ise dev dinozorlardan kaçmaya çalışıyoruz. Ice Age’te mini bir hedef alma
sistemi de bulunuyor. Shift tuşuna basılı tuttuğunuz takdirde, ekranda bir hedef
imleci beliriyor. Çevreden aldığınız kartopu veya çamur toplarını, saldırı aracı
olarak kullanabiliyorsunuz. Zaten hedef imleci otomatik olarak ilerliyor. Bana
göre en eğlenceli oynanış deneyimi Scrat ile yaşanıyor. Tipi, hareketleri ve
mücadelesi sırasındaki görüntüsü, oyun çok iyi veya çok kötü olsun yine de sizi
güldürmeyi başarabiliyor.
“Buzulların erimesiyle birlikte ortaya çıkan dinazorlar karakterlerimizin başına bela oluyor.”
Karakterlerin seslendirmeleri, filmin ekibi tarafından hazırlanmış. Yapımın en
güzel yönlerinden bir tanesi de bu. Grafikler kimi zaman rengârenk ve göze hoş
gelse de, kimi zaman çok vasat görünüyor. Çevre tasarımlarına nazaran karakter
çizimleri daha hoş olmuş. Macerayı devam ettirmek ve ekstraları açmak için elmas
topladığımızı belirtmiştim. Oyunun ana menüsünde yer alan ekstralar başlığına
göz attığımızda şarkılar, hileler, videolar ve karakter çizimleri gibi ödüller
bulunuyor. Son olarak PC’nize takacağınız bir gamepad sayesinde oyunu
arkadaşlarınızla da oynayabiliyorsunuz. Özellikle küçük oyuncular için tavsiye
edebileceğim yapım, kesinlikle Ice Age 2’den daha iyi bir oyun olmuş.