Geçtiğimiz hafta Murat abi ofise gelip üstüme bir kutu fırlattığında sonraki günlerde olacaklardan tamamen habersizdim. Orada, masamda haber yapmaya çalışıyor (ki durumu Furkan’a sorsanız başka şeyler der, pis herif!), arada “Akşam Oryx’i kesebilecek miyiz?” diye düşünüyor ve bildiğiniz yurdum insanı portresi çiziyordum. Gerçi yurdum insanı genelde Oryx’i kesmekle ilgilenmez ama olsun.
Uncharted: Nathan Drake Collection’ı “Al sana oyun!” diye üzerime fırlatana kadar aslında oyunu pek düşünmüyordum. Açıkçası üç oyunu da defalarca PS3 üzerinde bitirmiştim ve Nathan Drake Collection benim için o kadar da beklenti içinde olduğum bir yapım değildi. Oynadım, seriyi bir kez soluk almadan bitirdim ve ilginç bir şekilde hissettiklerim pek fazla değişmedi. Lakin bu noktada kendime “Bir dur Emin.” demem gerekiyor çünkü Uncharted’ı benim gibi defalarca bitirmemiş oyuncular elbette oyundan maksimum keyfi alacaktır.
Nathan Drake Collection kesinlikle bir klasiğin geri dönüşü. Hatta Uncharted’ı kısaca bir Naughty Dog şaheseri olarak tanımlayabiliriz. Eğer daha önce defalarca oyunu oynamışsanız da iki kere düşünün derim. 60fps de olsa oynayacağız yine aynı şey. Tek bir düzgün fark yok.
Hmm… Fark yok demişken sağdan gelen uçan tekmeyi göremedim ve şu an acılar içerisindeyim. Nathan Drake Collection’ın aslında biz Türk oyuncular için çok büyük bir artısı var. Daha önceden sadece serinin üçüncü oyunu olan Uncharted 3: Drake’s Deception tamamen Türkçe olarak bize sunulmuştu. Bu sefer serinin 3 oyunu da tamamen Türkçe olarak (seslendirme dahil) piyasaya sürüldü.
Sony uzunca bir süredir kendi oyunlarını Türkiye için tamamen yerelleştirerek çıkarıyor ki bu gerçekten büyük bir artı. Artık Uncharted ve God of War dışındaki Sony oyunlarında da Türkçe seslendirme görmek istediğimizi buradan belirtelim. Uncharted’ta olduğu gibi son derece “başarılı” olduğu sürece bizim açımızdan harika bir durum.
Peki, Türkçe desteğini bir kenara aldığımızda elimizde ne kalıyor? Sorunun cevabı tüm diğer Remastered oyunlarla aynı. Uncharted: Nathan Drake Collection oyunculara 1080p/60fps görüntü sunmasının yanında, doku çözünürlüklerini, karakter detaylarını, çizim mesafesini de artıyor.
Bunun dışında özellikle birinci oyundan, ikinciye geçtiğinizde büyük şok yaşacaksınız. “Neden?” diye soranlar için hafızamızı biraz tazeleyeyim:
Uncharted 2: Among Thives sadece bir devam oyunu değil aynı zamanda PS3’ün potansiyelini tam olarak ortaya çıkartan ilk oyundur. ilk oyundan ikinciye hızla geçtiğinizde hani platformda oynarsanız oynayın değişim gerçekten de baş döndürücü oluyor. “Aynı şekilde ilk oyun da Among Thives’in noktasına çekilebilir miydi?”, bunun cevabını bilmiyorum.
Uncharted’ın kendisinden, konusundan öyle çok fazla bahsetmediğimi fark ettim. Bir dakika, yazıyı kontrol ediyorum… Hmm… Yok artık… Onu da mı dememişim…
Yok cidden bahsetmemişim. Kafam kırılsın, ellerim sıcak sudan soğuk suya girsin… Uncharted üçlemesi bizlere aslında tek bir şeyi gösteriyor. Nathan’ın atalarının izini sürmesi koca serinin arka plan hikayesi olarak yerini alıyor. Evet, hikayenin yüzeyinde nefes kesici bir hazine avı var ama Uncharted’ı böylesine önemli ve sevilen bir seri yapan şey aslında Nathan Drake’in kimlik savaşı. Ve bunu daha ilk oyunun başında Elena’nın ağzından duyuyoruz:
“Sir Francis Drake’in hiç çocuğu yoktu.”
Nathan’ın bu hazinelerin peşini sürmesi, kimliğini kanıtlama mücadelesiyle iç içe geçiyor ve Naughty Dog bu iki ayrı savaşı öyle güzel harmanlıyor ki ortaya muhteşem, akıcı ve son derece sıcak bir senaryo çıkıyor.
Serinin bir diğer güzel yönüyse ekibin önceki işlerinden belli parçaları içinde barındırması. Naughty Dog’un diğer iki önemli oyun serisi Crash ve Jak & Daxter’dan birçok kaynak yine Uncharted ile yaşamaya devam ediyor. En güzel örnek olarak oyundaki kaçış sekanslarını gösterebiliriz. Eğer zamanında PlayStation’ınızda Crash Bandicoot ile yeterince vakit geçirmişseniz, bu sahneler harika bir nostalji yaşatıyor.
Oyunu kısaca anlattıktan sonra sizin merak ettiğiniz asıl soruya geliyorum: “Buna para verilir mi? Uncharted alınır mı?”
Eğer daha önce Uncharted’ı hiç oynamadıysanız kesinlikle üç oyunu da içeren Nathan Drake Collection’ı almalısınız. Ben ne kadar dil döksem boş, çünkü oyunu aldığınızda ne kaçırdığınızı zaten kendiniz göreceksiniz.
Daha önce Uncharted serisi defalarca oynamışsanız yine almayı düşünebilirsiniz çünkü bu sefer üç oyunu da tamamen Türkçe olarak oynayacaksınız. Zaten Uncharted benim bugüne kadar gördüğüm en iyi seslendirme performanslarından birine sahip.
Kısaca Uncharted bildiğimiz, sevdiğimiz Uncharted, eksiği yok ama fazlası da yok. Gerçi dediğim gibi oyunu tamamen Türkçe oynama keyfi Türk oyuncular için gerçekten harika bir özellik.