Size milyar dolarlık bir isimden söz etmek istiyorum; Harry Potter’dan yani. Gün gelir bazı şeyler düşünürsünüz, olması imkânsız, çılgınca şeyler… Peki sonrasında tamamen unutur musunuz, yoksa düşüncelerinize şekil vererek bir ressam edasında tasvir eder misiniz? Seyahatlerin insanlar için çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu esnalarda kişiler bir bakıma kendilerini boşluğa emanet edip, zihinlerine armağan olarak sunulan fikirleri sahiplenebiliyor. Nitekim J. K. Rowling de öyle yaptı. Bir tren yolculuğu esnasında zihninde beliren Harry Potter, günümüzde dünyanın en önemli markalarından biri konumunda.
7 kitaptan oluşan ve şimdiye kadar 400 milyondan fazla satan bu muhteşem seri, Warner Bros. önderliğinde beyazperdeye de adım attı ve serinin son kitabı Ölüm Yadigârları, iki bölüm olarak art arda izleyiciyle buluşacak. EA Games tarafından da video oyunları hazırlanan Harry Potter, bu kez Lego olarak karşımızda. Aslında Lego evreni, her büyük ismin mutlak duraklarından bir tanesi. Star Wars, Indiana Jones ve Batman’den sonra şimdi de Harry ve arkadaşlarını, Lego temasıyla süslenmiş büyülü dünyasında ziyaret ediyoruz.
Haberi yoktu, ama aslında o büyük bir büyücüydü
Lego Harry Potter: Years 1-4, adından da anlaşılacağı üzere Harry’nin Hogwarts’ta geçirdiği ilk 4 yılı konu alıyor. Albus Dumbledore ve Minerva McGonagall, Hagrid’in getireceği emaneti, yani küçük Harry’i beklerken başlıyor ilk video. Öykünün ilk safhalarını kısaca özetlememiz gerekirse Harry, henüz konuşmayı bile bilmezken tüm büyü dünyasının en ünlü büyücülerinden biri olarak anılmaya başlar. Bunun sebebi ise, Karanlık Lord’un elinden kurtulabilen tek kişi olmasıdır. Karanlık Lord, yandaşlarını toplayarak karanlık bir çağ başlatır ve ona engel olmak isteyenleri de bir bir ortadan kaldırır. Ne yazık ki Harry’nin anne ve babası da bu kurbanlar arasındadır. Asıl sorulan soru ise, Harry’nin nasıl hayatta kalmayı başarabilmesidir. Bunun için çeşitli teoriler olsa da bunu Karanlık Lord’dan, yani Voldemort’tan başkası bilmemektedir.
Tüm bu bahsedilenlere rağmen Harry, herşeyden habersiz İngiltere’de yaşamını sürdürmekteydi, o ana kadar. Günün birinde ona bir mektup geldi. Oysa ki daha önce böyle bir şey yaşanmamıştı. Mektup, Hogwarts Cadılık ve Büyücülük okulu damgası taşıyordu. Teyzesi ve amcası bu durumu şaşkınlıkla karşılamış ve Harry’nin ne olduğunu anlamasına izin vermeden evden taşınmaya karar vermişlerdi. Oysa Harry’nin alnındaki iz, zamanın geldiğini işaret ediyordu. Rubeus Hagrid, Harry buldu ve onu Hogwarts’a davet ederek yeni dünyasındaki ilk adımı atmasına yardım etti…
TPS bakış açısına sahip oyunumuza, İngiltere’deki bir barda başlıyoruz ve kısa süre sonra Diagon Yolu’na adım atıyoruz. Burası okulda kullanmak zorunda olduğumuz malzemeleri alacağımız yer. Asalar, baykuşlar, kitaplar, yeni bir Nimbus 2000 süpürge ve bankalar… Hagrid’ten aldığımız ilk direktifler doğrultusunda kendimizi büyü dünyasına hazırlıyoruz. İlk izlenim her zaman önemlidir ve bu, yeni Harry Potter oyunu için de geçerli. Görseller gerçekten etkileyici. Kitapta yazılanları bu kez Lego temasıyla görmek, üstelik rengarenk olarak görmek çok güzel. Zaten hiç bir yön belirtisine ihtiyaç duymadan yapacaklarınızı ve gidecek mekânlarınızı kolayca seçiyorsunuz.
