LOTR: The Battle for Middle-Earth 2

2001 yılında Tolkien’in fantastik romanından uyarlanarak vizyona giren The
Lord of the Rings: The Fellowship of the Ring, Orta Dünya’yı şüphesiz ki seriyi
tanımayan sayısız kişiye ulaştırdı. Etkileyici görsel efektleri ve destansı
anlatımı ile Yüzüklerin Efendisi, izleyenlerini kendine hayran bıraktı. 2002
yılında The Lord of the Rings: The Two Towers vizyona girdi ve kitabın ve filmin
popülaritesini bir adım daha öne taşıdı. İçerdiği savaş sahneleri oldukça
etkileyici ve kullanılan özel efektler kusursuz görünüyordu. Aradan 1 yıl daha
geçti ve 2003 yılında son film, The Lord of the Rings: Return of the King
vizyona girdi. Serinin finali adına yaraşır şekilde muhteşem olmuştu! Gerçi
kitapta olan bazı ayrıntıları yönetmen Peter Jackson atlamıştı veya çıkarmıştı
ancak sinema tarihine kült bir yapım kazandırmıştı.

2000’li yıllar serinin popülaritesinin tavan yaptığı yıllar oldu. Böylesine bir
hikayenin oyuna dökülmemesinin büyük hata olacağını düşünen yapımcılar, The Lord
of the Rings: Return of the King ve War of the Rings gibi birbirinden ucube
yapımlara imza attılar. Ancak bu oyunların arasından bir isim sıyrılmayı bildi.
Takvimler 2004 yılının Aralık ayını gösterdiğinde piyasaya sürülen, The Lord of
the Rings: The Battle for Middle-Earth seriyi oldukça başarılı bir şekilde biz
oyunculara yansıtmayı bildi. Gerek grafikleri gerek sesleri ve oynanabilirliği
olsun, son derece kaliteliydi. Yine de en dikkat edilmesi gereken noktası olan
atmoferi, bize Orta Dünya’nın fantastik ve büyülü topraklarını son derece iyi
aktarıyordu. Seride ön plana çıkan tüm karakterleri yönetebildiğimiz oyunda
ister iyileri seçip, Aragorn, Legolas, Gandalf ve arkadaşları ile Sauron’un
ordularını yok edip, yüzüğü hüküm dağının ateşine atıp yok etmeye
çalışabilirken, ister de kötü tarafı seçip, Saruman’ın komutasındaki Orc ve
Uruk-Hai’lerle Orta Dünya’yı cehenneme çevirebiliyorduk. En nihayetinde oyun
bitiyor ve Orta Dünya’nın kapıları kapanıyordu. Artık yeni bir yapımı beklemenin
zamanı gelmişti. Kitabın fanları yeni bir film için ümit taşırlarken, EA Games
tarafından yeni bir oyun duyuruldu! Evet! The Lord of the Rings: The Battle for
Middle-Earth 2 nihayet duyurulmuştu! Yeni yapımı meraklı bekleyiş, geçtiğimiz
günlerde demo’nun yayınlanmasıyla bir nebze olsun sona ermişti. Artık oyun
tamamlandı. Orta Dünya’daki ikinci maceramız başlıyor!

Star Wars vs The Lord of the Rings

Star Wars ve The Lord of the Rings, pek benzerlikleri olmasa da sıklıkla karşı
karşıya getirilen seriler. Tabi ki Orta Dünya fanatikleri Yüzüklerin
Efendisi’ni, ışın kılıcı hastaları(!) ise Star Wars’ı daha çok beğeniyor,
izliyor ve oynuyor… Özellikle Yıldız Savaşları’nın son çekilen 3’lemesi
Yüzüklerin Efendisi 3’lemesi ile çakıştığından ötürü, iki seri arasında her
alanda rekabet yaratıldı. Bu rekabetin son sıçradığı platform bilgisayar
oyunları gibi gözüküyor. Geçtiğimiz günlerde Star Wars: Empire at War’ın çıkışı
ve büyük ilgi görüşü, şimdi ise The Lord of the Rings: The Battle for
Middle-Earth 2’nin raflarda boy göstermesi, rekabeti heyecan verici bir noktaya
taşıdı. Her iki oyun da RTS türünde. Her iki oyun da çok beklendi. Her iki oyun
da temasını Dünyaca ünlü serilerden alıyor. Geçtiğimiz günlerde Empire at War’ı
inceledik. Bakalım The Battle for Middle-Earth 2 nasıl?

