Detaylı İnceleme:
Bilgisayar oyunlarının genel amacının; insanı tek başınayken dahi eğlendirebilmek üzerine kurulu olduğu hepimiz tarafından bilinir. Bu “tek başına” kavramı ileri seviyelere ulaştığında özellikle ailelerin kafalarında soru işaretleri oluşturur. Hatta bilgisayar oyunları ile fazla haşır neşir olanların, sosyal hayattan yavaş yavaş ellerini ayaklarını çektiklerini düşünen anne-babalar harekete geçer, çocukları ile daha fazla birlikte olabilmek için olur olmaz planlar kurar. Çocuklarının daha sosyal olmasını isteyen bu ebeveyn sınıfı, çocuğuna daha az bilgisayar oynamasını sağlayacak yasaklar koyar. Sıra çocuğu ile daha fazla birlikte olmaya gelmiştir. En basitinden bir hatta hafta sonu pikniği düzenlenir ve çocuk ile daha fazla birlikte olunacak ortam yaratılır. Peki ya oyunun son aşamasına kadar gelip, basit bir piknik uğruna yarı yolda bıraktığı ve canından çok sevdiği karakterini aklından çıkaramayan o zavallı genç piknikten zevk alır mı sanırsınız?
Tek kişilik oyunları bir kenara bırakıp, Internet bağlantısı ile oynanan ve dünya üzerinden sayısız insanın bir araya geldiği yapımlar söz konusu oldu mu iş, içinden çıkılmaz bir hal alır. Çocuklarının asosyal olduğundan artık iyice emin olan anne-baba ne yapacaklarını düşünürken, çocuğun ise artık kendini savunacağı önemli bir koz vardır: “Ben tek başıma değilim ki. Bu oyundaki herkes gerçek insan!”. Ebeveynler açısından düşünüldüğünde, çocuğun Internet üzerinden de olsa farklı insanlarla tanışıyor olması, İngilizce bilgisini ilerletiyor olması ve dolaylı da olsa sosyal ortama kalıyor olması bir nebze de olsa rahatlatıcı olur. Fakat bu sefer işin farklı bir yönü ortaya çıkar. Online oynanan oyunlar diğer tek kişilik oyunlar gibi kısa süreli değil, uzun solukludur. Dolayısıyla çocuğun tüm boş vakitlerini hatta feragat ettiği uyku saatlerini de ele geçiren oyun süresi yeni bir endişe kapısı açar. Anne-baba odasından uzun süredir çıkmayan çocukları için endişe duymaya başlarlar ve annenin acıklı feryatları koridorları inletir: “Çocuğumuz gitti elden bey!”…
Devasa online oyun nedir?
World of Warcraft (WoW) oyununa başlamadan evvel, türün temellerini iyi anlamak gerek. MMORPG, yani Massive Multiplayer Online Role Playing Game; dünya üzerinde sayısız oyuncunun bir araya geldiği, kendilerine özgü ırkları, sınıfları ve kabiliyetleri ile beraberce görevler yaptıkları, kendilerine belirli meslekler seçip zanaatkârlık yaptıkları, kısacası bilgisayar üzerinde yaratılmış alternatif bir dünyada yaşadıkları bir oyun türüdür.
Bahsini ettiğim bu oyun türüne örneklerin çıkması pek sanıldığı kadar kolay değil. Çünkü sayısız oyuncunun bir araya geldiği bu ortamların ayakta kalabilmesi için, güçlü oyun sunucularının var olması ve bunların bakımlarının da düzenli olarak yapılması gerekmektedir. Sözünü ettiğimiz bu durum herkesin başından kalkamayacağı bir zorunluluk olduğundan pek çok yapımcı bu tip bir maceraya girmekten çekinir. MMORPG oyun yapımcıları kullanıcılarından belirli aralıklarla para talep eder ve üyelik sistemi ile çalışırlar. Tabii insanlar düzenli olarak para verecekleri bu oyuna, daha doğrusu yapımcıya güvenmeli, hem oyunun uzun süre oynanabilir yapıda olduğunu düşünmeli, hem de problem yaşamayacağından emin olmalıdırlar.
2001 senesinde duyurulduğundan beri merakla ve sabırsızlıkla beklenen WoW, yapımcısının Blizzard olmasından dolayı pek çok insan tarafından gözü kapalı alınmaya hazır bir yapımdı. “Blizzard’dan babam çıksa yerim!” atasözünü dillere dolayan, yaptıkları her oyun ile dünya’yı sarsan, Diablo, Starcraft ve Warcraft’ı oyun dünyamıza kazandıran bu saygı duyulacak yapımcı şirket kendine öyle ün, şan ve şeref kazandırdı ki; ek paket bile yayınlasalar satış rekorları kırmaktan ve ödüllere boğulmaktan kendilerini alamadılar. Daha evvel hiçbir deneyimleri olmadığı MMORPG dalına girmeye aday olduklarını açıkladıklarında, herkes Blizzard’a şüphe ile baktı. Aslında bu şüphe Blizzard’ın işin altından kalkamaması değil, tıpkı Diablo’da olduğu gibi RPG sistemini en aza indirip karşına çıkanı öldür mantığını fazlasıyla benimseyerek MMORPG’nin asıl mantığı olan rol yapma kısmını göz ardı edebileceği konusundaydı.
Sonuç ise tam beklenildiği gibi oldu. Blizzard yine yapacağını yapmış, vadettiklerini aynen hayata geçirmiş, diğer tüm MMORPG’lerde olduğu gibi insanları gerçek hayattan soyutlayacak bir oyunu piyasaya sürmüştü. WoW fırtınası öncelikle Amerika’yı vurdu ve pek çok insan Azeroth topraklarını arşınlamaya başladı. Şimdi ise sıra bizde…
Dikkat! Install etmekte olduğunuz bu oyun, hayatınızın geri kalan kısmını esir alacaktır.
WoW’a başlamadan evvel bilmemiz gereken önemli ayrıntılar var. Birincisi; bu oyun sadece Internet üzerinden oynanıyor ve 56k’lık dial-up bağlantısı yeterli olsa da ülkemizdeki fiyatlar göz önüne alındığında mutlaka geniş bantlı Internet bağlantısına ihtiyaç duyuyor. İkincisi; oyunun aylık ödeme sistemine ihtiyaç duyması. Yani oyunu orijinal olarak almanızın yanı sıra bir de düzenli olarak ödemeniz gereken üyelik ücreti var. Bu ücreti Kredi Kartı ile ödemeniz gerekiyor.
