Macera oyunları genel olarak çok sık çıkmayan türlerden biri. FPS, yarış veya
aksiyon yapımları kadar karşılaşamıyoruz. Ancak bu sene içinde macera türünde
biraz daha kıpırdanma olmaya başladı. İyi ya da kötü bazı örneklere rastladık ve
bunların devamı da gelecek duruyor. Aklıma sürekli olarak Momento Nuri ismini
çağrıştıran, Memento Mori de Almanca olarak yayınlandıktan sonra, İngilizce
sürümüyle piyasadaki yerini alan macera oyunlarından biri.
Yapımda işlenen konudan kısaca bahsedelim. St Petersburg’taki Hermitage
Müzesi’nden üç tane tablo çalınıyor ve bu hırsızlık olayının arkasındaki gizemi
çözmeye çalışıyoruz. Oyunu oynamayanlar için daha fazla detay vermeyeyim. Hikaye
farklı birkaç sona sahip.
Tek elin nesi var, iki elin sesi var!
Mori’de, Lara Svetlova ve Max Durand adındaki karakterleri yönetiyoruz. Lara,
Rus bir polisken Interpol (International Criminal Police Organization) ajanı
olmuş. Fransa’da Lyon’da görevli bulunuyor. Max ise Lara’nın uzun zamandır
tanıştığı bir dostu ve sanat tarihinde bilgili biri. Oyun boyunca farklı
noktalarda iki karakteri de yönetiyoruz.
TPS kamera açısına sahip yapımda, olaylar Lara’ya gelen bir telefonla başlıyor.
Bundan sonra ufak çapta başlayan araştırma, bizleri farklı yerlere kadar
sürüklüyor. Oyun Point and Click tarzında ve genel olarak bulmacalar kolay bir
şekilde hazırlanmış. Biraz mantık yürüterek ve düşünerek, sonuçlara basit
yaklaşımla ulaşıyoruz. Mesela Max ile aynada yer alan bir mesajı tam olarak
görmemiz gerekiyor. Bunun için su kaynatıp, kaynak suyun buharını aynaya
tutarak, ne yazdığını görebiliyoruz. Nesneleri birbirine kombine ediyoruz. Bunun
gibi çözümleri bulmak, zor değil. Lara ve Max, Mori’deki diğer karakterlerle
bolca diyaloga girip, bilgi topluyorlar. Konuşma satırının altında olumlu,
negatif ve soru olarak verebileceğimiz cevaplar oluyor. Bunlar da gülme, üzgün
ve soru işareti olarak gösteriliyor. Duruma göre bir tanesini seçip, sormamız
veya cevap vermemiz gerekiyor.
“Yapımda Interpol’un Fransa’da Lyon şehrindeki ofisinde görevli Lara Svetlova ve yakın arkadaşı Max Durand’ı yönetiyoruz.”
Nerede nereye
Düzgün ve yalın yapılan envanter, ekranın en üstünde saklı biçimde bulunuyor.
Fareyi yukarı çıkarttığımız, envanter de beliriyor. Genel olarak işimizi gören
bir sistem yapmışlar. Herhangi bir bulmacayı çözerken veya başka atraksiyonlar,
ekranın sağında, solunda veya ortasında; farklı bir ekran içinde
yakınlaştırılmış şekilde gösteriliyor. Bu durum hafiften Fahrenheit’ı andırdı.
Mesela Lara askıda bulunan ceketinin cebinden bir şey alırken, sağ tarafta eli,
ceketinin cebinde yakınlaştırılmış şekilde gösteriliyor.
Memento Mori’nin grafikleri genel olarak vasat. Hatta ana karakterlerin
modellemesindeki bir iki ufak ayrıntı köşeli duruyor. Animasyonlar ise sürekli
tekrarlayıcı ve sıkıcı cinsten. Özellikle bir şeyler yaparken, otomatik olarak
gerçekleşen ve biraz uzun süren animasyonlar cidden sıkabiliyor. Seslendirmeler
genel olarak başarılı yapılmış. Yalnız bir problem var, sanırım İngilizce seslendirmeler
sonradan oyuna eklendiği için, karakterlerin ağız senkronizasyonlarıyla sesler
uyuşmayabiliyor. Bu durumu pek elden geçirmemişler. Müzikler ise gerilimli ve
mistik hırsızlık hikayesine ayak uydurmaya çalışıyor.
Sonuçta Memento Mori, fena olmayan bir macera oyunu. Türün sevenleri için farklı
bir alternatif. Düşük sistem gereksinimleriyle de birçok PC’de çalışacaktır.