İnsanlar dünyayı mahvettiler, her şeyi mahvettikleri gibi. Bu yüzden
kolonileşme tek umut haline geldi. Zaman içerisinde teknoloji o kadar ilerledi
ki; uzayda yolculuklar mümkün hale geldi. İnsanlar eskisinden bile haşmetli hale
geldi ve dış dünyalarda bile hakimiyet kazandı. Ama Orion galaksisinin ARM
Gezegeni’nde tuhaf işler dönüyordu. ARM’ye giden hiçbir canlı sağ olarak
dönmüyordu. Gezegenden gelen mesajlar çarpık ve şiddet doluydu. ARM, kendi
birliği kuruyor ve insan kolonilerine güçlü bir darbe indirmeye, onları tüm
galaksilerden temizleme planını yürütmeye başlıyordu.
İnsan liderleri aptal değillerdi. En iyi yaptıkları şeyi yapmayı planlıyorlardı:
Öyle ya da böyle hayatta kalmak. Bunun için de en seçkin birlikleri olan;
sekizinci zırhlı birliği kıyametin göbeğine yollayacaklardı yani ARM
Gezegeni’ne. Ölüm ile hayat çemberi bir kez daha çevriliyordu.
Uzayda sıçrayış
Klişe konular modası aynen sürüyor. Neyse ki; yapımlar kaliteli olunca bu
özellik fazla sırıtmıyor. Şansımıza kaliteli bir FPS ile karşı karşıyayız.
Aslında tam anlamıyla FPS demek doğru sayılmaz. Çünkü daha sonra uzun uzun
bahsedeceğim, Overdrive modunda üçüncü kişi kamerası devreye giriyor. Yapımda,
Alex Corde isimli Section 8 askerini yönetiyorsunuz. Amacınız basit: ARM’in
neyin peşinde olduğunu bulmak.
“Karakter modellemeleri genel olarak, fazlasıyla başarılı olmalarına rağmen; iki boyutlu görünen çevre modellemeleri grafik puanlarını aşağıya çekmeye yetip artıyor. “
Section 8’ın her üyesi, güçlü ve teknoloji harikası zırhlar giyiyor. İşte
Overdrive modu bu zırhla alakalı. Zırh, inanılmaz şeyler yapabilmenizi sağlıyor.
G.I: Rise of The Cobra filminde gördüğünüz zırhlara hem görünüş, hem özellik
açısından benzerler… Süper insan hızlarına çıkmanızı sağlıyorlar, kamyonları
alıp fırlatabilecek güçler veriyorlar, uzayda yürüyüş yapabiliyor ve zararları
absorbe edebiliyorsunuz. Özellikleri kullandığınızda, ekran ağırlaşıyor ve güzel
efektler eşliğinde her şey gerçekleşiyor. Bu moda da Overdrive deniyor.
Takım arkadaşlarınızla uyum içerisinde çalışmak zorundasınız. Onlara komutlar
verebiliyorsunuz. Saldır, koru, arkadan dolaş gibi talimatlarla taktik
saldırılar gerçekleştirebiliyorsunuz. Dostlarınıza ihtiyacınız olacak; yoksa
sizin gibi üstün teknolojili uzaylılara karşı pek şansınız yok. Yapımda bunlarla
karşılaşınca aklınıza Crysis geliyor. Ne var ki, Section 8’in Crysis kadar iyi
bir ürün olduğunu söylemek zor.Büyük savaşlar
Yapımın en güçlü yönü 40 kişiye destek verebilen çoklu oyuncu desteği. Üstelik
bu, ortalama hızı destekleyen İnternet bağlantısı ile lagsız gerçekleşiyor.
Klasik multiplayer elementleri de bol bol mevcut. Bayrağı kap, kaleyi savun,
gruplar halinde birbirinle savaş ve taşıtları kullanarak avantaj sağla. Aslında
taşıtları kullanarak avantaj sağlamak ne tek kişilik senaryo da, ne de çoklu
oyuncu desteğinde mümkün olabiliyor. Çünkü araçlarınız hantallıkları ve zor
kullanımlarıyla can sıkıyor. Kişileri yönetmek, oynanabilirlik açısından ne
kadar iyiyse taşıtları yönetmek de o kadar sıkıcı oluyor.
Yalnızca ARM’de veya diğer kolonilerde savaşmıyorsunuz. Yörüngedeki gemilerde de
savaşıyorsunuz. ARM’in bazı gemilerini içeriden durdurmak zorundasınız. Bunun
için de sızma görevleri verilmiş. Amacınız önüne geleni yok etmek değil,
gölgelerden yürüyüp taktiksel manevralar yapmak oluyor. Savaşın her yana
dağılması, atmosfer açısından önemli bir avantaj sağlıyor.
Karakter modellemeleri genel olarak, fazlasıyla başarılı olmalarına rağmen; iki
boyutlu görünen çevre modellemeleri grafik puanlarını aşağıya çekmeye yetip
artıyor. Çevre modellemeleri bana, yıllar önce 3D FX ile oynadığımız yapımları
hatırlattı. Genel olarak başarıyla ve özenle tasarlanmış bir yapıma, bu çevre
modellemeleri hiç mi hiç yakışmıyor. Belli taşıtlar haricinde etkileşim de
zayıf. O taşıtlarla da “etkileşmek” istemeyeceğinize eminim.
“Section 8’ın her üyesi, güçlü ve teknoloji harikası zırhlar giyiyor.”
Diğer noktalar
Yapımın, oldukça keyifli yönleri de var: Mini oyunlar. Bunlara Dynamic Combat
Missions deniyor ve bir nevi yan görev (Sub-Quest) gibiler. Köprüyü yık, belli
bir noktaya bomba koy veya suikast yap. Zaten başarı ile bitirdiğiniz her ana
görev sonrasında belli bir para kazanıyorsunuz, bu paralar DCM’lerle iyice
artıyor. Fonlarla kendinize özel bir karakter yaratabiliyorsunuz. Uçma özelliği,
görünmezlik yeteneği veya yakın dövüş uzmanlığı… Hepsi, fonları ne kadar iyi
kullandığınıza bağlı. Bu da, ister istemez yapıma RPG unsurları katıyor.
Sesleri ve müziklerini tatmin edici bulduğum Section 8; çevresel modellemeleri,
bazı ufak tefek hataları ve klişe konuyu fazla takmazsanız, iyi vakit geçirtmeyi
başarıyor. Crysis veya Dead Space sayılmaz, ama dinamik, aksiyon dolu ve
keyifli. Buna gelişmiş çoklu oyuncu özelliklerini de ekleyin. Başarılı olmaması
için hiçbir neden yok.