Oyun dünyasının son 5 senesi sürekli tekrarlanan bir kelime ile geçti; “inovasyon”. Bu kelime o kadar çok kullanılıyor ki artık ağzıda sakız oldu. Gerek yeni nesil cihazlar gerek oyunlar için herkes bir inovasyon ya da nam-ı diğer yenilik peşinde fakat maalesef bunlardan sadece bir avuç dolusu söylediğini tam olarak gerçekleştirebiliyor.
PSVita ile uzun zamandır haşır neşir olsam da kendi Vita’mı daha bir hafta önce edindim ve açıkçası esas niyetim PS4 için bir ön hazırlık yapmaktı. Fakat bir yandan da oyunların zevkini çıkartmayı da ihmal etmedim elbette işte Tearaway de bunlardan bir tanesi.
Anaokul günleri
Benim dünya gözü ile ilk defa Gamescom 2013’te gördüğüm Tearaway her ne kadar hoşuma gitmiş olsa da yapısı itibari ile o “Mutlaka oynamalıyım” diye düşündüğüm bir oyun değildi ancak şu anda bu tecrübeden mahrum kalmadığım için kendimi şanslı hissediyorum.
Playstation’ın en çok tanınan oyunlarından bir tanesi olan Little Big Planet’in yapımcısı Media Molecule tarafından Vita için özel geliştirilen Tearaway tamamen kağıttan yapılma bir oyun. Demin de söylediğim gibi ilk başladığımda çok da hevesle oynamayı düşünmediğim bir oyundu Tearaway ancak yalan yok daha başladığımın ilk 10 dakikasından sonra bir türlü elimden bırakadım.
Third person türünde geliştirilen oyunun konusu ise oldukça sadece. Cinsiyetine göre iki karakter seçebiliyorsunuz Iota veya Atoi. Bu iki karakter de aslında bir mesaj taşıyıcısı, kaldı ki kafaları bile bir zarf şeklinde. Amacımız ise basit bu mesaj taşıyıcısını güneşe ulaştırmak. Neden mi? Çünkü Tearaway’in dünyasına yeni bri hikaye lazım. Daha önce hiç yazılmamış veya anlatılmamış bir hikaye. Daha önce kimsenin duymadığı tarzda bir hikaye. İşte bu amaçala Iota (ben erkek olanı seçtim) bizlere sunuluyor.
İşin garip yanı oyunda baş kahramanı yönetirken bir yandan da oyunun baş kötüsü olarak ortaya çıkmanız. PS Vita’nın ön kamerası sizin yüzünüzü, her ekrana geldiğinde güneşin ortasına koyuyor. Dolayısı ile oyun düşmandan bahsederken sizin o sırada kameradaki kafa hareketleriniz gözüküyor.
Tearaway’in PSVita’nın en iyi oyunlarından birisi olması veya ilk paragrafta yaptığım inovasyon açıklaması ise oyunun açıkçası geri kalan bütün kısımları.
Kedi merdiveni de yapacak mıyız?
Tearaway temel olarak LBT’nin üç boyutlu versiyonu olarak nitelendirilebilir. Yine etrafat gördüğümüz puzlle’ları çözmek, farklı mekanlarda yolumuzu bulmak ve karşımıza çıkan düşmanlarla savaşmaktan ibaret temel mekanikler. Dolayısı ile burada üzerine durulacak bir kısım yok, Tearaway’in esas kısmı ise PSVita’nın her özelliğini olabildiğince güzel kullanması.
Oyun sürekli olarak sizi kendi içine katmaya ve onun bir parçası olmaya davet ediyor. En başta Iota için yeni bir yüz belirlemeyle başlıyor ardından etrafa dökülen kar tanelerini kişiselleştirmeye kadar ilerliyorsunuz.
Karşılaştığınız ve renginden sıkılan bir geyiğin rengini arka kamerayı kullanarak etrafınızdaki bir nesnenin resmini çekip onun rengine değiştirebiliyorsunuz. Videolarını izleyenlerin daha önceden görmüş olacağı gibi arka dokunmatik paneli kullanarak puzzle’ları kendi parmaklarınız ile çözebilirsiniz.
Iota’ya bir eldiven yapmanız gerektiğinde ayakkabı şekilde bir şapka koyup garip görünümlü karakterimizi daha da garip bir şekle sokmak sizin elinizde. Ya da kar tanelerini mavi bir kayık şeklinde yağdırmak da Tearaway’i bir anda sizin dünyanıza sokuyor.