BFME 2’nin masaüstünde duran ikonuna büyük bir heyecan ile tıkladık. İlk oyun
son derece başarılıydı. Bu yeni yapımda ne gibi değişiklikler var? ne gibi
artılar var? diye düşünürken, BFME 2’nin muhteşem giriş videosu başladı!
Oyundaki görevlerin içerisinden alınan parçalarla hazırlanan videoyu, ağzımız
açık izledik. Orta Dünya yep yeni yaratıkları, yepyeni savaşları, yepyeni
ırklarıyla yeniden monitörümüzde belirmişti! Yapımcı EA’nin giriş videosu yapmak
konusunda başarısı yadsınamaz derecede büyük. Yine muhteşem bir iş çıkarmışlar,
çünkü oyuna başlamadan önce video bizi havaya sokuyor.Son zamanlarda oyun menülerinin fonları oldukça dikkatimi çekiyor. Bu konuda
geçtiğimiz günlerde piyasaya çıkan SW: Empire at War oldukça başarılıydı.
Açıkçası BFME 2 ondan da başarılı! Muhtemelen oyun içi görüntülerin üzerlerinden
biraz geçilerek hazırlanan arka plan, Yüzüklerin Efendisi serisinin bildik
ezgileriyle beraber, tam manasıyla masalsı, beynin hayal gücünü kontrol eden
kısmını canlandıran bir boyut kazanmış. Eğer fondan gözünüzü alıp, menüdeki
fonksiyonlara bakacak olursak; Tutorials, Solo Player, Multiplayer, Options ve
My Heroes seçeneklerini görüyorsunuz. Bunlardan biraz bahsetmek gerekirse,
Tutorials oyunu öğrenme bölümü. Özellikle ilk oyunu oynamamışlar için mutlaka
tutorials denenmeli. Aksi halde oyuna alışmak oldukça zor olacaktır. Multiplayer
ile arkadaşlarınız ile Orta Dünya üzerinde parti(!) veriyorsunuz. Dilediğiniz
haritayı seçip, ister Elf diyarında ister Goblin mekanında düşmanlarınıza Orta
Dünya’yı dar ediyorsunuz. Options ile ayarlarımızı, özellikle performansa dayalı
ayarları yapıyoruz. Menüde bulunan My Heroes ise önceki BFME’de de
tanışmadığımız bir yenilik!

Aragorn, Legolas, Gimli, Gandalf… eskidi! Şimdi sıra bende!!

My Heroes’e tıkladığımızda Create a Hero ekranı açılıyor! Bu demek oluyor ki,
kendi kahramanlarımızı yaratabiliyoruz! İlk olarak yaratacağımız karaktere sınıf
seçiyoruz. İnsan mı, Elf mi yoksa başka bir tür mü olacağı burada belli oluyor.
Oranın hemen aşağısında ise seçtiğimiz türe göre tipler açılıyor. Kadın-Erkek
gibi ayrımları buradan yapabiliyoruz. Hemen sonraki ekranda ise görsel
özelliklerimizi ve Orta Dünya tarihine yazdıracağımız ismi yazıyoruz. En aşağıda
kullanacağımız renkler bulunuyor. Onları da seçtikten sonra kahramanımız Orta
Dünya’nın destansı öyküleri atılmak için hazır hale gelmiş oluyor! Bu yeni
özellik belki de Orta Dünya’yı kahramana boğacak ancak oyuncular için güzel bir
eklenti olmuş My Heroes. Böylelikle savaşlarda kendimizi geliştirmeye
çalışırken, oyundan daha fazla RPG tadı alabiliriz.

Geldik Solo Play’e. Yapımla ilgili en gerçek yargılara buradan ulaşacağız. Solo
Play’in üzerine geldiğimizde açılan menüde, Load Game haricinde 4 tane seçenek
var. En üstten anlatmaya başlayalım. İlk olarak karşımıza Skirmish çıkıyor.
Strateji oyunlarında sıklıkla karşılaştığımız Skirmish mod’u, ne eksik ne fazla
bir şekilde BFME 2’deki yerini almış. Kendi haritamızı seçiyoruz, savaş
alanındaki ırkları belirliyoruz, kimlerin düşman kimlerin dost olacağına karar
veriyoruz ve oyuna başlıyoruz. Yani her kuralın size ait olduğu bir oyun stili
Skirmish. Hikaye mod’larından tamamen ayrı.

