Legions of Steel

Son zamanlarda bağımsız şirketler atağa geçerek güzel projeler ortaya koymaya başladılar. Sanıyoruz ki bunlardan birisi de Studio Nyx. Taktiksel sıra tabanlı oyunların zaten zor tuttuğu bir aralıkta böyle bir işe girişmek ­ hem de bağımsız bir şirket olarak ­ gerçekten cesaret istiyor. Öncelikle kendilerini kutluyor , başarılarının devamını diliyor ve incelememizin derinliklerine dalıyoruz!

Launcher’ımızdan başlayalım. Oyunun simgesine tıkladığımızda bizi bir adet sevimli bir launcher karşılıyor. Oyna butonuna bastığımızda ise başka bir launcher.Bu kez launcher’ımız tanıdık. Unity kullanılarak oluşturulan launcher’a selam veriyoruz ve bu launcherception­vari durumdan son olarak yine oynaya bastığınızda ( tabii ekrandaki ayarları bilgisayarınıza göre ayarlayarak ) kendinizi bir anda oyunda buluyorsunuz. Loading yok, çok bekleten introlar yok, fişuv fişuv diye ses çıkartan intro arkaplan sesleri yok. Oyunun kendisiyle direkt olarak muhattap oluyorsunuz. Bu esnada dikkatimizi hemen sol üst köşedeki Facebook, Twitter ve Google+ simgeleri çekiyor. Bu simgeler sizi oyunun alakalı sayfalarına götürüyor. Neyse dedikten sonra sağ üst köşede bir equalizer sembolü dikkatimizi çekiyor. Neyin nesi kimin fesidir efenim ? diye sorduktan sonra hemen tıklıyoruz. Bu da sizi direkt olarak oyunun ” Ayarlar ” bölümüne götürüyor. Burada da çok fazla görülecek bir şey yok yine. Dil seçeneği, Zorluk seçeneği, Hangi tuşun hangi faaliyete denk geldiği ve son olarak müzik ­ efekt çubuklarını görüyoruz.

Geri geldikten hemen sonra ( Ne yazık ki ESC ile geri gelemiyorsunuz..) artık oyun vakti diyerek kendinizi aşağıdaki dört adet seçeneğin arasından campaign ‘ in kollarına bırakıyorsunuz. Size ne olduğunu, zalım uzaylıların şeytani planlarla gezegenleri yiyip yiyip tüketip, hesabı ödemeden nasıl kaçtıklarını ve akabinde indikleri bir gezegende baltayı sert bir taşa vurduklarını anlayabiliyorsunuz. Burdan sonra Tutorial veya direk senaryo moduna geçebilirsiniz fakat oyunu öğrenmeniz açısından oynamanızı şiddetle tavsiye ediyoruz. Ya ediyoruz da bu tutorial’in Dark Souls II tutorial’inden bir farkı kalmamış ki ? Oyunu size öğretmiyor adeta yaşatarak tecrübe ettiriyor. Kontrolleri yeri geldiği zaman ekranda bir baloncuk halinde belirtiyor ve ” Şunu şunu yapacaksın ” diye bik bik konuşup geri çekiliyor. Açıkçası her oyuncunun buna dayanabileceğini düşünmüyorum çünkü teorisini öğrenseniz de o bilgileri uygularken tamamen tek başınızasınız. O yüzden tutoriali bitirebilene muhtemelen Steamden bir başarım hediye ediyorlardır diye düşünüyorum.

O kısmı da geçtikten sonra nihayet senaryo moduna girebiliyorsunuz. Senaryo modunda, mevcut haritayı bitirdikçe ilerleyebildiğiniz bir sistem var. Yani öyle hemencecik diğer haritalara atlayamıyorsunuz. Tadını çıkarta çıkarta gidin zaten, adamlar o kadar oyun yapmış. Amma yok benim diğer haritaları da görmem lazım diyorsanız o seçeneğimiz de mevcut. Skirmish veya Hotseat’i seçerseniz istediğiniz haritadan istediğiniz atı koşturabilirsiniz. Oyun sistemine gelecek olursak; tamamen taktik üzerine kurulu, askerleri ordan oraya tıklattırmayla yürüttürme olayı var. Oyunda iki birlik var. Komandolar ve Makineler. Anladığını üzere komandolar, makineleri durdurmaya ve gezegenlerini korumaya çalışıyorlar. Komandolar isimli birlikte çeşitli sınıflarda asker birlikleri var.Bunlar hangileri ?

