Microsoft’un geliştirdiği Flight Simulator serisini bilirsiniz. Saatlerce pilotluk yaparak, gerçek uçuş deneyimini tadabiliyorduk. Hatta bazıları oyunu oynayabilmeniz için amatör bir pilot kadar bilginiz olması gerektiğini bile düşünüyordu. Peki ya aynısını denizde yapsaydık? İşte tam bu konuda Ship Simulator Extremes karşımıza çıkıyor ve bize okyanuslarda kaptancılık oynama imkanı tanıyor.
Ne umduk, ne bulduk
Kurulum işleminin hemen ardından büyük bir hevesle içine girdiğim Ship Simulator’un açılışındaki “Physx by nVidia” logosu ile karşılaşınca açıkçası oyundan oldukça fazla şey beklediğimi söyleyebilirim. Oyunda senaryo ya da tek görevlerden oluşan seçenekler bulunuyor. Senaryo açsanız bile istediğiniz görevden başlayabiliyorsunuz. Bu görevler arasında Greenpeace’in gemilerini kullanarak çevre düşmanlarına karşı “savaşmak”tan tutun, Titanic’in sağ salim New York’a ulaşmasını sağlamak gibi ilginç olaylar bulunuyor. Hemen ilk hikayenin ilk görevini yapmaya başlıyoruz. Uzunca bir yükleme süresinden sonra Greenpeace’in efsanevi gemisi Rainbow Warrior’la karşı karşıya kalıyoruz. Ekranın altında motorları ve dümeni kontrol edebileceğimiz kısımlar yer alıyor. Bunun dışında sağ altta çapa atmak, bordalamak gibi seçenekler, kamera açıları ve geminizde bulunan küçük botlara geçebilmenizi sağlayan kontroller yer alıyor.
Motorlara tam güç verin!
İlk görevimiz, denize atık varilleri bırakan bir tankeri engellemek. Bunun için yaklaşık 15 dakika kadar geminizle tankere doğru gitmeniz, ardından da gemiden denize bıraktığınız botla birlikte 5 dakika süren bir yolculuktan sonra tankere ulaşmanız gerekiyor. Tankeri varil atmaktan engellemek için, haritada belirtilen yerde 30 saniye kalmanız gerekiyor. Maalesef okuduğunuz gibi oyun birbirinden ilginç ve saçma görevlerle dolu. Koca tankerin yanında 30 saniye gittikten sonra varil atmalarını engellemiş oluyoruz. Ardından gemimize dönüyor ve limana doğru yol alıyoruz. Liman yolu da bir 20 dakika kadar sürüyor. Zorlayan ancak az da olsa eğlendiren bir şekilde limana gemimizi bordalamamız da bir 15 dakika alıyor.
Kısacası bir görevi yapmamız neredeyse 1 saatimizi alıyor. Bazı
görevlerin daha uzak yerlere gitmenizi istediğini de düşünürsek, hayatı
boyunca kaptan olmayı düşlemiş insanlar dışında bu görevleri yapacak
babayiğitler olduğunu pek sanmıyorum. En azından bir zaman
hızlandırması oyuna eklense, bu görevler daha dayanılabilir olabilirdi.
“Bug” sen şu işe!
Fizik konusunda fena gözükmese de, oyun bu konuda da hatalar içeriyor.
Hasar modellemesi bulunmayan oyunda, “batamayan” gemiler, uçan botlar ve
daha bir çok bug yer alıyor. Bu yüzden üzerinde 1 saat harcadığınız
bölümler bile eğlendirici olmaktan daha çok sinir bozucu hale geliyor.
Birinci şahıs modunda kameranın da bulunduğu oyunda, geminizi
gezebiliyorsunuz. Ancak gemideki herhangi bir eşyayla etkileşime
giremiyoruz. Ayrıca geminizdeki mürettebatın nereye kaybolduğu
konusundaki bir fikrimiz yok. Gemi bomboş ve yapacak hiçbir şey yok.
Buna rağmen her geminin farklı çeşitlerde kontrolleri olması Ship
Simulator Extremes’e az da olsa bir çeşitlilik katıyor.
Uzaktan sev beni
Grafikler uzaktan bakıldığında fena gözükmese de, ayrıntıya inildiğinde
bir faciayla karşı karşıya kalıyoruz. Tek renkten oluşan yüzeyler ve
kaplamalar, detaysız iç mekan ve daha saymakla bitmeyecek bir sürü
grafik hatası oyunda mevcut.
Ship Simulator Extremes’i ses ve müzik açısından inceleyecek olursak,
açıkçası pek bir şey bulabildiğimizi söyleyemem. Martı sesleri sanırız
bizi en çok heyecanlandıran sesler oldu. Müzik konusunda da başarılı
değil.
Uzun lafın kısası, Ship Simulator Extremes, güzel bir konunun detaysız
ve özensiz işlenmiş halde ortaya çıkan bir ürünü. Ancak piyasada bir
benzeri olmaması, gemicilik ve deniz konusuyla ilgili olanları az da
olsa tatmin edebilir. Simülasyon oyunları sevenleri ise eski Flight
Simulator CD’lerini dolaptan dışarı çıkarmaya davet ediyoruz.