Sıra tabanlı mod!

Oyunun mod’ları arasında War of the Ring’i görünce şaşırdım. Başta Yüzüklerin
Efendisi için hazırlanan ilk strateji oyunu War of the Ring ile bağlantısı
olabilir mi diye geçirdim aklımdan. Ancak tıkladığımda, o son derece başarısız
oyun ile hiç bir bağı olmadığını gördüm. War of the Ring mod’u, oyuna masaüstü
öğeler ekliyor. Yani bir haritamız var. Haritada şehirler gözüküyor. Hangi
şehirde hangi ordu var görebiliyorsunuz. Sıra tabanlı olan bu bölümde sizden
istenen, düşmanlarınızı yok etmeniz. Ancak eğer onlarla aynı sınırda
yaşamıyorsanız, önünüze çıkan şehirleri ele geçirmelisiniz. Bunun için de ordu
yaratmalısınız. Evvela işe kaynak ve asker çıkartmak için bina yaparak
başlıyorsunuz. Tabi bu bölüm sıra tabanlı olduğu için beklemek zorundasınız. Bir
seferde yapacağınız tüm hamleleri yaptıktan sonra “turn” tuşuna basarak,
hakkınızı tamamlayıp sırayı rakibinize veriyorsunuz. O da tüm hamlelerini
yapıyor ve tekrar sıra size geliyor. Tabi bina veya asker üretimi gerçek zamanlı
oynanıştaki gibi sürekli devam etmediği için, örnek olarak her turda %25
(yaptığınız binaya veya askerin niteliklerine göre daha fazla veya az da
olabilir.) tamamlanıyor. Bu sıra tabanlı oynanış ta ki, düşman ile sizin aynı
topraklar da buluşmanız ile son buluyor. Bu sefer bildik, savaş haritası
açılıyor ve RTS’ye dönüyor oyun. Burada size yardım etmeleri için birlikler
geliyor ancak bölüme göre kimi zaman 20 dakika sonra geliyorlar. Sizde bu 20
dakikayı, düşmana mağlup olmadan tamamlamaya çalışıyorsunuz. Ardından takviye
kuvvetleriniz gelince işler biraz daha yoluna giriyor. Evil or Good Campaign

Campaign’lere geldiğimizde tıpkı BFME’teki gibi iki seçenek var. Ya Evil ile
Sauron’un Orta Dünya’ya korku salmasına yardım edeceğiz ya da Good ile Orta
Dünya halkını özgür bırakıp, huzur içinde yaşamalarını sağlayacağız. Ben ilk
olarak iyi tarafa göz atmayı seçtim. Açıkçası oyunun tüm videoları ayrı bir
güzel ve ayrı bir estetik taşıyor. İyi tarafı seçince başlayan videoda gerçekten
çok başarılıydı. Aslında kare kare resimler ile ilerleyen video, resimlerin oyun
içi grafiklere dönüşmesi ile devam ediyor. Yapım boyunca da hep bu teknikle
hazırlanmış videolar izliyoruz.

Genellikle ilk görevler oyunu öğrenmemiz için fazlasıyla basit olur. BFME 2’de
de öyle. Elf’leri kontrol ettiğimiz bölümde, karşımıza çıkan Goblin’leri
kolaylıkla geçiyoruz. Yoldan topladığımız yeni Elf birlikleriyle de bölümün
sonunu getirmemiz oldukça kolay oluyor. Açıkçası oyunun arayüzü BFME 1 ile
neredeyse tamamiyle aynı. Ekranın sol altındaki harita aynı, onun hemen
sağındaki karakter tablosu aynı… Hatta üzerindeki objelerin yeri bile aynı. EA
bu konuda hiç bir değişikliğe gitmemiş. İlk görevimizde Rivendell’e girip Goblin
akınlarını durdurduktan sonra geriye kalan Goblin merkezini yok etmek. Burada
yapımcıların oyuna yeni yaratıkları koyduğunu görüyoruz! Yani Orta Dünya artık
sadece üzerinde yaşayıp savaşan Orc, Elf, İnsan, Dwarf’lardan vs… ibaret
değil. Artık Orta Dünya’nın da kendine ait canlıları var. Bunlardan ilki yer
altında çıkan devasa bir solucan. Yakınında ne varsa yakan bu solucan, tüm
kuvvetlerinizle yüklendiğiniz takdirde kısa sürede ölecektir. İlerleyen
bölümlerde de bu tarz çeşitli yaratıklarla karşılaşıyorsunuz. Her biri
birbirinden tehlikeli ancak neden genellikle size saldırıyorlar da, düşmana
saldırmıyorlar onu anlamış değilim. Ufak bir taraf tutma söz konusu sanıyorum(!)