Orijinal oyunun fiyatı: 85 YTL
Bağlantı ücretleri:
1 Aylık: 14,99 $
3 Aylık: 41,97 $ (13.99×3)
6 Aylık: 77,94 $ (12.99×6)
Üçüncüsü ve belki de en önemlisi; oyunun tahmininizden çok daha fazla zaman ayırmanızı gerektirmesi. Özellikle yeni başlayanlar için ilk bir hafta tam anlamıyla uykusuz gecelerin habercisi olacaktır. Öğrenme devresinde hep daha fazla oynama isteği yemekten, uykudan, işten ve okuldan fedakarlık göstermenize neden olabilir. Bu yüzden WoW’u ÖSS’ye hazırlanan, üniversitede kritik durumda olan, hasta, yaşlı, hamile ve kalp hastalarının en azından kendi istikballerini garantiye alana kadar oynamaması gerekiyor.
Şaka bir yana MORPG oynamanın belli bir sistematiği var. Yani insan kendine nasıl belirli saatlerden oluşan günlük ders programı hazırlıyorsa; WoW oynarken de böyle bir program hazırlamanız gerek. İşinize veya okunuza gider, eve geldiğinizde yemeğinizi yedikten sonra çayınızı kahvenizi alır ve kaldığınız yerden oyununuza devam edersiniz. Sonuçta bu çok uzun soluklu bir oyun. Kısa sürede önemli işler yapmanız kimse tarafından beklenmiyor. Maksat tadını çıkararak ve tanışacağınız arkadaşlarınızla bir arada olmanın keyfini uzunca bir süre yaşamak.
Sonu olmayan yolda ilk adımlarımızı atalım
4 CD’den oluşan oyunumuzun kurulumundan hemen sonra hesap yaratmamız gerekiyor. Otomatik olarak Internet üzerinden bağlanacağımız Blizzard Avrupa sitesinde gerekli bilgileri doldurup, Kredi Kartı bilgilerimizi girdikten sonra hesabımızı aktive ediyoruz. Sıra oyunumuza girmeye geliyor. WoW simgesine çift tıkladıktan sonra Blizzard’ın o meşhur intro’larından birini daha izliyoruz. Yine oyun videoları konusunda ders verilecek nitelikteki intro’nun yaşattığı hırsla hemen oyuna girmek istiyoruz, ama önümüzde verilmesi gereken önemli kararlar var. Oyunumuzun ana menüsü inanılmaz derecede sade. Karşımızda sadece login ekranı duruyor. Hesap bilgilerimizi girdikten sonra katılmak istediğimiz realm’ı seçiyoruz. Her realm üzerindeki oyuncular farklı. Bu yüzden eğer belli bir arkadaş grubunuzla oyunu oynamak istiyorsanız birbirinizi bulabilmeniz için aynı realm’da olmanız gerek. (Küçük bir not: Türk oyuncuların büyük kısmı Burning Legion realm’ında bulunuyor.)
Realm seçimizi yaptıktan sonra oyunun en önemli kararını veriyoruz; karakterimiz. Oyundaki karakterimizi yaratırken ilk olarak taraf seçmemiz gerekli. Alliance ve Horde isimleri ile ayrılan bu iki tarafın da kendi içinde sahip olduğu ırklar var. Yine her bir ırk kendine has sınıflara sahip. Her ırkın detaylı açıklamasını yazının ileriki sayfalarında anlatacağımızdan şimdilik kısa kısa geçeceğiz. Irkların seçebileceği sınıfları aşağıdaki tabloda bulabilirsiniz.
Savaşçılık yolunda ilerlemek
Karakterimizi yarattıktan sonra sonu olmayan bir maceraya ilk adımımızı atmış oluyoruz. Yarattığımız karakterin ırkına bağlı olarak başlama noktamız değişiyor. Sözgelimi cüceler Dwarf Ironforce’da oyuna başlarken, Orclar Orgrimmar’da oyuna başlıyorlar. Eğer daha evvel MMORPG deneyiminiz olduysa çevreye ve ilk görevlere kolayca alışacak 3. boyutun verdiği özgürlüğü en başta yadırgarken daha sonra kolaylığını keşfedeceksiniz. Arabirimi biraz incelersek; alt bölümde 10 adet slot görüyoruz. Bunları kısa yol tuşları olarak düşünebiliriz. Bu slotlar sayesinde bir diğer silahımıza tek tuşla geçebilir, birkaç büyüyü arka arkaya seri bir biçimde yapabiliriz. Hemen slotların yanındaki ok tuşları ile de bir diğer slot kombinasyonuna geçebiliyoruz. Bunun avantajını kısaca anlatayım. Diyelim ki savaşçı bir karakteriniz var. Ana slot grubunuzda defansif ve hücum büyülerini diziyorsunuz. Savaş sırasında hem dövüşüyor hem de bu kısa yol tuşları ile büyü yapıyorsunuz. Sıra köye dönüp mesleki işlerimizi yapmaya gelince, diğer slot grubuna geçip, hiç vakit kaybetmeden işlerinizi görebiliyorsunuz.
Arabirimde bulunan diğer diğer bölümler ile chat ekranını takip edebiliyor, diğer oyuncularla The Sims oyunlarında olduğu gibi çeşitli etkileşimlere girebiliyoruz. (Öpücük yollamak, dans etmek ya da el hareketi yapmak gibi). Karakterimize ait olan arabirim seçenekleri ile tüm kabiliyet dağılımlarını, mesleki becerilerimizi kolayca takip ediyoruz. Ayrıca sağ alt köşedeki slotlar sayesinde, sırt çantamızın haricinde parayla satın alacağımız ya da yolda bulacağımız ekstra sırt çantalarından 4 adet koyabiliyoruz.
Savaş sistemine geçilince ise oldukça basit oluşu hemen göze çarpıyor. Savaş sistemini bildiğimiz MMORPG oyunları ile 3. kişi görünüşlü aksiyon oyunlarının başarılı bir karışımı olarak değerlendirebiliriz. Eğer karakterimiz yakın dövüş savaşçısı ise; yolda gördüğümüz düşmana sağ klikleyip savaş konumuna geçiyoruz. Ardından ya düşmanın gelmesini bekliyoruz ya da biz yanına gidip dövüşmeye başlıyoruz. Yakın dövüşte bilmemiz gereken en önemli unsur yüzümüzün sürekli düşmana dönük olması. Aksi halde vuruşlarımız boşa gidiyor. Uzak mesafede ise böyle bir durum söz konusu değil. Nişan alıp ateş etmek yeterli. Sonuç olarak WoW’un savaş sistemi oldukça başarılı ve kullanımı son derece kolay.
