A Hideo Kojima Game
Metal Gear Solid çıktığı 1998 senesinde tüm PlayStation oyuncularını etkileyici senaryosu ve diğer üstün özellikleriyle kendine hayran bırakmıştı. Öyleki oyunu oynadıkça senaryo o kadar ilginçleşiyorduki, bir sonraki adımda neler olabileceğini tahmin bile edemiyordunuz. Metal Gear Solid’in bu kadar ilgi görmesi ve PlayStation’ın en iyi oyunlarının başında yer almasından sonra Konami, PC oyuncularının bile hayranlıkla baktığı bu oyunu PC için de uyarladı. Oyunun PC versiyonu PlayStation versiyonundan birebir çevrilmesinden dolayı grafik kalitesi bakımından diğer oyunların gerisinde kalsada, diğer özellikleriyle bu açığı kapadı ve yine büyük bir ilgi gördü.
Sons of Liberty
Aradan geçen uzun zaman sonunda nihayet ilk oyunun devamı olan Sons of Liberty, PlayStation 2 için piyasaya sürüldü. PS2’nin çıkması beklenen oyunlar listesinde en üst sırada bulunan MGS 2: Sons of Liberty, bir çok konsol oyuncusunun da PS2’yi seçmesindeki başlıca nedenlerden. Hatta sırf bu oyun için PS2 alanlar bile var. Açıkçası bu ilgiyi de fazlasıyla hakediyor Sons of Liberty. Çünkü oyunu oynamaya başladığınız ilk dakikalardan itibaren MGS sizi kendine bağlamayı başarıyor.
Oynayanlar bilirler, PSX’teki ilk oyunda iki farklı son bulunuyordu. Bu sonlardan birinde Meryl ölüyor, bir diğerinde ise kurtuluyordu. Sons of Liberty ise Meryl’ın öldüğü senaryoyu izliyor. Oyun yağmurlu bir gecede Snake’in George Washington Köprüsü’ndeyken, hemen köprünün altından geçen, içinde Metal Gear’ın yeni tipi olan RAY’in bulunduğu dev bir tankere sızmasını gösteren görüntülerle başlıyor. Aynı zamanda Snake’in yanı sıra önceki oyundan hatırlayacağınız Revolver Ocelot ve emrindeki Rus birlikleri de Metal Gear RAY’i kaçırmak için tankere operasyon düzenliyorlar. Revolver Ocelot’un bundaki amacı da tabiki RAY’in seri üretimini yapıp dünyanın başına bela olabilmek. İşte hikayenin giriş kısmı bu şekilde. Tabi ki oyunda ilerledikçe senaryo inanılmaz bir şekilde işleyip çok karmaşık ve etkileyici bir hal alıyor. Önceki oyunda da olduğu gibi hiç beklemediğiniz durumlarda beklemediğiniz olaylar olabiliyor? Ayrıca Snake ve Ocelot’un dışında ilk oyunda da olan bazı sürpriz karakterler de(¿) yine bu macerada karşınıza çıkacak.
Sons of Liberty’deki yeniliklerden ilki Raiden isimli yeni oynanabilir karakter. Hatta öyleki oyun büyük oranda Raiden’ın üstüne odaklanmış. Aslında Snake oyun boyunca senaryoda fazlasıyla olmasına rağmen, oyunun büyük bölümünü Raiden’la oynamanız ben dahil bir çok MGS hayranında hayal kırıklığı yarattı (Bu da Snake’e olan hayranlığımızdan olsa gerek!). Gerçi bu öyle pek sorun edilecek bir şey değil. Çünkü oyundaki yenilik ve gelişmeleri görünce Metal Gear Solid’e bir kez daha hayran kalacaksınız…
PS2’de görebileceğiniz en iyi grafikler!