Buyrun;

­-Trooper ( Süvari ­ Bildiğimiz er. Piyon gibi sürün, hiç çekinmeyin. )
-­Heavy Weapon ( Ağır Kuşanmış ­ Bir nevi oyunun pompalı tüfeği. Vurduğunu indiriyor. Ona göre oynayın. )
­-Sergeant ( Çavuş ­ Taktiksel olarak hamlesi daha fazla ve size bazı konumlarda avantaj sağlayabiliyor. )
­-Corporal ( Emir ve komuta gücü yüksek ancak ateş gücü biraz düşük.Anlayacağınız üzere kaba kuvvetle değil sorunlarınızı konuşarak çözeceksiniz bu karakterde. )

Bunları başlangıçta mavi ışınlanma noktalarına tıklayarak listeden seçip istediğinizi istediğiniz zaman doğurtabiliyorsunuz. Taktik yine çok önemli. Hepsini bir anda çıkartıp, hurraa diye saldırırsanız elinizde patlar, Merlin’in Kazanı olarak bizden söylemesi!
Tabii bir de diğer taraf var; Uzaylılar !

“Uzaylılar tarafından kaçırıldım ! Evet, tarafından!”

Bu gariplerin 2 tür asker sınıfı var. Bir piyon bir de tank.

­-Nightmare ( Asker ­ Vuruş gücü düşük, ilgi çekmek için kullanılıyor )
­-Assault Fiend ( Tank­ Git kafasına kafasına elindeki çatalla vur. Çatal dediğim Trident. )

Sınıflar bu kadar. Gelişmiş yapay zekaya karşı şansınız ve taktikleriniz bol olsun diyerek çoklu oyuncu modunu anlatmaya koyuluyorum. Çoklu oyuncu moduna menüden ulaşabiliyorsunuz. Girdiğiniz zaman karşınıza kullanıcı adı ve şifre isteyen bir ekran çıkıyor. Eğer kayıtlı kullanıcı adınız yoksa 2 seçenekten biri olan ” Register ” yani kayıta tıklıyor ve şipşak bir üyelik alıyorsunuz. Üyelik için sadece kullanıcı ismi, şifre ve e-posta gerekiyor. Bunları girdikten sonra sistem kontrol ediyor ve sizi daha fazla bekletmeden sunucu listesi olan ekrana götürüyor!

” Bu oyunda çoklu oyuncu modunda diğer insanlarla taktiksel olarak savaşmak, tıpkı satranç oynamaya benziyor ! “

Karşınıza gelen listede ” My Games ” ( Oyunlarım ) ve Accept Challenge ( Meydan Okumaları Kabul Et ) diye 2 kısımdan oluşan sekme sistemi var. İkincisine gelip tıkladığınızda karşınıza sunucular ip gibi diziliyor, siz de istediğinize giriş yapabiliyorsunuz. Çoklu oyuncu modunda da haritayı siz kuracaksanız ” Create ” ‘ e tıklayıp yönlendirmeleri takip ederek başarıya ulaşabilirsiniz.

Oyunun biraz da sistemsel tarafına değinecek olursak ; manzara can sıkıcı. Unity kullanıldığı için oyun içerisinden grafik ayarlamaları yapamıyorsunuz. Sadece girişteki ikinci launcherda yapabiliyor ve oyuna dahil oluyorsunuz. Oyunun müzik ve efektleri oldukça basit ve sıradan. Bu konuda da eksi puana maruz kalıyor oyun. Oyunu durdurduğunuzda müzik çalmaya devam ediyor. Biraz sinir bozucu olabiliyor bazen. Oyunun bağımsız bir firmadan çıktığını unutmamak lazım. Oyun yakında piyasaya sürülecek ve alacağı tepkileri hep birlikte izleyeceğiz. Oyuna Steam üzerinden ulaşabilir, satın alabilirsiniz.

Exit mobile version