Ben var level atlamak istemek
MMORPG’ye ilk başlayanlar için ise genel bir tutorial modu mevcut. Arabirimdeki tuşların nasıl kullanılacağını ve insanlarla nasıl dialoğa girileceğini gösteren bu minik ipuçları ile hemen çevredeki NPC’leri (Bilgisayar tarafından kontrol edilen, görev veya alışveriş için konuşmanız gereken karakterler) inceliyoruz. Henüz çok çömez bir savaşçı olduğumuzdan karşılaşacağımız ilk yaratıklar dahi bizi sarsabiliyor. Hatta birden fazla yaratık tarafından sarılmamız halinde hemen ölebiliriz. Bu yüzden ilk yapmamız gereken NPC’lerin bize vereceği basit görevleri yerine getirmek ve bir an evvel üst level’lara tırmanmaya çalışmak.
Oynadıkça sizinde fark edeceğiniz gibi karşınıza çıkan yaratıkları öldürmekten değil de NPC’ler arası yapılan görevlerde daha fazla deneyim puanı (experience) kazanıyoruz. Mesela oyunun başında 20 ila 30 arası experience veren yaratıklar arasında dolaşırken yapacağımız basit bir görev ile 750 experience puanı birden alabiliyoruz. Öyle ki bir iki görev ile hemen 2 level birden atladığımız oluyor. Tabii ki bu söylediklerim oyunun en başı için geçerli. 10. level ve üstü olduğumuz zaman, level atlamak bir iki görev yerine getirmekle olmuyor. En az 5-6 görev yerine getirmeli (bir görevin süresi 15 dakika sürerken, başka bir görevin süresi saatleri bulabiliyor) ayrıca yolunuza çıkan yaratıkları da kesmelisiniz. Kısacası genel olarak oyunun gidişatı daha çok görevleri yerine getirmek üzerine kurulu. Karşınıza çıkan düşmanları öldürürken kazandığınız experience’lar da çerez niyetine oluyor.
Görev sisteminin işleyişi ise gayet basit. Yeni bir mekana geldiğinizde ya da oyuna yeni başladığınızda kafalarında sarı ünlem işareti olan karakterler göreceksiniz. Bu karakterler bize görev vermek için bekliyorlar. Yanlarına gidip konuşarak görevi alıyoruz ve günlüğümüze yapacaklarımız yazılıyor. Yazının içinde ayrıca gitmemiz gereken yeri ve bulmamız gereken insanı öğreniyoruz. Örneğin yapmamız gereken görev belli bir yaratıktan 10 tane öldürmek ise; her öldürüşümüzde ekranda sayı belirtiliyor ve tamamlandığında görevi aldığımız kişiye geri gitmemiz gerekiyor. NPC’ye vardığımızda kafasında soru işareti bulunuyor. Bunun anlamı görevi tamamlamak için bir kez konuşmamız gerektiği. Konuşunca görev tamamlanıyor ve experience alıyoruz. Bazen birbiri ile kombine işleyen görevler zincirleri yakalayabiliyoruz ve aynı kişiler arasında mekik dokuyoruz. Sıkıcı gibi gözükse de aynı anda pek çok görev alan insanlar için kafalarında tasarlayacakları minik bir iş haritası ile hiç düşmanlarla uğraşmadan kolayca level atlamak için ideal görevler oluyor bunlar.
Level atladım da ne oldu
Her RPG oyununda oladuğu gibi WoW’da da level atladıkça, kabiliyet puanlarının dağılımı ve karakterin güçlenmesi söz konusu. Karakterimiz level atladığında Attributes öğelerine (Savaşçının doğal güçlerine) otomatik olarak dağıtım yapılıyor. Yani Strength (Fiziksel güç), Agility (Zırh reytingi), Stamina (Vuruş hızınız), Intellect (mananızın kapasitesi) ve Spirit (mana ve sağlığın yeniden dolma oranı) öğelerine otomatik olarak artı puan kazanıyoruz. Bu öğelere bizzat müdahale edemememiz bizi biraz kısıtlanmış hale sokuyor, ama fazla detaya inilmemesi açısından iyi denilebilir.
Karakterimize bizzat müdahale ettiğimiz nokta ise 10. level’dan itibaren aktif olan Talent (kabiliyet) seçeneği. Bu seçenek sayesinde karakterinizin ırkına ve sınıfına bağlı olarak belirli seçenek ağacı sunuluyor. Her level atlayışınızda bu ağaç üzerinden belirli kabiliyetleri büyüleri seçiyor ve karakterinizin yapısını belirliyorsunuz. Kabiliyet listesinin ağaç şeklinde oluşunun bir mantığı ise aşağıdaki yeteği açabilmek için daha evvelden bir üstteki yeteneğin aktif olması gerekliliği. Böylece iyi düşünüp, puanlama dağıtımı yaparken bir sonraki adımı planlamak gerekiyor.
Ekmeğini taştan çıkarmak
Tüm MMORPG oyunlarında olduğu gibi WoW’da da para kazanmanın ve dolayısıyla mesleklerin yeri büyük. WoW Dünyasında copper, silver ve gold (bakır, gümüş ve altın) madeni paralarını kullanıyor. En çok karşılaştığımız bakır para’nın 100 tanesi bir gümüş, 100 gümüş ise 1 altın ediyor. Para kazanma işini sadece yaratıklardan çıkanlarla toplamaya çalışırsak oldukça iyimser düşünmüş oluruz. Para kazanmanın en iyi yolu mesleklerden geçiyor. Meslekler ise birincil ve ikincil olarak iki bölüme ayrılmış durumda. Yazının ilerleyen kısımlarında mesleklere daha detaylı değineceğiz, ama kısaca üstünden geçelim:
Mesleki seçimde dikkat edilmesi gereken nokta hiç şüphe yok ki karakterinize en uygun olanını belirlemek. Sözgelimi bir paladin yönetiyorsanız; mining ile maden toplayıp blacksmith ile bunları işlerseniz ve bu meslekte kendinizi iyice geliştirirseniz; sonunda oldukça değerli zırhlar, silahlar üretebilirsiniz. Bunları kendiniz kullanabileceğiniz gibi iyi fiyatlara satabilirsiniz de. Aynı durum diğer meslekler için de geçerli. Zaten her meslekte önce toplanması gerekenler ve sonra da işlenmesi gerekenler belirleniyor. Sizde istediğiniz birini seçiyorsunuz.
