Vampire Masquerade: Bloodlines, birkaç kere bitirdiğim ve en sevdiğim
yapımlardan biri. Bloodlines’ın atmosferine bir kere kapıldıktan sonra insan
etkisinden kurtulamıyor. Aradan seneler geçti, ancak Activision cephesinden yeni
bir Vampire Masquerade projesi duyulmadı, keşke bir oyun daha yapılsa… Umudum
CCP’nin (Crowd Control Productions) el altından geliştirmekte olduğu World of
Darkness Online’dan yana, ama bu proje daha sessizliğini koruyor. Çıkışı da
belli değil. Vampire Hunters da bir RPG oyunu, ancak kana susamış bir vampiri
değil, vampirleri avlayan kel bir karakteri yönetiyoruz.
İşlenen cinayetle av başlıyor
Soğuk ve ıssız bir gecede, eski gemi tersanesinde yetenekli ve tecrübeli bir
vampir avcısından haber alınmaz, aslında ölmüştür. Bu olay yüzüne Bernard hemen
mekana intikal eder ve macera başlar, ama keşke başlamaz olsaymış diyeceğiniz
zamanlar olacak. Grafikler daha en başta kendini belli ediyor. Tedavülden kalma
görsellik geride seyrediyor. Kaplamalar, modellemeler, çubuk yutmuş gibi katı
olan animasyonlar… Daha bunlara pek çoğu eklenebilir.
Grafik kötü, ama içerik belki iyidir diyerek pas geçtim. Sonuçta görselliği arka
plana atan, ama oynanışta zengin olan birçok isim var. Mesela son dönemin
bombalarından Torchlight buna örnek verilebilir. Macera ve RPG öğelerini
harmanlamaya çalışan Vampire Hunters, oynanış mekaniği ve zayıf içeriğiyle de
eksilerde. Çevreye biraz bakıp araştırma yapmak, basit bulmacaları çözmek
bekleneni veremiyor. Keşke bu konuda daha zorlayıcı olsaymış, ama kolay
yapılmış.
RPG öğeleri ise macera kısmına göre biraz daha elle tutulur gözükse de, havada
kalmış. Bernard seviye atladıkça temel Strength, Dexterity, Endurance,
Intelligence ve Perception statlarına puan yatırıp, geliştirebiliriz.
Yetenekleri ise doğal geliyor. Kullandığımız silaha veya büyüye göre ona bağlı
yetenek gelişiyor. Mesela bıçakla düşmana vurduğumuzda Small Weapons artıyor.
Yapımda yumruklarımızı konuşturup, yakın veya uzak dövüş silahlarını
kullanabiliriz. Silahlar Light ve Heavy olmak üzere iki ana grupta, toplamda 4
kategoride yer alıyor. Bunlar arasında bıçak, balta, Katana, satır vs… silahlar
var. Büyüler ise üç ana grupta: Fire Magic, Blood Magic ve Moon Magic. Fire
ofansif ateş büyüsü. Blood bize sağlık kazandırırken artı olarak düşmandan da
Heal çalmamızı da sağlıyor. Moon ise destekleyici, silahlı combatlarda etkili.
Büyüleri kullanırken kitap şeklindeki Rune’ları harcıyoruz. Zırhları, silahları,
diğer kullandığımız eşyaları çevrede araştırırken ve ölü düşmanların üstünde
buluyoruz veya satın alabiliriz.
Av başlamadan biter
Dövüş sistemi gerçek zamanlı değil, ATBS (Active Time Battle System) sıra
tabanlı, ancak sistem pek dengeli değil. Saçma durumlar yaşanabiliyor. Dövüş
sırasında tamamen ofansif, savunmaya çekilme vs… taktikler uygulayabilirsiniz,
ama bunların da ilginç şekilde çok yararı olmuyor. Yapımın başlarında dövüşler
tek düşmanlarla olurken, ileriki safhalarda bu sayı artıyor.
Diyaloglar da kısır bırakılmış. Cevap seçenekleri var, ama bunlar az sayıda ve
belli yanıtlar. Diyaloglarda ve karakterin yaptığı yorumlarda seslendirme yok.
Ses efektleri de yeterli değil, çalan müzikler arada sırada karanlık ortama uyum
sağlayabiliyor. Sonuç olarak Vampire Hunters genel olarak başarısız bir yapım.