Kötü tarafa göz gezdirdiğimizde genellikle Goblin’leri komuta ediyoruz. Burada
en büyük kahramanımız Sauron Mouth! ve onun yanında nazgul’ler. İyi ve kötü
taraf arasında binalar ve yerleşim biçimleri çok farklılık gösteriyor. Artık
binaları istediğimiz yere koyabiliyoruz. Bu özgürlük, son derece yerinde olmuş.
Bilindiği üzere BFME 1’de sadece belirtilen yerlere bina kurabiliyorduk. Artık
özgürüz. Coğrafi engeller hariç, dilediğimiz yere inşaat yapabiliyoruz. Buraya
bir not olarak, artık kaynak toplamak için kullandığımız binaların kurulumu
oldukça değişmiş. Onları herhangi bir yere değil, sadece olmaları gerektiği yere
kurmalıyız. Çünkü kurduğumuz yere göre o birimden alacağımız randıman
azalıp/çoğalıyor. Hiç ağaç olmayan bir yere, ağaç toplamak için bina kurmuşsak,
ondan 0 randıman alacağız. Ancak ağaçların bol olduğu bir yerin ortasına
kurduğumuz bir bina, bize neredeyse %100 katkı sağlayabilir. Bu da oyun içinde
“%” işareti ile belirtilmiş. Kurulum yaparken yüzde işaretindeki rakama dikkat
edin.

Kahraman etkisi

İlk yapıtı oynayanlar bilirler. Kahramanlar o kadar güçlülerdi ki, koca orduları
kısa sürede dize getiriyorlardı. Bu da oyuna karşı bizi biraz soğutuyordu. Öyle
ki çoğu bölümün başında, ne siz ne de düşman yeterince üretim yapmadan,
kahramanlarınız ile rakibinize saldırırsanız, muhtelemen kısa sürede galip
geliyordunuz. Benim oyunu tecrübe ettiğim kadarıyla kahramanlar tek başlarına
kalabalık ordulara karşı çok da uzun süre dayanmıyorlar. Ancak yanlarında normal
ünitlerle girdikleri savaşlarda, olağan üstü fayda sağlıyorlar. Yani bir denge
durumu söz konusu. Tabi ilerleyen level’larda, ileri derecedeki özellikleriyle,
yine kalabalık orduların başlarını ağrıtacaklardır ancak BFME 1’deki kadar
değil. Eskiden strateji oyunlarının en büyük eksiği grafikleriydi

Gerçekten de eskiden strateji oyunları için, grafikler hep geri planda bırakılır
ve neticesinde görsel yönden oldukça zayıf yapımlar çıkardı. Aslında sıkı
strateji oyuncularının bu duruma pek de itirazı olamazdı, zira asılolan
stratejinin kendisinin kalitesiydi fakat son yıllarda firmalar bu grafik açığını
iyiden iyiye kapatmayı bildiler. EA’de bu firmalardan biri. BFME 2’nin
grafikleri ilk başta çok da etkileyici gelmeyebilir. Hatta Warcraft 3 tarzı
olduğunu düşünebilirsiniz fakat sadece birazcık incelediğinizde bir strateji
oyununda eşine az rastlanacak kalitede grafikler göreceksiniz. Genel olarak
çevrenin renkli tasarımı, Orta Dünya’nın büyülü atmosferini yansıtmayı çok iyi
beceriyor. Bu yüzden gerçekçi renkler değil, daha masalsı bir hava katmak için
birbirinden çeşitli renkler kullanılmış. İşte bu yüzden ilk anda grafiklerin
kalitesi dikkatinizi çekmeyebiliyor. Buna karşın grafikler çok başarılı. Oyunda
kullanılan ışık efektine bakın. Buzulların üzerinde hareket ettiğimiz
görevlerde, gök yüzünden yansıyan ışık efekti neredeyse gerçek gibi etkileyici.
BFME 2 piyasaya çıkana dek, bir strateji oyununda gördüğüm en iyi deniz
efektinin Age of Empires 3’te olduğunu düşünüyordum. Açıkçası BFME 2 bu
düşüncemi kökten değiştirdi. Yapımcılar muhteşem deniz efektleri yapmış. Hatta
güneşin denize vurması şahane! Görevi unutup bir süre denizi izlemek
istiyorsunuz adeta! Bunların haricinde Age of Empires 3’teki kadar olmasa da,
oyunun fiziksel yapısı da son derece başarılı. Bir binaya saldırdığınız zaman,
yıkılmaya az kala, binadan parçalar dökülmeye başlıyor. Birimlerin de bir hacmi
bir ağırlığı olduğunu oyun size hissettiriyor. Öyle ki Mountain Giant’ı
öldürdüğünüzde, onun yavaş yavaş geriye doğru düşmesini ve hatta düştükten sonra
vücudunun aldığı formu, çevreden kalkan tozları görebilmek çok güzel. Hem görsel
anlamda göze hitap ediyor hem de fiziksel anlamda gerçekçilik hissi uyandırıyor.