Meslek alımının kuralı, her MMORPG oyununda olduğu gibi işin eli olan NPC’leri bulmaktan geçiyor. Öncelikle bu NPC ile konuşup mesleği icra etmeye başlıyoruz. En başta elimizde bir iki çeşit reçete oluyor ve bunları yaparak mesleki becerimizi arttırıyoruz. Belli bir seviyenin üzerine çıktığımız zaman ve gerekli olan level seviyesine de ulaştığımız zaman yine aynı eğitimciye gidip bir üst kademe eğitimi alıyoruz. Böylece daha iyi reçeteler alabiliyor ve daha iyi ürünler elde edebiliyoruz. Biz daha iyi ürünler yarattıkça karşılığında alacağımız para da artıyor.
Karükatürize edilmiş fantazi dünyası
WoW sadece devasa oyun yapısı ile değil, görsel ve işitsel öğeleri ile de alkışı hak eden bir yapım. Kontrolü ilk elinize aldığımız andan itibaren rengarenk çevre dizaynı ve Warcraft III’te dikkatimizi çeken WoW’da da aynen kullanılan karikatürize çizim tekniği göze son derece hoş duruyor. Bol ve canlı renklerden oluşan ormanlık alanlar, çiçekler, böcekler, kuşlar ile yaşayan bir yer haline dönüştürülmüş. Şelaleler, dağlar, tepeler, ovalar ile mükemmel dizayn edilmiş dünya haritasında yüksek tepelere oturup, uzun süre çevrede olanı biteni izleyen insanlara rastlamak mümkün. İşin en iyi yanı ise haritalarda ne kadar ilerlerseniz ilerleyin, ne kadar uzak noktalara seyahat ederseniz edin hiçbir zaman oyunun yükleme yapmaması. Kullanılan bu teknik oyunu sıkılmadan oynamak için birebir. İşin güzel yanı ileri level seviyelerine ulaştığınız zaman uzun mesafeleri kat etmek için kuşlar kiralayabiliyorsunuz. Hem kısa zamanda gideceğiniz yere varıyorsunuz hem de yolculuk esnasında WoW dünyasını kuşbakışı görüyor, deyim yerinde ise mest oluyorsunuz. En çok göze çarpan ayrıntı ise, zeminlerin parlamaları ve büyülerin efektleri oluyor. Her biri göze oldukça hoş görünüyor ve sistemi zorlamıyor.
WoW’a grafik açısından hiçbir olumsuz söz söylemek mümkün değil. Günümüz FPS’leri ile WoW’u kıyaslamaya kalkarsak mutlaka biraz geride kaldığını görebiliriz, ama unutmamak gerekir ki; bu bir online oyun. Düşük bağlantılı kullanıcılarda gecikme olmaması için mümkün olduğunca az veri ile çalışan bir sisteme sahip.
Oyunun seslerini ve müziklerini tarif etmek imkânsız. Hemen her bölgenin kendine has müziği, her karakterin kendine has sesi ve her büyünün farklı ses efekti var. Karlı alanlarda yürürkenki, çimlerde koşarkenki sesleri gözünüz kapalı dinlerseniz çevrenin akustiği ile birlikte kendinizi bizzat o ortamda hissediyorsunuz. Ortama uygun müzikler ise gerçekten çok başarılı.
World of Warcraft’ı oynayabilmek için geniş bantlı Internet bağlantısına ve ortalamanın üzerinde bir sisteme ihtiyaç var. En düşük sistem gereksinimi Pentium III 800 MHz işlemci, 256MB RAM ve 32MB ekran kartı olarak belirtiliyor. Ancak oyunu adam akıllı oynayabilmek için 1.8 GHz işlemci, 512 MB RAM ve Nvidia FX veya Radeon sınıfı bir ekran kartına ihtiyaç var. Düşük sistemli kullanıcılar, kalabalık olmayan saatlerde oynarken herhangi bir problem yaşamıyor, ama biraz daha kalabalık ortamlara, özellikle de rağbet gören şehirlere girdiğimizde ciddi yavaşlamalar yaşayabiliyoruz.
Oynama süremiz içinde ciddi bir hata ile karşılaşmadık. Hatta oyunun içinde bulunan buglar’da önemsenmeyecek kadar ufak şeyler. Mesela bir maden işinde karakterinizin animasyonu sabit kalıp bir süre kıpırdamadan havada süzülebiliyorsunuz. Uzun mesafeleri kat ettiğiniz kuşlar ile kimi zaman suyun içine girme gibi hatalar söz konusu. Fakat dediğimiz gibi bunlar pek fazla önemsenmeyecek ve ilk bir iki yama ile düzeltilecek sorunlar.
Nihai sonuç
“Kaliteli oyun”un diğer adı Blizzard, yine her zaman olduğu gibi kalitesinden ödün vermeden ve kendinden beklenenin tam karşılığı olan bir yapım sundu oyunseverlere. Özellikle yeni başlayan oyuncular için kolay anlaşılabilir oyun yapısı ile tüm MMORPG oyunlarından kendilerince çıkardıkları artıları eksileri bir araya getirip müthiş bir iş başarmışlar. Aslında oyun dünyasına, özellikle de MMORPG dünyasına eklenmiş çok önemli, devrimsel yenilikler yok, ama atmosferik açıdan mükemmel bir oyun WoW. Başlayanın bırakamadığı, gece yatarken insana “Acaba Stormwind’dakiler şu anda ne yapıyor?” dedirten bir oyun.
World of Warcraft, uzun süredir açlığını çektiğimiz kaliteli MMORPG’lerin en başarılı örneklerinden biri. MMORPG olmasından dolayı ne kadar anlatılsa bitecek gibi değil. WoW oynarken hergün yeni birşey öğrenecek, yeni şeyler keşfedeceksiniz. Gerek atmosferi, gerekse geçtiği toprakların Warcraft dünyasını yaşatıyor olmasından dolayı oldukça ilgi topladığı açık. Piyasaya çıktığı günde kapışılan ve bir solukta şehirleri maceraperestlerle dolan oyunu sadece MMORPG sevenlere değil, bu türe başlamak isteyen, ama kapsamlı olmasından korkan herkese kesinlikle tavsiye ediyorum.
