Trapt

Bundan tam kaç sene öncesine ait çizgi filmler halen televizyonda yayınlanır.
Özellikle Walt Disney’e ait olanlar, gerçekten eski ve yaşlıdırlar. Ben bildim
bileli birçoğu vardı ve hep olacakta. Peki neden bu kadar bahsettim? Bunların
içinde bir karakter diğerini yakalamak için tuzaklar kurardı. O kadar ince bir
detay işi olurdu ki, zincirleme felaket tuzaklar yapanın başında patlardı. Birde
“Acme” markalı ilginç silahlar, eşyalar olurdu. Tuzak demişken gelelim asıl
temel noktaya; yani Trapt.

Vahşet

Oyunumuz aslen oldukça ilginç. Yapmamız gereken yegane olay; tuzak kurup,
arkasından kurbanlarımızı vahşi bir şekilde öldürmek. Genelde hedeflerimizin
sonu pekiyi olmuyor ve bolca kan görebiliyoruz. Trapt lanetli bir şatoda
geçiyor. Tuzaklarımızı da şatoda bulunan ilginç yerlere koyarak, avını bekleyen
örümcek gibi kurbanlarımızı bekliyoruz. Zaten lanetli şatomuza girmeye çalışan
kişilerle meşgul oluyoruz.

İlginç tuzaklarımız bulunuyor. Yeri geldiğinde birinin kafasına balta sallarken,
diğer tarafta büyüyü de işin içine katıp ilginç tuzaklar oluşturuyorsunuz. İşin
içine sihir girdiği zaman Trapt biraz daha eğlenceli oluyor. Bunların yanında
işin güzel kısmı kendi Combo’larınızı da yapabilmeniz. Elinizdekileri
birleştirerek, oldukça hit yapabilecek combo seri tuzaklar yapabilirsiniz. Zaten
amacınız en hızlı ve en kolay şekilde katli vacip yapmak.

Yetersiz

Grafikler ne yazık ki geride kalmış durumda. Tonlamalar ve kaplamalar gerçekten
çok basit duruyor. Buna birde sesleri de eklersek tam olur. Trapt’taki tüm
konuşmalar Japonca ve çevirimler de oldukça yoksul kalmış durumda. Ama ben
Japonca biliyorum derseniz, o zaman size zevkli gelebilir. Sürekli aynı
mekanlarda tuzak kurmak, birbirinin benzeri bölümler, olmayan yapay zeka ve
çıldırtan bir kamera açısı da eksi olan taraflar.

Yapım konu olarak ilginç, ama kısa bir senaryoyu ele alıyor. Üvey annesinin
zulmünden ve son anda ölümden kurtulan bir prensesin; kaçıp saklandığı eski şato
meğer lanetliymiş. Bu lanet prensesin ruhunu esir almış. Bizde
prensesi aramaya gelenleri, tuzaklarımızın inceliklerini gösteriyoruz. Ayrıca
ilgi çekici diğer tarafı; şatoya gelen kurbanlarımızın hepsinin
aslında ayrı birer amaçları olduğunu ve kendilerine ait geri plan bir hayat
hikayelerinin olması. Hani öldürdüğümüz zaman, “Adamcağız ne için gelmişti, ama
mecbur öldürdük üzüldüm” gibi pişmanlık haykırışları edebiliriz.

Farklı sonlar

Trapt’ta farklı birkaç son bulunuyor. Toplam 14 ana görev yer alıyor.
Tuzak kurmak ve biraz katliam yapmak en başlarda zevkli gelse de,
bir süre sonra açıkcası sıkıyor. Oyunun o ilk zamandaki verdiği zevk kayboluyor.
Öğrenmesi de zor bir yapım. Ayrıca tuzaklar çalışmaya başladığı zaman, Frame
Rate’in düşmesi gibi ilginç bir sorun daha var. Biraz zaman geçirmek ve ilginç
bir tür denemek isterseniz, Trapt’i oynayabilirsiniz. Ama öbür türlü tavsiye
edebileceğim bir yapım değil.

Exit mobile version