Seslerden bahsedecek olursak, yapım en az ilk oyun kadar başarılı. Birimlerin
binalara darbelerinden oluşan sesler, ortamdaki çevre sesleri kulağa hiç
tırmalamıyor. Ancak yapımın asıl ağır bastığı yön, tıpkı SW: Empire at War’da
olduğu gibi müzikleri! Yüzüklerin Efendisi serisinde kullanılan müzikler
eşliğinde tamamladığınız görevlerde, addeta oyunun atmosferine gömülüyorsunuz…

BFME 1, oynanabilirliği iyi olmasına karşın zamanına göre oldukça iyi bir sistem
gerektirdiği için, ağır oyun motoru neticesinde, biraz hantal bir oyundu. BFME
2’de yapımcılar bu sorunu çözmüşler. Artık oyun son derece akışkan ve gayet
dinamik oynanıyor. EA bu konuda oldukça başarılı.

Oyunun yapay zekası da oldukça başarılı. Orta Dünya’nın labirent gibi
coğrafyaları içerisinde bile, birimlerinize uzak bir yere gitme emiri
verdiğinizde, hiç bir yerde takılmayıp, yollarını kolaylıkla buluyorlar. Düşman
yapay zekasının tek eksiği belirli bir noktaya gelmediğiniz sürece
saldırmamaları. Bunun için onlara biraz yaklaşmanız gerekiyor.

Sistem gereksinimleri

BFME 2’yi oynayabilmek için yapımcıların önerdiği minimum sistem, 1.6GHz
işlemci, 256 MB RAM ve 64 MB ekran kartı. Bizim BFME 2’yi incelediğimiz sistem
ise 2.8GHz işlemci, 1 GB RAM ve 128 MB ATI Radeon 9800 Pro ekran kartı içeriyor.
Açıkçası gölgeler hariç tüm görsel ayarlar en üst seviyedeyken rahat bir oynanış
yakaladık. Eğer sisteminiz önerilen minimum sistemden düşükse, BFME 2’den
oynanacak bir performans alamazsınız.

Geldik yolun sonuna

Genel olarak bakıldığında The Lord of the Rings: The Battle for Middle-Earth 2
strateji oyunu sevenleri oldukça etkileyecek cinsten, kaliteli bir yapım. Eğer
Yüzüklerin Efendisi fanıysanız, BFME 1’i oynayıp, beğendiyseniz. İkinci yapım da
hoşunuza gidecektir. Çoğunlukla seride öne çıkmamış ırkların kahramanları
üzerine kurulmuş olsa da, gerek grafik gerek ses gerekse oynanabilirlik gibi
teknik yönlerden son derece başarılı bir yapım BFME 2. Orta Dünya’yı
özlediyseniz, EA sizi ikinci bir Orta Dünya yolculuğuna davet ediyor. Bu sefer
ki yolculukta çeşitli ırklar, birbirinden farklı devasa yeraltı yaratıkları,
yeni birimler, gemiler, yapılar ve kısacası Orta Dünya’ya dair yepyeni varlıklar
sizi bekliyor. Oyuna dalıp gerçek hayatı unutmayın…

Exit mobile version