TimeShift

Felaketler yine en büyük sorun. Doğa kaynaklı mı? Hayır. İçerisinde insan faktörü bulunuyor. Sadece günümüzde değil, aynı zamanda geçmişte ve gelecekte. TimeShift bize zamanı kontrol edebilmeyi vaat ediyor, ama yapımcılar bu nimetten yararlanmış olabilselerdi eminim ilk iş olarak zamanı geri çevirip, oyunu 2005 yılında piyasaya sürerlerdi. Peki bu durumda başarılı olabilecek miyiz? Bunun cevabını bulmak için mücadele etmek gerekiyor.

Zamanı kontrol edebilirsem işte o zaman ölümsüz olurum!

Michael Swift adında bir adamımız var. Oyun öncesi güzel bir açılış videosu ile kısa bir başlangıç yapıyoruz. Zaman kavramını ele almak için çaba sarf ettiğimiz TimeShift’te, vuku bulan başarısız çalışmalar sonrası üzerimizdeki Suit sayesinde elde ettiğimiz özel güçler yardımıyla, tüm kötülüklere karşı tek kale olarak mücadele veriyoruz. Yıkık bir binada, yağmurlu bir gece vakti aldığımız ilk direktifle harekete geçiyoruz. Karşımızda yoğun asker faktörü yanında makineler ağır silahlarıyla bulunuyor. Bununla birlikte oyunda direniş güçleri bizimle birlikte olsa da, bir nevi komutan mertebesinde bulunuyoruz. Bazen tek bazen adamlarımızla birlikte çatışmalarda bulunuyoruz. Oyunda kullanımımıza sunulmuş silahlar her ne kadar şekil olarak farklı birer tasarıma sahip olsalar da, hepsinin amacı hemen hemen tüm FPS oyunlarındaki silahlarla aynı sayılır. Özellikle bir silah var ki Half-Life’de gördüğümüz “Yay” ile hemen hemen aynı tasarımda ve aynı özelliklerde bir silah. Zaten birkaç ağır hasar verebilen silah dışında diğerleri hasar verebilme kabiliyeti açısından zorlanıyorlar. Çevrede bulunan bazı ağır silahları kullanabildiğiniz gibi, bazen uzun mesafeler için işe yarar niteliği bulunan araçlar da kullanabiliyorsunuz. Genel olarak aynı anda birçok asker tarafından saldırıya maruz kaldığınız için sağ çıkmanız çok zor. Hareket kabiliyetleri oldukça yüksek ve buna bağlı olarak iyi bir yapay zekaya sahipler. Zaman zaman bazı hatalar olsa da çoğu zaman sizi zorluyorlar. İşte buradaki duruma zaman kavramı el atıyor.

Zamanın efendisi olmak

Oyun dünyasında Prince of Persia ile gördüğümüz zaman kavramı daha sonraki yapımlarda da farklılıklar göstererek gelişmişti. TimeShift’te ise; zaman üzerine oluşturulan tüm kavramlar bir arada sunuluyor. Zamanı yavaşlatma, durdurma veya geriye alma. Hepsi bizim elimizde. Peki her zaman yapabilir miyiz? Cevap hayır. Oyun ilerleyişimiz genellikle bu üç özellik üzerine kurulu, öldür ve ilerle tarzı bir yapım. Her bölümde biraz dikkat gerektirebilecek kurgular bulunuyor. Bunların bazıları var olan bir yolu verimli kullanabilmek için, bazıları ölüm tehlikesi bulunan bölgelerden güvenli bir şekilde geçmek için önümüze çıkıyor. Genellikle en az bir kere görmeden neyin nerde olduğunu ilk başlarda anlamasanız da, ilerleyen bölümlerce bu tip bulmacalar birbirini tekrar ettiği için hazırlıklı olabiliyorsunuz. Aynı durum düşmanlarınız için de geçerli.Zamanı yavaşlattığınız veya tamamen durdurduğunuz taktirde hareket edebilen tek hızlı canlı siz olduğunuz için, bu kısa süre dilimi içerisinde topluca önünüze geleni hiçbir hasar almadan avlayabilirsiniz. Biraz bekledikten sonra zaman barı tekrar dolmaya başlıyor. Bir diğer bar da sağlığımız için bulunuyor. Fazla hasar aldığımız zaman hem sesli hem de görsel olarak uyarılar alıyoruz. Herhangi bir köşede biraz bekledikten sonra sağlımız eski haline geliyor. Yani sağlık paketleri aramak zorunda değiliz. Bölüm aralarında giren sinematik videolar da, hikaye akışını tamamlar cinsten. Bazen geçmişte olanları anlatıyor bazen de sebep ve sonuç ilişkilerini daha iyi anlayabiliyorsunuz.

“Karakter ve silah tasarımları, özellikle çevre tasarımları bir kaos ortamını andırır cinsten bilimkurgu filmlerini anımsatıyor.”
Ne olmuş bu kadar gecikmişse?

Oyunu oynamaya başlamadan önce Nvidia’nın yeni yayımlanan beta sürücülerini yüklemenizi tavsiye ederim. Zira muazzam bir performans artışı sağlanıyor. TimeShift, ilk giriş sahnesinden itibaren oldukça kaliteli grafiklere sahip olduğunu gösteriyor. Özellikle ilk bölümlerdeki yağmur suyu, şimşek, ışık ve gölge efektleri gerçekten çok iyi görünüyor. Bu özellikler oynanış içerisindeki her türlü fiziksel tepkilere karşı değişiklikler gösteriyor. Karakter ve silah tasarımları, özellikle çevre tasarımları bir kaos ortamını andırır cinsten bilimkurgu filmlerini anımsatıyor. Fizikler ve güzel animasyonlar da eklenince “Ne olmuş bu kadar gecikmişse?” cümlesini kullanmama neden oldu. Zira oyun geç çıktı çıkmasına, ama görselliğinden pekte bir şey kaybetmemiş gibi görünüyor. Tabii ki, Crysis gibi bir yapım ile karşılaştırırsak durum değişir. Burada belirtmek istediğim, ortalamanın üstünde görsel bir kalitesi var TimeShift’in. Müzikler biraz sönük kalsa da, sesler işe yarar durumdalar her yönden. Ben özellikle bir oyunu oynarken düşmanların sözlerine ve özellikle aralarında konuştuklarına çok dikkat ederim. Bu yönden de dikkat edilecek güzel bir yapım.

Sonuç oldukça güzel. Aksiyon, bilimkurgu, adrenalin ve daha fazlası TimeShift için geçerli. Yüzeysel bir hikaye sunan ve devamlı aksiyon vaat eden bir yapım olarak gördüğüm oyun, bu türün sevenleri tarafından oldukça beğenilecektir, ama büyük ihtimalle ana yemek olarak değil, salata olarak kalacaktır.

Exit mobile version