Maceramız ilk etapta Hogwarts ve çevresinde geçiyor. Görmemiz gereken yerler, çözmemiz gereken sırlar ve bulmamız gereken gizler var. Henüz büyücü olarak pek de yetenekli sayılmayız. Bir okulda olduğumuza göre, öğrensek hiç de fena olmaz. Bir yandan görev yaparken, diğer yandan da derslere girerek yeni büyü teknikleri hakkında bilgiler alıyoruz. Bunlar da yeni görevlerde işimize fazlasıyla yarıyor. Dört filmi de göz önüne aldığımızda, daha gideceğimiz birçok farklı mekân, katılacağımız birbirinden farklı dersler ve görevler var. Quidditch’i de unutmamak gerekli. Az evvel de belirttiğim gibi oyunumuz, filmlerdeki sahnelerden fazlasıyla kullanmış. Hemen hemen aynı olmakla birlikte bazı unsurlarda da farklılıklara gitmiş. Bu farklılıklar, genellikle oyuncuyu güldürücü nitelikte olduğu için bence tam hedef olmuş.
Hem oyun, hem de Lego animasyon film
Lego Harry Potter: Years 1-4’ü, oyun olmasının yanında ayrıca bir film olarak da görebiliriz. 4 sinema filminin bir araya getirilerek özetlenmesi ve işin içine her türlü mizahi unsurun katıldığı bir film. Her bölümde yönetebildiğimiz birden fazla karakter var; Ron, Hermonie, hatta Ron’un faresini bile kontrol edebiliyoruz. Tuşlar yardımıyla karakterler arası geçişler yapabiliyor, karşılaştığımız soruna göre en uygunuyla hareket edebiliyoruz. Diyelim ki önümüz tamamen kapalı ve diğer tarafa geçmemiz gerekiyor. Devreye Ron’un faresini sokuyoruz ve ufak delikten öteki tarafa geçerek düğmeye basıp bize yeni bir kapı açıyor.
Yapımcılar, oyuna hayli eğlenceli ve güzel bulmacalar eklemiş. Bunlar kolaylıkla üstesinden gelinebilecek ve çözmesi kısa süren işlemler. Lego’lardan merdivenler yapmak, size gösterilen şekilde şekilleri sıralamak, hatta bir şovalye heylekinin poposunu yakmak… Çevreyle etkileşim hat safhada. Hemen her tür objeyle etkileşime girebiliyor, yerlerini değiştiriyor, kırıp bozabiliyoruz. Böylelikle çıkan altın ve Lego parçalarını toplayarak puanlar kazanıyoruz. Puanlarımızla da yeni açıklan ekstraları satın alabiliyoruz. Bir enerji içeceği örneğin.
Gelelim kötü yanlara. Oyunumuzda birden fazla karakteri kontrol edebiliyoruz dedik, ama bu o kadar da kolay değil. Kontrollere alışabilmeniz için biraz zaman geçmesi gerekiyor ki, bu dilimin pek zevkli olduğunu söyleyemeyeceğim. Arkadaşınızla birlikte oynamayı denerseniz, o zaman daha fazla keyif alacaksınızdır.
Harry Potter’ın görselleri gayet iyi. Daha önce defalarca beyazperdede izlediğimiz karakterlerin bu kez karşımıza birer Lego ürünü olarak çıkması, gayet sempatik ve oyunda yer alan mizahi unsurlarla da gayet komik olmuş. Hogwarts, Diagon Yolu, Karanlık Orman gibi mekânlar gayet hoş tasarlanmış.
İşitsel yönlere geldiğimizde onlar da gayet başarılı. Film serisinden alınan müzikler, zaten büyülü ortama kolaylıkla adapte olmamızı sağlıyor. Bunun yanında konuşmayan karakterlerimiz, dertlerini, sıkıntılarını ve sevinçlerini anlatmak için bir takım mimik ve sesleri kullanıyor, ki bu da gayet hoş.
Alın, oynayın
Sonuca gelirsek, gerçekten kaliteli bir oyun. Kontrollerdeki bazı sıkıntıları bir kenara bırakıp, oyuna biraz zaman verirseniz, fazlasıyla eğleneceğinizi düşünüyorum. Eğer ilk 4 filmi de izlediyseniz, oyunda yaşanan her olaydan da zaten haberdar olacak ve değişiklikleri de kolaylıkla fark edeceksiniz. Çıkmış tüm Harry Potter oyunlarını oynamış biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki, her yönden en iyi HP oyunu bu.