Iota’nın ilerledikçe kazandığı yetenekleri de bununla birleştirince elden düşmez bir oyun oluyor Tearaway. Hele ki farklı alanlarda farklı temalı müzikler Vita’yı kenara koyup sadece onları dinlemeniz için özel olarak hazırlanmış resmen. Elbette bölümü uzattığınızda zamanla çekilmez oluyorlar ancak kesinlikle her biri harika komposizyon örnekleri.
Ya benim parmaklarım tutmuyorsa?
Teknik açıdan görsellik konusunda Tearaway sizlere çene düşürecek bir görsel güzellik sunmuyor nitekim bunun niyetinde de değil. Tamamen kağıttan yapılmış olduğunu size birebir hissettiren bir dolguya sahip görsellerin renk skalası da oldukça canlı ve geniş. Elbette bölümlere göre bu skala daralabiliyor ancak gerek kendi yaptığınız el işlerinde gerekse dünyanın genelinde canlı bir doku bulunuyor.
İşin mekanik yanında ise ayrı bir rahatlık söz konusu. Analog çubuklar ile kontrol ettiğiniz Iotan’nın kontrolleri oldukça basit ve rahat. Kamera açılarını çoğunlukla siz kontrol etseniz de zaman zaman o kontrolü oyun kendi eline alıyor lakin size (eğer bir puzzle’ın parçası değilse) asla zorluk çıkartmıyor. Bunun yanında PSVita’nın neredeyse her teknolojisini birebir kullanmayı amaçalayan oyunun dokunmatikleri de çok iyi bir etkileşime sahip. Ekran dokunmatiğini çok fazla kullanmıyorsunuz oyunda lakin arkada dokunmadtik panel çoğu puzzle’da vazgeçilmez bir özelliğiniz oluyor. Dünyadaki bazı noktaları parmaklarınız ile delerken bazılarına sadece vurabiliyorsunuz.
Buradaki tek sorun ize özellikle parmağınız ile deldiğiniz bölümlerde bir yandan puzzle ile uğraşırken bir yandan da cihazı sağlam tutmanız gerekliliği. Bazen, özellikle rahatsız ortamlarda (otobüste ayaktayken, vs.) Tearaway oynuyorsanız bu bölümler sizleri oldukça tedirgin debilir. Dolayısı ile o bilekliği takmanız oldukça önemli. Bir diğer eleştirilebilecek nokta ise oynunun savaş mekanikleri. Savaşlar oldukça basit ve kolay ki sorun da bundan kaynaklanıyor aslında. Savaşlarda Scraps adlı küçük ve ciyaklayan kutucuklarla savaşıyoruz. Temel olarak iki yöntemimiz var; ya onları birbirine fırlatmak ya da üzerlerine zıplayıp daha sonra kendi parmaklarımızı kullanarak yırtmak. Elbette bunlar farklı Scrap’lara göre kullanılan yöntemler.
Savaş mekaniklerindeki sorun ise bu bölümlerin tamamen “Hadi o kadar da kolay olmasın arada bir iki düşman kolayım” mantığı ile yapılmış olması. Öncelikle sizleri hiç zorlamıyorlar, bunun yanında genellikle Scraps ortaya çıkınca gidebileceğiniz alanlar kapatılıyor ve sizleri savaşmaya zorunlu bırakıyor oyun. Dolayısı ile Tearaway’de yaptığınız diğer onca işlerin yanında savaşlar en az ilgi çekici kısımlar olmuş ne yazık ki.
Kağıdı hayata dönüştür, o hayattan bir dünya yarat
Tearaway eğer elinizde PSVita’nız varsa mutlaka edinmeniz gereken bir oyun, eğer PSVita’nız yoksa ve almak için bir neden arıyorsanız o zaman PS4 ile birlikte en iyi neden diyebilirim. Oyunun sizi bizzat içine alması ve onun bir parçası haline getirmesi, düşman olarak kendi yüzünüzü görürken bir yandan da kahramanı yönetmeniz, dünyayı neredeyse her şekli ile kendi isteğinize göre değiştirmeniz ve bütün bu değişen dünyanın parmaklarınızda şekillenmesi gerçeten Tearaway’i elden bırakılamayacak bir oyun haline getiritiyor.