The First Templar

Son zamanlarda Assasin’s Creed serisinin önlenemez yükselişinin yanı sıra , bahsi geçen bu döneme duyulan hayranlık da gün geçtikçe artıyor. Eskiden beri kılıç ve okların kullanıldığı savaşlar ilgimi çekmiştir. O dönemde yapılan savaşların daha büyük marifetler gerektirdiği ve daha zorlu savaşlar olduğu bir gerçek. Bu güzel savaş atmosferi iyi bir oyunla harmanlandığında ise karşımıza çok iyi oyunlar çıkabiliyor.

Haemimont Games tarafından geliştirilen The First Templar da, 13. yy’da Templar’ın (Tapınak Şövalyeleri) içinde bulunan Celian ve Roland adlı iki kişinin hikayesini konu alıyor. Bu iki kişi kutsal kaseyi (İsa’nın son yemeğini yediği kase) bulmak için büyük bir maceraya atılıyor. Konu genel hatlarıyla bu şekilde ilerliyor. Oyunu klişe bir senaryodan bir nebze olarak kurtaran ise co-op modu.

Co-op modunun önlenemez yükselişi

Öncelikle oyunun co-op bir yapı üzerine kurulduğunu belirtelim. Başlarken, oyuna arkadaşlarınızın katılıp katılamayacağını ayarlayabiliyorsunuz. Eğer tek başınıza oynarsanız bir karakteri siz yönlendirirken, diğer karakteri de yapay zeka yönlendiriyor. Bu aşamada yapay zekanın pek iyi olmadığını da belirtmek istiyorum. Eğer arkadaşınızla oynarsanız ise daha keyifli bir hale geliyor. RPG öğelerine de yer verilmiş olan oyunda, karakterlerimizin kıyafetlerini, silahlarını bölümler ilerledikçe aktif hale getirebiliyoruz ve düşmanlarımızı öldürdükçe kazandığımız deneyim puanlarıyla yeni yeteneklerimizi açabiliyoruz.

Bu yeteneklerden bazıları power attack (gücümüzü toplayarak yaptığımız vuruş) ve counter attack (Assasin’s Creed’den hatırlayacağınız, blok sonrası yapılan ani saldırı) gibi onlarca yeteneğimiz bulunuyor. Yeteneklerimizi kullanabilmemiz için canımızı gösteren kırmızı barın altındaki mavi yuvarlağın tamamı ile dolması gerekiyor. Bu barı doldurabilmek içinde birkaç düşmanımızı öldürmemiz gerekli. Ayrıca iki karakter içinde farklı yetenekler, kıyafetler ve silahlar mevcut.

Boss olmadan olur mu hiç?

Her bölümün sonunda bir boss bulunuyor. Bu boss’u geçtiğimizde yeni bölüme geçebiliyoruz. Boss’larımızın üç tane ayrı sağlık barı mevcut. Yani öldürmek için üç kere canını bitirmemiz gerekiyor. Her canını bitirdiğimizde ise üstümüze düşmanlar hücum ediyor genellikle. Burada şöyle bir dengesizlikten de bahsetmek istiyorum.

Dövüşler genelde çok basit bir yapıda ilerliyor ve ölmek neredeyse imkansız. Çoğu zaman savunma yapmanıza bile gerek kalmadan çok rahat bir şekilde dövüşleri geçebiliyorsunuz. Ancak bosslar aksine oldukça zorlu olmuş. Çok az savunma yapmaları ve sürekli saldırı halinde olmaları sayesinde size fazla saldırı şansı tanımıyorlar.

Bu konuda diğer bir kötü durum ise kayıt sistemi. Otomatik olarak kayıt yapan oyunda, öldüğünüzde bazen çok geriden başlamak zorunda kalabiliyorsunuz. Özellikle bölümün sonlarına doğru bu durumun oluşması sizin oldukça canınızı sıkmaya yetiyor.

Grafiklerden ne haber?

Mekan tasarımları o dönemi iyi yansıtıyor ve genel olarak fazla göze batmıyorlar. Ancak bu aşamada kaplamaların fazla iyi olmadığını söylemek istiyorum. Grafiklerde göze hoş gelen bir detay ise ışıklandırmalar. Karakterlerde ve mekanlardaki yansımalar güzel gözüküyor.

Animasyonlar üzerinde fazla uğraşılmadığı da açıkça görülüyor. Dövüş animasyonlarında ve diyaloglarda hatalar göze çarpıyor. Diyaloglar sırasında senkron konusunda bazı sorunlar yaşanıyor. Bunun dışında karakterlerimizin ölmek yerine yere eğilmeleri ve düşmanlarımızın hep aynı şekilde ölmeleri de göze batan hatalardan.

Oyundaki sesler pek iyi değil, özellikle düşmanlarımızın ölürken çıkardığı sesler sürekli benzer ve belli bir şeyden sonra sıkılıyorsunuz. Yine kılıç ve kalkan sesleride kendini sürekli tekrar ediyor.

Son sözler

Güzel bir dönem ve hoş bir konu çok daha iyi kullanılabilirmiş, ancak ne yazık ki istenen düzeyde bir oyun olmayı başaramamış. Kendini tekrar eden olayları, pek başarılı olmayan grafikleri ve türe pek fazla yenilik sunmamasıyla sizi bilgisayar başında birkaç saat geçirtebilcek bir oyun olmuş. Ancak multiplayer modunu bir arkadaşınızla oynadığınızda çok daha eğleneceğinizi söyleyebilirim.

Eğer co-op olarak arkadaşınızla birkaç saat eğlenebileceğiniz bir oyun arıyorsanız o zaman size The First Templar’ı önerebiliriz.

Exit mobile version