Açıkçası el konsollarına çıkan oyunları, çok büyük bir istisna olmadıkça incelemeye veya enine boyuna araştırmaya değer olarak bulmamışımdır. Bana göre el konsolları; Nintendo DS olsun, PlayStation Portable olsun, salt olarak eğlendirmeye yönelik, çok da fazla konu veya derinlik içermesi gerekmeyen basit oyunlar olmalıdır; Tetris gibi. Elbette PSP’de Tekken: Dark Resurrection veya Nintendo DS’te Final Fantasy III oynamanın tadı da bambaşkadır, ancak bu gibi klasikler istisna sayılabilir. Puzzle Quest ise dileyene derinlemesine bir oyun, dileyene basit bir eğlence sunabilme özelliğiyle tüm kategorilerden ayrılacak kadar nadir bulunan bir yapım.
Uzun yıllardır bilgisayardaki sıra tabanlı ve gerçek zamanlı strateji oyunlarıyla adından söz ettiren Warlords serisini bilmeyen yoktur. İçerdiği rol yapma öğeleri ve kaliteli kurgusuyla oynayanlara keyifli zaman geçirmiştir. Puzzle Quest de (DS’te Challenge of Warlords ismiyle çıktı) Warlords serisinin el konsollarına uyarlanmış hâli. İçerisinde Tetris benzeri bulmacalardan kendi köyünüzü kurmaya, tecrübe puanlarını dağıtarak karakter geliştirmekten Etheria diyarında zorlu yolculuklara kadar birçok türün harmanı yer alıyor.
Uzak diyarlara doğru zorlu bir serüven
Puzzle Quest hikâye olarak alışılageldik RPG kurgusuna sahip. Kraliçenin hizmetkârları arasında eğitimimizi alıp kraliyet muhafızı olarak göreve başlıyoruz. Bundan sonrası Etheria, Bartonia gibi seriden alışık olduğumuz diyarlarda zombi avlamak, köyleri yaratık istilalarından korumak veya kayıp hazineleri bulmak gibi görevlerle devam ediyor. Tüm bu savaşlar ise oyunun bulmaca yönünü yansıtıyor. Çeşitli renklerde kürelerin ve kafataslarının bulunduğu düzenekte sırayla hamleler yaparak karşınızdakinin sağlık puanlarını sıfıra düşürmeye çalışıyorsunuz. Karakterinizin seviyesini yükselttikçe edindiğiniz yetenekler için kırmızı, mavi, yeşil ve sarı manaya ihtiyacınız var. Bunları da bahsi geçen renklerdeki kürelerden üç veya daha fazlasını yan yana getirerek topluyorsunuz. Kafataslarıyla rakibinizin sağlık puanlarını indirebilir, mor yıldızlarla ise tecrübe puanınızı artırabilirsiniz. Dört veya daha fazla aynı cinsten parçayı yatay veya dikey olarak dizdiğinizde ise ekstra tur hakkı kazanıyorsunuz. Karakterinizi oluşturduğunuz savaşçı, şövalye, büyücü veya druid sınıflarına göre kazandığınız yetenekler de oyun boyunca işinizi kolaylaştırıyor.Tüm bunların yanında kendi hükümdarlığınızı da kurma imkânına sahipsiniz. Savaşlardan kazandığınız ganimetlerle, seviyeniz arttıkça kendi şatonuzu geliştirebilir, yeni yapılanmalar inşa edebilir veya savaşlarda yardımını dokunacak yeni adamlar kiralayabilirsiniz.
Ayrıca giysileriniz ve silahlarınız da savaşın gidişatını etkileyecek özellikler içeriyor. Bir mücadele bittiğinde sağlık puanlarınız otomatik olarak doluyor, yani arka arkaya kaç kez savaşırsanız savaşın (kaybetseniz de ölmüyorsunuz), hep aynı şartlarda başlıyorsunuz.
İsteyene yüzeysel, isteyene derin
Oyunun en güzel yönlerinden biri ise, 150’nin üstündeki görev ağını takip etmekte veya sadece anlık savaşlar yapmakta serbestsiniz. Özellikle el konsolları için yapıldığı göz önünde bulundurulursa, her an her yerde anında eğlenceye dalabilmek için gayet uygun bir platform oluşuyor böylece. Düşmanlara göz atacak olursak, zombiler, iskeletler, dev yarasalar, örümcekler gibi tanıdık simalarla karşılaşıyoruz. Kötülüklerin arkasında ise Lord Bane var ve kurguyu takip ederseniz, sonunda dünyayı onun kötülüklerinden kurtaracak olan seçilmiş kişi olarak savaşıyorsunuz.
Puzzle Quest’in görsel olarak renkli ve kaliteli çizimleri ve bazı küçük animasyonları var. Bir bulmaca oyunu için yeterli sayılacak grafikleriyle göze çarpan eksiklikler hissetmeyeceksiniz. Seslendirmenin olmaması ve sürekli aynı tonda çalan müzikler yetersiz gibi görünse de, zaman geçtikçe alışıyorsunuz.
PSP’ye nadir olarak çıkan, el konsolunun amacına uygun olarak üretilmiş bulmaca oyunları arasında sağlam bir yere sahip olabilecek potansiyeli olan Puzzle Quest, bağlayıcı ve kolay alışılan oynanışıyla herkesin denemesi gereken bir yapım.