IRKLAR
Alliance |
|
Alliance tarafının çekirdek üyesini insanlar oluşturuyor. Azeroth’da kalan son insan şehri olan Stormwind’de yaşayan insanlar oyunun en dengeli ırklarından. Mage, Paladin, Priest, Rogue, Warlock ve Wariror sınıflarından birisini seçebileceğimiz insanlar aynı zamanda Alliance içindeki en fazla sınıf seçimini yapabilen ırk. İnsanlar özellikle Mage ve Warlock olmak isteyen ama Gnome olmak istemeyen oyuncuların tek tercihi durumunda. | |
Darnassus şehrinde yaşayan ve Azeroth’un eski ırkı olan Night Elf’ler oyunun gözdelerinden. Druid, Hunter, Priest, Rogue ve Warrior sınıflarından birini seçebileceğiniz Night Elf’lerin en önemli farkı; Alliance tarafında Druid sınıfı sadece bu ırkın seçebiliyor olması. İlgi çekici görünüşlerinden ve zarafetlerinden dolayı bir çok oyuncunun tercihi olan Night Elf’ler Alliance’ın en çok oynanan ırklarından birisi. | |
Efsanevi şehir Ironforge’da yaşayan, kısa boylu olmasına rağmen ve dayanıklı bir ırk olan cüceler, yaşam güçlerinin yüksek olması ile öne çıkıyorlar. Paladin ve Warrior olarak oynayanların sevdiği ırklardan olan cücelerin seçebileceği sınıflar şöyle: Hunter, Paladin, Rogue, Priest ve Warrior. | |
Cücelerle beraber Ironfoge’da yaşan Gnome’lar oyunun en kısa boylu ırkı. Oldukça sevimli gözükmesine rağmen fiziksel özelliklere önem veren oyuncuların seçmediği bir ırk olan Gnome’lar yüksek manaları sayesinde Mage ve Warlock oyuncuların gözdesi. Mage, Warlock, Rogue ve Warrior seçebilen Gnome’lar Alliance içinde en az sınıf seçimine sahip ırk. |
Horde |
|
Orc’lar Horde tarafının anahtar ırkı durumunda. Kalimdor kıtasına göç eden ve kendilerine yeni bir dünya kurmaya çalışan Orc’ların ana şehri ise Orgrimmar. Dengeli bir ırk olan Orclar yüksek yaşam gücüne sahipler. Her ne kadar oyundaki Horde oyuncu sayısı Alliance oyuncu sayısından düşük olsa da Orc’ları seven ve oynayan ciddi bir oyuncu kitlesi var. Orc’lar Hunter, Rogue, Shaman, Warlock ve Warrior sınıflarından birisini seçebiliyor. | |
Yaşayış tarzı olarak Nigth Elf’lere benzeyen Tauren’ler Kalimdor kıtasının eski sakinlerinden. Ana şehirleri Thunder Bluff olan Taurenler Horde tarafında Druid sınıfını seçebilen tek ırk. İri vücutları ve mistik yapılarıyla dikkat çeken Taurenler Druid, Shaman, Hunter ve Warrior olarak oynanabiliyor. | |
Burning Leigon tarafından Undead haline getirilen ve daha sonra Burning Legion’a hizmet etmeyip kendi geleceklerini arayan ayrılıkçı bir grup olan Forsaken Undead’ler eski insan şehrinin altına kurdukları Undercity’de yaşıyorlar. Gotik mekanlardan hoşlanan oyuncuların daha çok tercih ettiği Undead’lerin seçebileceği sınıflar şöyle: Mage, Warlock, Priest, Rouge, Warrior. | |
Uzun boyları, dişleri ve mavi renkleriyle ilginç bir ırk olan Troller Orc’larla beraber Orgrimmar’da yaşıyorlar. Diğer ırklardan pek hoşlanmayan ve sadece Tauren’lerle Orc’lara güveni olan Troller fazla sayıda sınıf seçeneğine sahipler. Bunlar: Hunter, Shaman, Priest, Rogue, Warrior ve Mage. |
MESLEKLER
Her oyuncunun ana sınıfının haricinde kendisine birincil, bir tane de ikincil meslek öğrenebiliyor. Öğrendiğiniz mesleklerle zanaatkarlık yapabilir, kendi ihtiyaçlarınızı karşılayabilirsiniz. Burada önemle vurgulanması gereken şey hangi sınıftan olursanız olun istediğiniz mesleği seçebilirsiniz. Her ne kadar bazı meslekler bazı sınıflar için daha uygun olsa da “Şu sınıf kesinlikle şu meslek grubunu seçmeli“ demek yanlış olur. Örnek vermek gerekirse bir warrior madencilik(Mining) ve demircilik(Blacksmithing) seçerek kendi zırhlarını yapmak isteyebilir. Başka bir warrior ise zırhları satın almayı, kendisine ise meslek olarak simyacılığı seçebilir. Böylece topladığı bitkilerden (Herbalism) kendisine hazırlayacağı posyonlarla sürekli posyon almak derdinden kurtulur. Oyundaki meslekler başlarda bağımsız gibi gözükse de ilerleyen levellarda birbirlerine bağlı hale geliyorlar. Öyle ki bir demirci hazırlayacağı bir silahta kullanmak için bir simyacının (Alchemy) hazırladığı karışıma ihtiyaç duyuyor. Oyunda öğrendiğiniz meslekten vazgeçip ilerde başka meslek seçebilirsiniz. Ayrıca bazı meslekler her yerde yapılabilirken örneğin demircilik sadece demirci ocağının yanında yapılabiliyor. Gelelim mesleklerin detaylı açıklamalarına:
BİRİNCİL MESLEKLER
HERBALISM ve ALCHEMY
Herbalism ile doğada gezerek bin bir çeşit bitkileri toplayabilirsiniz. Simyacılık ise topladığınız bitkilerden şuruplar ve karışımlar hazırlamanızı sağlar. Topladığınız bitkileri satabileceğiniz gibi yaptığınız karışımları da satabilirsiniz. Her ne kadar bu iki mesleği beraber kullanmak gibi bir zorluğunuz olmasa da Herbalism ve Alchemy’nin beraber seçilmesi daha mantıklı gözüküyor. Aksi taktirde hammadde sıkıntısı veya elinizdekileri değerlendirememe durumu söz konusu. Şuruplara her sınıfın ihtiyacı olduğundan herhangi bir sınıf için daha iyidir demek zor. Hangi sınıf olursanız olun eğer çok fazla şurup tüketiyorsanız gönül rahatlığıyla seçebilirsiniz.