Oyunda gözünüze çarpacak olan ilk şey, PS2’de başka hiç bir oyunda rastlayamayacağınız harika grafikler. En ince detayına kadar düşünülen grafikler gerçekten ağzınızı açık bırakacak cinsten. Karakter animasyonları, çevre tasarım ve dizaynları, dahası oyunda görsellik adına ne varsa hepsi mükemmel. Yani oyunda öyle detaylara yer verilmiş ki, mesela içki şişelerinin dizili olduğu bir barla karşılaşıyorsunuz. Şişelere ateş ederseniz, şişeler atış yaptığınız noktaya göre kırılıyorlar. Veya gıda bölümündeyken orada bulunan meyvelere vurursanız, meyveler parçalanıp etrafa saçılıyorlar. Aynı şekilde çevredeki yangın söndürme tüplerini patlatıp düşmanlarınızı şaşırtabilir ya da belli noktalardaki lazer ışınlarını ortaya çıkartabilirsiniz. Yani oyunun tamamında olmasada belli yerlerde çevre dekora zarar verebilmeniz sağlanmış.
Bunların dışında oyunda kullanılan yağmur, su, ışık ve rüzgar gibi atmosferik efektler oyuna çok iyi yansıtılmış. Ayrıca bunun karakterler üzerindeki etkisi de düşünülerek oyuna farklı bir hava kazandırılmış. Dolayısıyla Snake’in bandanası rüzgarda dalgalanıyor, aynı şekilde yağmurda ıslandıktan sonra kuru bir yere geçerseniz, bir süreliğine daha üzerinizden sular damlamaya devam ediyor.
Görsellik o kadar iyiki, karakterlerin suratlarına baktığınızda o an ki duygularını anlayabiliyorsunuz!
Oyun içi grafiklerin haricinde çok sık karşılaşacağınız ara geçiş videoları da PS2’de görebileceklerinizin en iyilerinden. Özellikle bu videolarda karakterlerin yüz hareketlerine bile fazlasıyla dikkat edilerek, karakterlerin o anki duyguları çok gerçekçi bir biçimde suratlarına yansıtılmış. Bunun en iyi örneklerinden biri de Snake’in Metal Gear RAY’in fotoğraflarını çekmeye çalıştığı sırada eğer hata yaparsanız, onlarca askerin bir anda sizi farketmeleri karşısında Snake’in suratında beliren yüz ifadesi. Bu, o kadar iyi yapılmış ki, Snake’in suratından tedirginlik ve korkuyu okuyabiliyorsunuz. Anlayacağınız her şey kusursuza yakın.
Dahası da var…
Oyundaki hareketli kamera çok iyi bir şekilde işleyerek, oyunu baş rolünü sizin oynadığınız bir film havasına sokuyor. Oyunun oynanış biçimi de yine önceki oyunla birbirine çok benziyor. Görevlerde her zamanki gibi gizlilik çok önemli bir yer tutuyor, fakat silahlı çatışmalara da oyunda bolca yer verilmiş. Tabi ki oynanış önceki oyunla tamamen aynı değil. Artık karakterlerimizin çok daha fazla çeşitte hareket kabiliyet ve özellikleri var.
Yüksek parmaklık benzeri yerlere tutunup aşağı sarkma, yerde yuvarlanma, duvar köşelerinden kafanızı uzatıp koridorlara bakabilme ya da yine duvar köşelerinden bir anda çıkıp ateş edip tekrar duvarın arkasına saklanabilme bu hareketlerden bazıları…Düşmanların yapay zekası, sizi hayretler içinde bırakacak kadar iyi!
Karşılaşacağınız düşmanların yapay zekaları da aynı grafikler gibi etkileyici biçimde gerçekçi yapılmış. Mesela askerlerden biri tek başınayken sizi farkettiğinde büyük olasılıkla saldırmak yerine hemen sizden korunabileceği şekilde uzaklaşıyor ve telsiziyle destek istiyor. Bunun sonucunda da bir kaç saniye içinde zırhlı ve kalkanlı birlikler geliyor.
