Yıllar önceydi. FPS bakış açısı altında o ana kadar ki en şiddetli oyun
hazırlanmıştı. Kafalar uçuyor, kollar kopuyor, insanlar acı çekiyor, etraf
parçalanmış insan vücutlarından geçilmiyordu. Tam anlamıyla sınırlar zorlanıyor,
defalarca ihlal ediliyordu. Yapımın devamı da gelmişti. Üstelik oldukça
prestijli bir de ismi vardı. Öyle ki; bu isim oldukça ünlü bir askeri derginin
de adıydı. Şimdi bu oyun yıllar sonra bir kez daha bizlerle “Soldier of Fortune:
Payback”
Yıllar sonra yeniden
Bu kez oyunun orijinal yapımcısı Raven, yapımcı koltuğunda bulunmuyor maalesef.
Onun yerine kendisini Conan oyunundan tanıdığımız Caultron var. Böylece oyunun
ilk ciddi eksisi beliriyor. Tek kişilik orduya benzer bir askeri
canlandırdığımız oyunda, dünyanın farklı noktalarında öldürmek için bulunuyoruz.
Kimi zaman kurak topraklarda, kimi zaman etrafı yoğun bitki örtüsüyle çevrili
ormanlarda bulunacağımız bu operasyonlar öncesi, yükleme ekranında yapacağımız
görevler hakkında bazı direktifler alıyoruz. Sonrasında kullanacağımız silahlar
ve grupları beliriyor ekranda. Onlarca farklı silahın bulunduğu bu seçenekler
arasından kendimize uygun olanı seçtikten sonra bu silahlara uygun olarak bazı
geliştirmeler yapabiliyoruz(Susturucu, dürbün vs…). Aynı anda üzerimizde iki
büyük silah taşıyabiliyoruz. Oyunumuzun konusu oldukça sık kullanılan ve artık
bayatladığını düşündüğüm, klasik dünyayı tehdit eden terörist faktörü ve buna
müdahale eden Amerikan ordusuna mensup askerler. Görevlerimizi yerine
getirebilmek için tek bir yolu izleme zorunluluğumuz var. Farklı bir yöntem
mevcut değil. Tamamı ile çizgisel bir oynanış hakim. Genellikle her bölümde bir
kişiyi kurtarmak ve yine bir kişiyi yakalamamız gerekiyor. Yakalama seçeneği pek
tercih edilmediği için bölüm sonu Boss’u olarak karşımıza kolay kolay ölmeyen
rakipler çıkıyor. Oyun akışı içerisinde “Save” yapamıyoruz. Oyunun belirlediği
bazı zamanlarda Checkpoint’ler mevcut ki; bu da oyunun en büyük eksilerinden
biri. Zira oyun bazen gereğinden fazla zorlayıcı olabiliyor ve öldürüldüğümüz
taktirde tekrar bir önceki kayıttan başlamak işkence gibi gelebilir. Özellikle
öldürdüğünüz 20-30 adamı tekrar öldürmeniz gerçeğini düşündüğünüz zaman bu sizin
oyundan soğumanıza neden olabilecek bir durum. Bu kısma son bir not olarak,
SOF3’te sağlık paketleri de mevcut değil. Bunun yerine artık yaygınlaşmaya
başlayan “Dinlen ve iyileş” yöntemi mevcut. Zaten yüksek bir hasar aldığımızda
uyarılıyoruz.
Görüntü güzel, ama…
Oyunun grafiksel gücü tatmin edici düzeyde. Silah, çevre ve karakter tasarımları
oldukça güzel. Işık oyunları da iyi sayılır. Özellikle yüksek bir sisteme sahip
olmayan oyuncular için oldukça uygun. Söz konusu grafikler üzerine açılmışken
oyunun ayarlar bölümünde, çözünürlük dışında herhangi bir grafiksel ivme
bulunmuyor. Havok motorundan da fizik efektleri konusunda destek alan SOF3’te,
pekte elle tutulur fiziksel bir çalışma bulunmuyor. Tabii ki karakterler için
hazırlanmış ölüm animasyonları ve parçalanma görselleri hariç. Yapay zekadan
mahrum düşmanlarımızın, vurulma bölgesine ve etkisine göre; kafa, kol, bacak
gibi eklem yerleri kopup parçalanabiliyor. Üstelik bu parçalanmalardan sonra
hala ölmediyseler kısa süreliğine de olsa acı çekiyorlar. Vurulmalara verdikleri
tepkiler bazen saçma olsa da genel olarak iyi. Örneğin ayağında vurun ve
yapacaklarını izleyin. Oyunun tek amacı “Durmaksızın aksiyon” olduğu için deyim
yerindeyse acımasızlık ön planda tutuluyor. Arka planında duyulan sesler Call of
Duty’den tanıdık gelecektir bazı bölümlerde. Bazı silahların seslerinin pekte
gerçekçi bir etki bırakmadığı gibi bir kaçı hariç çoğu müzik ise; tam bir
işkence. Düşmanlar arası bir diyalog olmadığı gibi, aralarında da neredeyse hiç
konuşmuyorlar. Online seçenekler olarak bilindik: Deatmatch, Team Deatmatch,
Capture the Flag, Elemination gibi modlar bulunuyor. Sanki oyun ile ilgili her
konu aceleye getirilmiş.
Sonuç şu ki, yıllar önce oynadığımız oyunun devamı bu olmamalıydı. Kesintisiz
aksiyon tekrar sağlanmaya çalışılmış, ama irili ufaklı birçok faktör bunu az çok
engellemiş. Çıkacağı Doom 3’ün yapımından beri dillerde olan SOF3’ün, Raven
tarafından hazırlanacak olması en büyük isteğimdi. Ne yazık ki özensiz bir
çalışmanın ürünü olan yapım, pekte başarılı olamayacaktır.