1986 yılında Çernobil’de yaşanan nükleer facianın ardından birçok insan ölmüş, birçoğu da yaralanmıştı. Patlamanın boyutu Ukrayna’nın sınırlarını aşmış hatta ülkemizin bir bölümünü de kapsayan geniş bir alana yayılmıştı. Günümüzde halen bu olayın etkileri görülebiliyor. Geçmişte meydana gelen çoğu savaş, önemli olaylar ve büyük facialar, yıllardır film ve oyun sektörlerine konu olarak karşımıza çıkıyor. Çernobil faciasını da farklı bir boyutta monitörlerimize Stalker taşımıştı. Uzun süren bir gelişim sürecinin ardından geçtiğimiz yıl PC platformuna özel olarak çıkan Stalker: Shadow of Chernobly, bekleyenlerinin büyük bölümünü hayal kırıklığına uğratmamış, aldığı yüksek puanlarla da dikkat çekmişti. İrili ufaklı bazı hataları bulunsa da Stalker, sunduğu atmosferi ve oynanış tarzıyla diğer oyunlardan sıyrılmasını bilmişti. İki milyona yakın bir satış rakamı da elde edilince, oyunun devam etmesi gerektiği kanısına varıldı. Yapımcılar, zaten kaliteli olan ilk oyunun hikayesinin üzerine ek olarak bir şeyler ilave edilmesinin pek mantıklı olmayacağını biliyor olacaklar ki Clear Sky isimli yeni serüven, ilk oyunun bir yıl öncesinde, farklı bir karakterin başından geçen olayları konu alıyor (Siz yine de sürprizlere hazırlıklı olun).
Prologue
Merc adındaki Stalker ile oyuna başlıyoruz. Clear Sky’da ilk dikkat çeken özellikler, dinamik ışıklandırmalar ve daha geniş bir haritanın üzerinde yer alıyor olmamız. İlk bir kaç ufak görevden sonra kendi envanterimizi belirliyor ve katılmak istediğimiz ekibi seçebiliyoruz. Tabi bu isteğinize karşılık hemen olumlu yanıtlar gelmiyor. Öncelikle söylenenleri yapmalı, istenilen PDA ve belge benzeri dökümleri ele geçirmeli, tehlike oluşturacak isimleri öldürmeliyiz.
Haritanın hemen her noktasında Mutant’lar ve diğer Stalker gruplarına ait birlikler görmek mümkün. Tek başına ilerlemeye çalışmak gerçekten çok zor bir hal alacaktır. Dahil olduğunuz grup sayesinde operasyonlara arkadaşlarınızı da çağırabiliyor, ek ateş gücü oluşturabiliyorsunuz. Öldürdüğünüz her Stalker’ı mümkün olduğunca aramakta fayda var. Çünkü parayla silah satın almak pek kolay değil. Oyuna yeni başladığınızı ve ilk zamanlarda silah çeşitliliği sıkıntısı çekeceğinizi düşünürsek tutumlu davranmanız gerekiyor. Hasar gören silahlarınızı tamir ettirebiliyor, hatta silahlarınıza geliştirmeler de yaptırabiliyorsunuz ayrıca. Tabi parasını verdiğiniz taktirde. Oyundaki ticaret sistemi ilk oyundaki gibi belirli kişilere bağlanmamış bu kez. Konuştuğunuz çoğu Stalker ile ticaret yapabiliyorsunuz.
Peki elde ettiğimiz silahlar işe yarıyor mu derseniz, pek değil cevabını verebilirim. Maalesef Clear Sky’da “Vuruş hissiyatı” kavramı yok denecek kadar az. Buna ek olarak çok yakın mesafelerden yaptığınız atışlarda bile karşınızdakini devirmek oldukça zor. Örnek vermek gerekirse, bir Stalker’ın kafasına atış yaptınız diyelim. Eğer daha önce yara almadıysa ufak bir sersemleme yaşıyor ve çatışmaya kaldığı yerden devam ediyor. Öldürmek için bir kez daha tekrar etmek gerekiyor çoğu zaman. Eğer rakibinizi boydan boya tarayabilirseniz bu da bir öldürme yöntemidir sonuçta, ama etrafınızı çeviren onca adama karşı silahların da hantal olduğunu belirtirsek, hızlı hareket etmekte fayda var.