Eğer askerlerin arkalarından sessizce yaklaşıp farkedilmeden silahınızı onlara doğrultabilirseniz Snake kendiliğinden kıpırdama diye düşmanı uyarıyor. Bu durumda gafil avlanan düşman hemen ellerini havaya kaldırıp hareketsiz bir biçimde durmaya başlıyor. Daha sonra düşmanınızın önüne geçip silahınızı suratına doğru tutarsanız ”Lütfen beni öldürme!” gibi yakarışlarda bulunuyor. Eğer silahınızı indirecek olursanız, elleri havada olan düşmanınız sanki durumu belli etmemek istercesine ellerini yavaşça silahına götürmeye başlıyor. Tabi siz silahınızı yeniden doğrultup, düşmanlarınızın bu düşüncelerini akıllarından çıkartmalarını sağlayabilirsiniz. Bazı askerler ise önce silahı yüzlerine doğru tutsanız dahi korkmayıp soğuk kanlı davranıyorlar ve en küçük hatanızda ani bir refleksle yana atlayıp size saldırıyorlar. Tabi bu şekilde yiğit tavırları takınan en cesur asker bile koluna ya da bacağına yapılan bir atış sonrasında küçük çocuklar gibi yalvarıp yakarmaya başlıyor:) Oyunda bunun gibi daha bir çok animasyon ve mizahi görüntüler bulunuyor.
Diğer bir özellikte, askerleri öldürdükten ya da bayılttıktan sonra, diğer askerler görmesin diye onu alıp tenha bir yere sürükleyebilmeniz veya da bir dolabın içine saklayabilmeniz. Aynı şekilde siz de alarm durumlarında ortalık yatışana kadar bu dolaplara saklanabiliyorsunuz. Bu dolaplarda bazen çok hoş sürprizler de olabiliyor:) Önceki oyunda da kullanabildiğimiz kargo kutularıda yine kimselere görünmeden hareket edebilmemize olanak tanıyor. Tabi doğru kutuyu doğru yerde kullanmakta önemli. Aksi takdirde askerler durumdan şüphelenip kutuyu kontrol ediyor ve sizin orada olduğunuzu anlıyorlar.
Yine önceki oyunda bulunan ekranın üst köşesindeki radar sayesinde bulunduğunuz alandaki tüm düşman askerlerini ve kameraları saptayabiliyorsunuz. Alarm durumlarında ise ortalık biraz yatışana kadar radarınız devre dışı kalıyor. Bir süre sonra ise radarınız Caution moduna geçiyor ve bir gösterge yavaş yavaş azalmaya başlıyor. Bu zaman bitene kadar da bölgede normalinden daha sıkı güvenlik oluyor. Yalnız güvenlik Caution seviyesindeyken geçen zaman, ilk oyundakinden çok daha fazla. Ayrıca ilk oyunda güvenlik Alarm yada Caution durumundayken o bölgeden çıkıp hemen buraya geri gelince, güvenlik normale dönüyordu ve bu şekilde de alarm durumlarından rahatlıkla kurtulabiliyordunuz. Fakat bu kez nereye giderseniz gidin geri sayım sıfırlanmıyor. Bu da oyunu daha gerçekçi ve heyecanlı hale getirmiş.
Düşmanlarınızın ilgisini başka tarafa çekin!
Oyun sırasında kullanabildiğiniz nesne ve silahlarda da büyük bir artış var. Eski silahların yanında AKS-74u, M4 gibi seri atışlar yapabilen silahlar ve Grenade Launcher bunlardan bazıları. Kullanabildiğimiz yeni nesnelerden biri ise içinde güzel bayanların resimleri olan kitaplar? Bu kitapları askerlerin görebileceği yerlere bırakırsanız, kitaplar ilgilerini çekiyor ve işlerini unutup hatunlara bakıyorlar:)
AP Sensor’ı ise radarınızın aktif olmadığı durumlarda kullanup çevredeki yaşam belirtilerini Analog Controller’ın titreşim özelliği sayesinde algılayabiliyorsunuz. Bulacağınız bandajları da, Snake ve Radien’ın yaralanması sonucu oluşan kanamaları durdurmak için kullanıyorsunuz. Eğer kanamayı durdurmazsanız hem enerjiniz gittikçe azalıyor, hem de etrafa kan izleri bulaştırarak düşmanlarınıza davetiye çıkartıyorsunuz. Bunların dışında, boşalan şarjörlerinizi düşmanlarınızın ilgisini başka yüöne çekmek için kullanabiliyorsunuz.