SKINING ve LEATHERWORKING
Deri yüzme mesleğini seçerek öldürdüğünüz hayvanların derilerini toplayabilirsiniz. Oyundaki bir çok yaratık derisi yüzülebilir olduğundan hammadde sıkıntısı çeken bir meslek değil. Dericilik ile toplanan derilerden deri malzemeleri yapabilirsiniz. Bu malzemeler deri zırhlar veya sadak (okların koyulduğu çanta) gibi çeşitli nesneler olabiliyorlar. Deri yüzme ve dericiliği de yukarıdaki gibi beraber seçmek mantıklı gözüküyor. Sınıf olarak deri zırh giyen sınıflar olan hunterlara, druidlere ve shamanlar bu mesleği tavsiye edebiliriz.
MINING, BLACKSMITING VE ENGINEERING
Mining mesleği adından anlaşılacağı gibi madencilik. Bitki toplama gibi elinizdeki madenci çekicinizle doğada bulduğunuz çeşitli madenleri toplayabilirsiniz. Yukardakilerden farklı olarak madencilik iki ayrı mesleğe hammadde sağlıyor. Bunlar demircilik ve mühendislik. Demirciliği seçerek zincir zırhlar yapabilirsiniz. Eğer: “Kendi zırhımı ve silahımı kendim yapayım” diyorsanız; paladinlere ve warriorlara madencilik ve demircilik tavsiye edilebilir. Engineering ise mühendislik mesleği. Oldukça renkli mesleklerde biri olan mühendislik de çeşitli patlayıcılar yapmak, tüfeklere dürbün hazırlamak gibi seçenekler mevcut. Farklı bir meslek seçmek istiyorsanız yada tüfek kullanıyorsanız madencilik ve mühendisliği seçebilirsiniz.
TAILORING
Türkçesi terzilik olan bu meslekle beraber kumaş zırhlar ve her oyuncunun çok ihtiyaç duyduğu çantaları üretebilirsiniz. Hammaddeyi diğer mesleklerde olduğu gibi gezerek toplayamıyorsunuz. İhtiyaç duyduğunuz parçaları humonoid denen insana benzer yaratıkları öldürerek buluyorsunuz. Tailoringle beraber ikinci bir birincil meslek olarak deri yüzmeyi seçebilirsiniz. Çünkü ilerde yapacağınız kıyafetler için deriye ihtiyacınız olacak ama bu bir zorunluluk değil. Ayrıca bir çok tailor ikincil meslek olarak enchantingi seçiyor. Eğer “Kendi kıyafetlerimi kendim dikeyim” diyorsanız mage, priest ve warlock gibi sadece kumaş zırh giyen sınıflara önerilir.
İKİNCİL MESLEKLER
FISHING
Bir dere veya göl kenarına oturarak doğayla baş başa kalmak ve saatlerce sakince balık tutmak istiyorsanız balıkçılığı seçebilirsiniz. Tuttuğunuz balıkları aşçılara satabilirsiniz. Ayrıca balık tutarken oltanıza takılan çeşitli nesneler Alchemy de kullanıldığından, Herbalism ve Alchemy birincil mesleklerinin yanında balıkçılığı seçebilirsiniz.
COOKING
Eğer her yaratıkla savaşmadan önce canınızın dolmasını bekliyorsanız ve bu yüzden sık yiyecek tüketiyorsanız aşçılık tam size göre bir meslek. Yaratıklardan çıkan yiyecek parçalarını veya balıkçılıkla tutulmuş balıkları leziz yemeklere çevirebilirsiniz. Bunları diğer oyunculara da satabilirsiniz.
FIRST AID
Terzilerde olduğu gibi yaratıklardan düşen kıyafet parçalarını kullanarak kendinize bandajlar hazırlayabilirsiniz. Özellikle savaş aralarında hızlı iyleşmek isteyenler için ilk yardımı tavsiye edebiliriz.
SINIFLAR
Oyunda seçebileceğimiz toplam 9 farklı sınıf var. Bazı sınıflar sadece bazı ırka özelken bazıları ise sadece Alliance veya Horde’a ait. Daha önce ırklar arasındaki dengenin iyi ayarlandığını söylemiştik. Aynı durum sınıflarda da mevcut. Resmi forumları takip ettiğimizde bir çok kullanıcının çeşitli sınıflar hakkında şikayetlerini görmek mümkünse de Blizzard uzun süren beta test aşmasından ve oyuncu tecrübelerinden yola çıkarak sınıflarda dengeyi oldukça iyi ayarlamış gözüküyor.
DRUID
Alliance tarafında sadece Night Elflerin, Horde tarafında da sadece Taurenlerin seçebildiği bir sınıf olan durid oynaması en zevkli sınıflardan birisi. Hem hasar verme hem de iyileştirme gibi destek yeteneklerinden dolayı melez bir sınıf olarak düşünebileceğimiz Druidin bir warrior kadar hasar vermesini beklemek veya bir Priest kadar iyileştirme büyüleri kullanmasını beklemek hata olur. Druidin en ilginç yeteneği ise “Shape Shifting” denilen şekil değiştirme büyüsü. Kumaş ve deri zırh giyebilen Durdilerle bir kaplana yada bir ayıya dönüşerek savaşa devam edebilirsiniz.
HUNTER
Night Elfler, Cüceler, Orclar, Taurenler ve Trolllerin sınıf seçeneklerinin arasında olan Hunterlar adından anlaşılacağı gibi avcı sınıfı. 40. levela kadar kumaş ve deri daha sonra da zincir zırh giyebilen Hunterlar hayvanları ehlileştirme yeteneğine sahip. Genellikle yay ve tüfek gibi uzak mesafeden etkili silah kullanan Hunterlar beraberlerindeki hayvanlarıyla oldukça etkili olabiliyorlar. Bu özelliklerinde dolayı bir çok oyuncuya göre “oyunda tek başına takılma (Soloing)” konusunda en yetenekli sınıf. Yine de oyun tek başınıza takılmaktan ziyade sizi grup kurmaya zorluyor ve ilerleyen levellardaki görevleri tek başınıza yapmanız oldukça zor.
