Şu sıralar yaygınlaşan bir spor olan Tenis’in, artık bilgisayar oyunlarının da ilgi görmesi bekleniyor. Bu oyunlardan biri olan Roland Garros Tennıs 2000, CRYO Interactive firması tarafından üretilip piyasaya sürülüyor. Ben bir tenissever olarak piyasaya çıkan hemen hemen her tenis oyununu alıp oynarım. Ama ne yazık ki hiçbirinden zevk alarak oynamadım. Ta ki Roland Garros 2000 çıkana kadar. Roland Garros 99’da pek iyi sayılmazdı. Oyunun hemen hemen her yerinden eksiler çıkıyordu. Roland Garros artık bir seri haline gelmişti. Fazla satmasa bile inatla her yıl bu oyunu piyasaya sürüyorlardı. Roland Garros 2000’in rakipleri yok değil, ama hiçbiri Roland Garros serisi kadar ilgi görmüyordu.
Roland Garros 2000’nde 3D ses teknolojisi olmamasına rağmen, 3D görüntü teknolojisi bulunuyor. Bu oyunu 3D ekran kartı olmadan da oynayabilirsiniz ama devamlı tenis sahasından çizgiler geçmesine razı olursanız. Oyunu 3D kartla oynarsanız, performansınız üst seviyelere çıkıyor. Roland Garros 2000’i yükleyip, başlat menüsündeki bölümden Roland Garros 2000 Encuclopaedia’yı seçtiğinizde, daha önce oynanan tüm Roland Garros 2000 tenis turnuvalarının final maçlarının sonuçlarını öğrenebilir, şimdiye kadar bu turnuvayı kazananların adlarını, maç anındaki resimlerini, kazandığı kupasıyla resimlerini ve çeşitli tenis sahalarını görebilirsiniz. Ayrıca bütün tenisçilerin teknik özelliklerini (boy, kilo vs.), hangi tarihte bu turnuvada nereye kadar gelebildiklerini öğrenebiliyorsunuz. Roland Garros 2000’de ilk turnuvaya dört bayan, dört de erkek tenisçiyle başlıyorsunuz. Bu tenisçileri tanımayabilirsiniz ama turnuva kazandıkça ve zorluk derecesi arttıkça, tanıdığımız isimler karşımıza çıkıyor. Roland Garros 2000’in içinde üç değişik tenis turnuvası daha var. Bunlar; Avustralya, İngiltere ve Amerika tenis turnuvaları.
Şimdi gelelim oyunun özelliklerine. Eğer oyunu iyi bir 3D hızlandırıcılı ekran kartı ile oynarsanız grafikleri çok iyi. (Tribünler hariç.) Tribünler devamlı alkışlıyor; ön taraflar ayakta, diğerleri ise baygın bir şekilde arkaya doğru yatmış durumda. Oyuncuların vücut şekilleri ve yüzleri gerçeklerine yakın. Hakemler de çok iyi bir şekilde yapılmış. Siz onların yüzlerini görmüyorsunuz ama gerçekteki gibi topu dışarı attığınız da, hem bağırıyorlar, hem de dışarıyı gösteriyorlar. Orta hakem ise biraz korttan uzak yapılmış. Herhalde top gelir diye korkmuşlar. Bir de oyunda top toplayıcılar yok. Top fileye geldiğinde gelip topu almıyorlar, eğer servis kullanacaksanız size arkadan topu atmıyorlar. Bunlara rağmen yine de oyunun grafikleri iyi. Oyundaki ses ise çok iyi yapılmış. Gerek hakemlerin sesleri, gerekse de oyuncuların seslerine mükemmel diyebiliriz. Hakemin sesi gerçek bir mikrofon varmış gibi yankılanıyor. Eğer oyun başlayacaksa seyirciler ses çıkarıyorsa hakem uyarıda bulunuyor. Her sayıdan sonra puanları söylüyor.
Çizgi hakemleri de top dışarı çıktığı zaman gerçekteki gibi aut diye bağırıyor. Gelelim oyuncu seslerine, her oyuncu servis kullanırken veya topa hızlı vururken bağırıyorlar. Bu sesler her oyuncuya göre değişiyor. Bazıları az, bazıları da çok bağırıyor. Ama bir tenisçi vardı ki çok acayip bağırıyordu. Oynanabilirlik çok kolay. Oyunu oynamanız için sadece beş tuş gerekiyor. Bunlar yön tuşları ve vuruş tuşu. Şimdi derseniz bu oyuncu tek vuruş mu yapıyor diye, oyuncuların yerlerine göre ve topun geliş şekline göre vuruşlar yapıyor. Yani siz istemeden bile toplara smaç, plase vurabilir. Vuruş tuşunu siz kendiniz de belirleyebilirsiniz. Oyunu oynarken aces (servisten kazanılan puan) yapmanız zor. Maçtayken devamlı topları aşırtma atın, attığınız zaman rakibiniz topa baka kalıyor. Baka kalıyor çünkü eğer oyunun zorluk derecesi easy olursa yapay zekası kötü oluyor. Bu da normaldir. Adı üstünde en güçsüz seviye yapmışlar ki rakibiniz kötü oynasın, siz de kazanın diye. Bu incelememin sonunda da deriö ki, eğer tenis’i sevmiyorsanız bile bu oyunu alın. Memnun kalacağınıza emin olabilirsiniz.