Oyundaki en bütük yeniliklerden birisi First Person görüş açısını kullanarak silahlarınızla nişan alabilmeniz. Bu şekilde hareket edemesenizde çok isabetli atışlar yapabiliyorsunuz. Bir çok silahta bulunan lazer özelliği de işinizi oldukça kolaylaştırıyor. Vuruldukları noktaya göre tepki veren düşmanlarınızı öldürmek veya bayıltmak için, kafalarından yapacağınız atışlar en etkili yöntem olacaktır. Bacak ve kollar gibi öldürücü olmayan yerlere yapacağınız atışlar düşmanınızı öldürmek yerine, onları sadece yaralayacaktır. (Tabi Stinger, ya da Grenade Launcher kullanıyorsanız başka) M9 gibi uyuşturucu oklar atan silahlar ise yine kafadan yapılan atışlarda etkisini hemen gösterip düşmanı anında bayıltıyorken, diğer noktalarda etkisini göstermesi 5-6 saniyeyi buluyor.
Çok önemli olan Codec görüşmeleri de yine oyunda büyük bir yer tutuyor. Bu konuşmaları çabuk geçebilmenize rağmen(Çünkü dakikalar sürebiliyorlar!), dinlemeniz hem oyunda kolaylık olması açısından hem de oyunun senaryosunu tam olarak anlayabilmeniz için çok önemli. Aslında ilk oyunu oynamadıysanız önce onu bitirmeniz çok daha iyi olacaktır. Böylece oyunun senaryosunu çok daha iyi anlayabilirsiniz. Eğer oyunu, senaryoyu takip etmeyip doğrudan oynarsanız, görebileceğiniz en iyi aksiyon oyunlarından birini oynamış olursunuz. Ama senaryoyu iyice anlarsanız oyunu oynamakla kalmaz, macerayı gerçekten yaşarsınız (Abartmıyorum!).
Kontrollere değinirsek; ilk oyunu oynayanların hiç zorlanmayacağını söyleyebilirim. Çünkü kontroller bir kaç değişiklik dışında eski oyunla aynı sayılır. Dual Shock 2 ile tam bir bütünlük sağlayan kontrollerle, bir çok hareket ve özelliği uygulamak son derece basit. Üstelik Analog çubukları kullanınca, oynanabilirlik daha da artıyor. Kontrollerin basınç duyarlı olması oyuna o kadar büyük bir artı sağlamışki; yön tuşlarına hafif dokunursanız karakteriniz sessizce yürüyor, iyice yüklendiğinizde ise koşmaya başlıyor. Aynı şekilde silahlarınızı kullanmak istediğinizde tuşa hafifçe dokunmanız nişan almanızı sağlayacaktır.
Oyundaki ses efektleride mükemmel bir şekilde oyunun havasını tamamlamış. Silah efektleri, esen rüzgarın sesi, yağan yağmurun sesi bir yana karakter seslendirmeleri de muhteşem. Özellikle Rus askerlerinin İnglilizce’yi kendi aksağanlarıyla konuşmaları çok iyi seslendirilmiş. Oyundaki müziklerde o anki duruma göre değişiklik göstererek, sizi tam havaya sokuyor.
Oyunu bitirdiğinizde ise çeşitli Special Item’lara kavuşabiliyorsunuz. Ayrıca Special bölümünde ”Casting Theater ve Boss Survival” gibi seçenekler açılıyor. Yine sonradan açılan farklı zorluk seviyeleri de oyunu yeniden oynayabilmenize olanak tanıyor.
Beklediğimize değdi
Açıkçası, Metal Gear Solid 2: Sons of Liberty beklendiği kadar iyi bir oyun çıktı. Dikkat ettiyseniz Sons Of Liberty’i başka hiç bir oyunla kıyaslamadım. Çünkü hiç bir sistemde şu an için MGS 2 ile kıyaslanabilecek kalitede bir oyun yok. Max Payne’miş, bilmem neymiş hepsi bu oynun yanında hikaye… Emin olun sizi üzecek tek şey oyunun bitmesi olacaktır…