Paranın gücü karşısında, dünyanın en sağlam kasasının bile şansı yoktur. Mutlaka bir açığı, hırsızlar tarafından mutlaka alt edilebilir bir özelliği vardır. Zaten öyle olmasa, devamlı yeni kasalar geliştirilmezdi, değil mi? Şimdi size bahsedeceğimiz oyunun ismi, The Heist. Bulmaca türünde hazırlanan oyunda, bir hırsızı kontrol ediyoruz ve biraz zeka, biraz da sabır gerektiren bulmacaları çözerek kasa üzerindeki onlarca farklı kilidi açmaya çalışıyoruz.
Yapımda birden fazla bulmaca türünün yer alması gayet hoş olmuş. Böylelikle çeşitlilik sağlanmış. İlk bulmaca çeşidinde, bize gitmemiz gereken hedef gösteriliyor. Daha doğrusu, ucunda elektronik bir mekanizma bulunan bloğu, diğer gereksiz blokları ortadan kaldırarak hedefine ulaştırmalıyız.
İkinci etapta ise, bazı renkli simgelerle karşılaşıyoruz. Ekranın hem üst, hem de altında bu simgelerin aynılarından oluşan taşlar var ve amacımız, hepsini uygun yerlere yerleştirerek kasadan bir kilidi daha kaldırmak.
Üçüncü bulmaca bölümünde, minik bir robotu kontrol ediyoruz. Ekrandaki kutuları, belirtilen noktalara ulaştırmamız gerekiyor, ancak bu pek de kolay olmuyor. Her şeyden önce, kontrol ettiğimiz robotun hareket kabiliyetleri kısıtlı. Örneğin kutuyu, tam duvarın dibine yaslarsanız, bir daha yukarıya çekemiyorsunuz. Sadece sağa sola hareket ettirebiliyorsunuz. Dolayısıyla tam verim alabilmek için, mutlaka kutu ile duvarlar arasında mesafe olması gerekiyor ve bunu da genellikle tek kullanımlık hakkınızla başarmaya çalışıyorsunuz.
Son bulmaca etabında ise, farklı renklerdeki elektrik kablolarıyla karşılaşıyoruz. Bunlar, ilk başta birbirlerinden kopuk ve enerji akımını doğru olarak sağlamak için hepsini düzgün şekilde bir araya getirmemiz gerekiyor, ama dikkat edin, çarpılmayın.
The Heist’in en güzel özelliği, işte bu saydığım farklı bulmaca çeşitlerine yer veriyor olması. Tabii ki her bulmacada, seviye geçtikçe biraz daha zorlaşan örneklerle karşılaşıyoruz. Yapabileceğiniz hataları düzeltmeniz için ekranın sağ üst köşesinde yenileme tuşu, sol üst köşesinde ise, menüye dönüş tuşu bulunuyor. Her bulmacadan belirli oranda çözmeden, sonraki aşamalara adım atamıyorsunuz.
Yapımda grafiksel ve işitsel anlamda, öne çıkan bir özellik bulunmuyor. Zaten görsel anlamda çok şey beklemek yersiz olurdu, ancak sesler ve müzikler daha iyi olabilirdi. Bu konuda fazlasıyla kısıtlı kalmış The Heist. Bu teknik detaylara rağmen, The Heist’i güzel vakit geçirmek için oynamanızı tavsiye edebilirim. Eh, zaten oyunların temel amacı da bu değil mi?
Bulmacaları çözüp tüm kilitleri açtığımızda, polis gelip bizi yakalar mı, yoksa paralarla beraber Meksika sınırını geçer miyiz ya da Kemal Sunal’ın Avanak Apdi filmindeki gibi kasa içinde kocaman bir hıyarla mı karşılaşırız, bunu da oyunu tamamladığımızda görebileceğiz artık. İyi eğlenceler!