Çernobil’in gölgesi
Başta da belirttiğim gibi Clear Sky, oldukça geniş bir haritadan oluşuyor. Buna aslında Shadow of Chernobly’in geliştirmiş daha kapsamlı haritası da denebilir. Oyundaki mekanların büyük bir bölümü, ilk oyundan da tanıdık gelen mekanlar. Ayrıca bazı karakterler de öyle. Grup çatışmaları yeni oyunda daha da etkin bir hal almış, ilk oyundaki mistik havadan neredeyse eser yok denebilir. Bunun katkısı bence olumlu yönde olmuş. Clear Sky’da gerçekten çoğu zaman inanılmaz zevkli çatışma ortamları oluşuyor. Gece baskınları için ise, ayrı bir parantez açmak istiyorum. Tamamen zifiri karanlıkta ve sadece silahların ışıklarıyla aydınlanan çatışma anları oldukça zevkli.
Oyunun sağlık sistemi ise, hemen hemen ilk oyunla aynı. Hasar aldığınızda sağlık paketleri, susadığınızda enerji içecekleri ve direnciniz için yiyecekler tüketmelisiniz. Uzun süre susuz kalmanız sonucu ölebiliyorsunuz. Ayrıca radyasyona maruz kaldığınızda elinizde eğer antibiyotik veya sarı sağlık çantası yoksa, votka da bulundurmamışsanız yavaş yavaş sağlık barınız düşmeye başlıyor. Susuzluk seviyeniz iyi durumda ise sağlık paketi kullanmasanız dahi bu kez sağlık barınız yavaş yavaş yükseliyor.
Karşılıklı mücadelelerle yapay zekanın önemi her oyunda olduğu gibi Clear Sky’da da oldukça önemli. Sizi şaşırtan, zorlayan düşmanlara sahipsiniz. Bir yerde siper alıp da fazla bekleyemiyorsunuz. Düşmanlarınız o bölgeyi anında bomba yağmuruna tutuyorlar (El bombası attığınızda etkisi yok denecek kadar az nedense). Bu nedenle sürekli hareket halinde olmalısınız. Taşıdığınız ekipmanların ağırlıkları da işte burada önem kazanıyor. İşinize yaramayacak malzemeleri yanınızda bulundurmayın. Bu, sizin daha erken yorulmanıza neden olacaktır. İyi yönlerinin haricinde çok basit yapay zeka hatalarıyla da karşılaşmak mümkün oyunda. Daha az sistem ihtiyacı beklenen Clear Sky’da beklentiler yerini bulamadı desek yeridir. Oyun, gerçekten stabil çalışması için dişli bir sisteme ihtiyaç duyuyor (Şimdiden bunların üzerine kurulu yamalar gelmeye başladı bile). Başta belirttiğim ikinci konu dinamik ışıklandırmalar ise, oyundaki en güzel görsel özellikler olmuş. Bunun haricinde grafikler de makyajlanmış. İlk oyuna göre silah ve karakter tasarımlarındaki düzenlemeler gözlerden kaçmıyor.
Ek görevler haricinde yüzden fazla ana görev bulunduğu Clear Sky’da, iki adet Boss savaşı diyebileceğimiz görevler de mevcut. Network başlığına tıkladığımızda karşımıza birbirinden farklı 19 harita ve 4 farklı oyun modu çıkıyor. Bunlar; Artifact Capture, Artifact Hunt, Team Play ve Free for All. 32 kişiye kadar destek veren oyunda multiplayer olarak özellikle “Training Camp” ismindeki harita çok hoşuma gitti. Bakmadan geçmeyin derim en azından.
İsmi lazım değil öldü mü? Yoksa Clear Sky’ın sonu aslında Shadow of Chernobly’in başlangıcı mı?
Genele gelirsek Clear Sky, kesinlikle ilk oyun kadar başarılı bir yapım değil. Shadow of Chernobly’de yer alan doğaüstü atmosferi de bünyesinde barındırmıyor, fakat giderek kızışan çete mücadelelerini oldukça iyi yansıtmış. Bu sayede oyunun aksiyon yönünün, vuruş hissinin ve isabet oranının azlığına rağmen iyi olduğunu söyleyebilirim. Grafiklerde bazı düzenlemeler ve geliştirilen dinamik ışıklandırmalar, göze hoş gelen bir oyun deneyimi sunuyor. Hikaye olarak ilk oyunun üzerine bir şeyler bulunmuyor dediğim gibi, ama belki başlangıca ait fikirler üretebilirsiniz kim bilir. Clear Sky’ı oynamak için ilk oyunu mutlak oynamaya gerek yok, ama ikisinin arasında bir tercih yapacaksanız kesinlikle Shadow of Chernobly’i tavsiye ederim.