MAGE
Oyunda ki temel büyücü sınıfı. Sadece kumaş zırh giyebilen Magelerin büyü yetenekleri ise ateş, buz ve kadim büyülerinden oluşuyor. Oldukça yüksek hasar verebilen sınıfın dezavantajı ise yakın dövüşte etkili olamaması. Büyü yaparken darbe alırsanız yaptığınız büyü için konsantrasyonunuz bozuluyor ve büyünüze yeniden başlamak zorunda kalıyorsunuz. Size saldıran yaratığın vuruş hızı yüksekse ciddi sıkıntı olabiliyor. Her ne kadar oyundaki her büyünün çalışma mantığı aynı olsa da tüm yetenekleri büyüden oluşan Mage için bu durum sıkıcı. Mage seçebilecek ırklar ise şöyle: İnsanlar, Gnomelar, Troller ve Undeadler.
PALADIN
Tanrıların sadık askerleri ve kuralların koruyucu olan Paladinleri sadece Alliance olan oyuncular seçebiliyor. Daha çok yakın dövüş ağırlıklı olan Paladinler Druidler gibi melez bir sınıf. Tüm zırh türlerini kullanabilen Paladinlerin iyileştirme özellikleri oldukça işe yarıyor. Koruma büyüleriyle iyileştirme büyülerini kombine halde iyi kullanan bir Paladini öldürmek oldukça zor bir iş. Özellikle PvP yaparken eğer karşınızdaki bir Paladin ise tam öldü derken HP sinin sürekli yenilendiğini görürsünüz. Buna rağmen Paladinlerin eksi tarafı nispeten yavaş olmaları. Paladini sadece cüceler ve insanlar seçebiliyor.
PRIEST
Her MMORPG oyununda diğer oyuncuların en sevdiği, sürekli gruplarda aranan fakat oynaması da bir o kadar zor olan sınıftır; destek sınıfları. WoW içinde bu kural çok değişmiyor. İyileştirme ve koruma büyülerinin yanı sıra diğer oyuncuların özelliklerini geçici bir süre artırabilen (buff) yeteneklerine sahip olan Priestler diğer oyunlardaki gibi zayıf bir sınıf değil. Genelde hiç savaş yeteneği olmayan bu yüzden sürekli gruba ihtiyaç duyan bir sınıf yerine WoW da gerektiğinde kendi başının çaresine bakabilen bir sınıf Priest. Her ne kadar hasar ağırlıklı sınıflar gibi tehlikeli olmasa da Shadow yeteneklerinde uzmanlaşmış bir Priest oldukça tehlikeli olabiliyor.
ROGUE
Normal FRP-RPG oyunlarından tanıdığınız Thief (Hırsız) karakterin benzeri olan Rogueları, Taurenler hariç her ırk seçebiliyor. Temel olarak hızlı ve sürekli hasar vermeye odaklanan Rogue kumaş ve deri zırh giyebiliyor. Karanlıklar arasında gizlenebilen ve zehir kullanabilen Rogueların oynanışı kimilerine zor gelebilecek türden. Çoğu zaman bir Rogue olarak düşmana gizlice arkadan yaklaşmak zorundasınız. Bir grup içerisinde de bu durum avantaja dönüşebiliyor. Örnek verecek olursak, grup halinde saldırdığımız yaratık başka bir sınıfa (Warrior, Paladin gibi) saldırırken Rogue arkasına geçerek inanılmaz hasar verebiliyor.
SHAMAN
Sadece Horde karakterlerin seçebildiği melez bir sınıf olan Shamanlar oynanışı ilginç sınıflardan birisi. Doğadaki hayvanların ve elementlerin ruhlarından kendine güç bulan Shamanlar level 40 kadar kumaş ve deri daha sonra da zincir zırh giyebiliyorlar. Yere diktiği totemlerle çevresindeki grup arkadaşlarına destek veren Shamlar hasar konusundada oldukça yetenekliler. Öyle ki forumlarda diğer sınıflardan bir miktar güçlü olduğunu düşünen oyuncuların sayısı hiçte az değil. PvP dede etkili olabilen Shamanları Orclar, Taurenler ve Troller seçebiliyor.
WARLOCK
Warlocklar karanlık sanatlarla ve şeytani büyülerde uzmanlaşmış bir büyücü sınıfı. Cehennemden sesledikleri yaratıkları kullanabilen ve düşmandan kendisine enerji ve mana çekebilen Warlocklar diğer büyücü sınıflar gibi sadece kumaş zırh giyebiliyorlar. Sürekli yanlarında bulunan cehennem yaratıklarıyla beraber oynanışı bir miktar Huntera benzeyen bu sınıf diğer büyücüler kadar tek başına takılma konusunda zayıf değil. Warlocku seçebilecek ırklar ise şöyle: İnsanlar, gnomelar, orclar ve undeadler.
WARRIOR
Her ırkın seçebildiği tek sınıf olan Warrior diğer oyunlardan alıştığımız temel savaşçı sınıfı. Her türlü silahı kullanabilen ve her türlü zırhı giyebilen Warrior mana kullanmıyor. Yapımcılar bir değişiklik yaparak Warrior’a “Rage” denen özelliği eklemişler. Mananın tam tersi biçimde sürekli azalma eğiliminde olan ve normal zamanda boş olan rage özelliğini “Gaza gelmek” diye açıklayabiliriz. Her başarılı saldırının ardından rage puanı kazanıyorsunuz ve bu puanları özel saldırılar yapmak için kullanabiliyorsunuz. Başta alışmak zor gibi gözükse de seri biçimde yaratıklarla savaştığınızda sistemin oldukça iyi işlediğini görüyorsunuz. Şu an için oyunda diğer sınıflardan daha zayıf olduğu düşünülen ve bu konuda en çok şikayet edilen sınıf Warrior. Her ne kadar ciddi bir zayıflık olmasa da bir çok oyuncu Blizzard dan bir sonraki yamada Warrior için birkaç küçük düzenleme bekliyor.
ŞEHİRLER
Oyunda ihtiyaçlarınızı karşılamak için, yeteneklerinizi geliştirebilmek için ve diğer oyuncularla alışveriş yapabilmeniz için 6 adet şehir bulunmakta.Gnomelar ve troller hariç herkese ırka ait bir şehir mevcut. Gnomelar, cücelerle beraber, troller ise Orclarla beraber yaşıyorlar.
ALLIANCE ŞEHİRLERİ
STORMWIND
Orclarla ikinci savaşta yıkılan ve yeniden inşa edilen Stormwind, Burning Legion istilası sırasında zarar uğramamış bir şehir. Eski insan başkenti Lordaeron’ın düşmesiyle beraber insanların Azreoth’taki son sığınağı olan Stormwind mimari açıdan oldukça güzel gözüken bir şehir. Prens Arthas’ın babasını öldürmesi, kendisinin de kuzeye gitmesi sonucunda Storwind’i yaşı daha çok küçük olan kardeşi yönetiyor.
IRONFORGE
Orclarla yapılan ikinci savaşta birçok cüce şehri düşerken Ironforge’a hiç bir istila gücü ulaşamadı. Cücelerin mimarlıkta ve işçilikteki ustalıklarının göstergesi olarak Dun Morogh dağının kalbine yapılan Ironforge madencilerin, demircilerin ve zanaatkarların merkezi konumunda. Kral Magni Bronzebeard yönetilen şehrin en önemli tarafı oyundaki alışverişlerin merkezini oluşturan “Açık Artırma Evi”nin de burada olması.
DARNASSUS
Tyrande Whisperwind tarafından yönetilen ve büyük ağaç Teldrassil de bulunan Darnassus doğayla iç içe bir şehir. Mistik Moonwelllerle dolu Night Elflerin anayurdu Kalimdor kıtasının yanında bulunuyor. Night Elfleri diğer ırkların gözünden uzak tutan bu efsanevi şehir oyunun en ilginç ve kesinlikle ziyaret edilmesi gereken mekanlarından birisi.
HORDE ŞEHİRLERİ
ORGRIMMAR
Orcların Kalimdor kıtasındaki yeni başkenti Orgrimmar ismini efsanevi savaşçı Orgrim Doomhammer’dan alıyor. Durotar bölgesinin acımasız ve devasa kanyonuna kurulan Orgrimmar surlarıyla da dünyanın en korunaklı şehirlerinden birisi. Savaş şefi Thrall tarafından yönetilen şehir de Horde tarafının alışverişini yaptığı “Açık Artırma Evi”de bu şehirde.
THUNDER BLUFF
Mulgore bölgesinin yeşillikleri üstündeki yüksek kayalıklarda kurulmuş olan Thunder Bluff bir ticaret merkezi. Her türlü zanaatkarın alışveriş için uğradığı şehri kudretli şef Cairne Bloodhoof yönetiyor. Eski ırklardan olan Taurenlere yuva olan şehir Kalimdor Kıtasında bulunuyor.
UNDERCITY
İnsanların eski başkenti olan Lordaeron şehrinin yıkıntıları içerisine inşa edilmiş olan Undercity Undeadlerin yeni şehri. Prens Arthas’ın Lich King tarafından kuzeye seslenmesinden sonra undeadleri kendilerine yeni bir gelecek hazırlamak üzere Sylvanas Windrunner yönetiyor. Kendilerine forsaken diyen bu undead grubu Undercity’i inşa etmeye devam ediyor.
PvP ve SERVER TİPLERİ
WoW’un belki de en eğlenceli tarafı diğer oyuncularla savaşabilmeniz. Şu anda öldürdüğünüz oyunculardan tecrübe puanı yada üstündekileri alamıyorsunuz. Yani şu anda PvP sadece eğlence için yapılıyor ama Blizzard “Honor” denilen bir sistem üzerinde çalışıyor. Buna göre kendi levelınızda yada daha üst levelda olan oyuncuyu öldürüseniz puan kazanacaksınız bu puanda oyunda size çeşitli avantajlar sağlayacak. Eğer kendi levelınız’dan dşük oyunculara saldırırsanız puanınız azalacak ve bu durum aleyhinize olacak. Alliance iseniz sadece Horde’larla savaşabilirsiniz. Kendi grubunuza saldırmanız mümkün değilse de anlaşıp düello yapmanız mümkün. Her gördüğünüz diğer grubun üyelerine saldırmanız mümkün değil. Eğer saldıracağınız kişinin PvP flagı açıksa saldırabilirsiniz. PvP flagın açılması içinde çeşitli şartların oluşmuş olması gerekiyor. Oyunda 3 çeşit server var. Bunlar RP, PvE ve PvP olarak ayrılıyor.
RP Serverlar: RP yani roleplaying serverlar da oynadığınız karakterler gibi davranmayıp rol yapmanız gerekiyor. Bunun için İngilizce’nizin iyi olması şart. RP server’da PvP ile ilgili kurallar PvP server ile aynı.
PvE (Normal) Serverlar: Normal severlarda PvP flagınızın açılması iççin şu şartlardan birinin gerçekleşmesi lazım:
– Karşı tarafın NPC sine saldırmak,
– Karşı taraftan bir oyuncuya saldırmak,
– Birbiriyle savaşan iki oyuncudan sizin tarafınızda olana yardım etmek,
– Karşı tarafın bölgesine girmek
– Komut ekranından “/pvp” yazarak kendi PvP flagınızı 5 dakikalığına açmak.
Kendinize ve kimseye ait olmayan bölgelerde yukardaki şartları gerçekleştirmezseniz PvP sizin için aktif olmayacaktır.
PvP Serverlar: Normal serverlarda ki şartlara ek olarak kimsenin olmayan bölgeye girdiğinizde PvP flagınız otomatik olarak açılıyor ve bu bölgede sürekli risk altında oluyorsunuz.
İlerleyen levellarda tüm vaktiniz kimsenin olmayan alanlarda geçeceği için PvP server da iseniz sürekli savaşa ve ölmeye hazır olmanız gerekiyor. Henüz honor sistemi gelmediği için birden çok yüksek levellı düşman tarafından öldürebilirsiniz. Eğer sabrınız ve kalbiniz yeteri kadar dayanıklı değilse tavsiyemiz oyunu Normal serverlarda oynamanız. Ama oyunun asıl tadının PvP serverlarda çıktığı ise bir gerçek…