Team One, önüne gelen her oyunu inceler durur. Bununla beraber unutmamak
lazımdır ki, ekipteki her bireyin, kendi kişisel zevkleri ve beğenileri vardır.
Hayata bakış açılarını da etkileyen bu özellikler, hiç şüphesiz ki seçim yapma
mekanizmalarını da etkilemektedir. Tabii bu durum oynadıkları oyunlarla birebir
doğru orantılı. Kimisi strateji ve RPG’lerden başını kaldıramazken, bir diğeri
spor ve FPS’lerden bir an olsun ayrı kalamaz… Bizde “kim ne oynuyor” diye,
Team One bireylerinin dünyasına indik, sorduk soruşturduk. Birbirinden ilginç
cevaplar aldık. Sonunda bir sis perdesi daha ortadan kalkıyor(!) İşte bakın!
Team One ne oynuyor?
Erdem Maşlak
Bi WOW başlayalım dedik; o sıra piyasada bulamadık. Matrix’e az buçuktan bi göz
atayım dedim; fiyatı biraz tuzlu geldi. Eeeh be!! dedim ben de; gittim
bitiremediğim macera oyunlarını baştan sonra sıradan geçtim. Legacy: Dark
Shadows ve Moment of Silence bitti Allah’a şükür. Bi de şimdi Obscure’e başlasam
nasıl olur diye düşünüyorum. SWAT, Doom: RoE, Act of War gibi bilimum manyaklık
derecesinde oyun var. Bi de Aykut var. Duuur,,, ona da bir-iki kelamım var! Yaw
Aykut; sen konuyu yanlış seçiyorsun, ben sana söyleyeyim. Kaç aydır “Team One!
Ne Oynuyor?” dedin; bir de “Ne Oynayacak??!” demedin gitti. Ama ben yine de
söylerim buradan; bütün MK cerahının bildiği gibi deli gibi Still Life ve
Neocron 2 bekliyorum.
Aykut Göker
ile çok zaman geçirmeye başladım. Arda Gündüz’ün gitgide bu oyunu öğrenmesi(!)
beni biraz sıkıntıya soktu açıkcası. Bunun üzerine bende sık sık PES oynayarak
antrenman yapmaya başladım. Futbolu hayatımdan uzaklaştırdığımızda, geriye kısa
süre önce bitirdiğim Swat-4 kalıyor. Uzun zamandır böylesine zevkle hiç bir FPS
oynamadığımı belirtmek isterim. Öyleki aynı dönemde edindiğim Doom 3:
Resurrection of Evil bile, sırf bu nedenden çok basit geliyor. Daha oyunun
başlarında olmama karşın, şimdiden sonunu nasıl getireceğimi düşünmeye başladım.
Açıkcası oyun, sıradan bir FPS’den çokta öteye gidememiş. Bunların dışında birde
fırsat bulup oynamak istediğim oyunlar var; Prince of Persia: Warrior Within,
Need for Speed: Underground 2, Silent Hill 3(Doğru okudunuz. Hala bitirmek nasip
olmadı)… bunlardan sadece bir kaçı. Gelelim Erdem’in fikrine. Evet iyi fikir! Bende
yazayım en iyisi ne oynayacağımı; Ey Merlin’in Kazanı milleti; İçimdeki
bastırılmış cinayet işleme duygusunu(!) Hitman: Blood Money’le tatmin etmeyi
planlıyorum! Daha Legal birşeylerden bahsedecek olursam(!), Half Life 2 –
Aftermath’i de merakla beklediğimi söyleyebilirim. Madem sordun Erdem
sonuçlarına katlanacaksın : )) . Football Manager 2006, PES-5, NFS: Most
Wanted… ve yerli oyun sektörüne de selam olsun, Pusu’yu henüz alıp
oynayamadım. Onuda merakla bekliyorum. Açıkcası demo’sunun tadı damağımızda
kaldı… Neyse lafı daha fazla uzatmadan, topu Emre Günen’e bırakayım…Emre Günen
oyunlarındaki yoğunluktan dolayı Jade Empire ve Unreal Championship 2
maceralarım oldu, ama hiç biri WoW kadar ağır basmadı. Ta ki; Forza MotorSport
oyunu ile karşılaşana kadar. Şimdi sabahları yüzümü yıkarken veya akşam yatağıma
uzanırkenki düşüncelerim, hangi zindana girmem gerektiği değil, araçlarımdan
hangilerini satıp hangilerine ek motor modifikasyonları yapmam gerektiği olarak
değişti. Hatta hazır sözü geçmişken, arkadan çekişli araçlar yarışına katılmak
için elimde uygun araç yok. Acaba C sınıfı araçlar turnuvasından aldığım parayı
kullanarak sıfır araba mı alsam, yoksa o turnuvayı boş verip, süpercars
yarışlarına mı katılsam. Offff… Oyun oynamak da zor iş be kardeşim.
Ömer Hakan Şimşek
Şubat ayından itibaren aralıksız oynadığım WoW’da yaşanan lag problemlerinden
dolayı (şu an için daha iyi olduğunu söylüyorlar) bu oyuna bir süre ara verdim.
Bu arada da çıktığı zaman gerekli ilgiyi gösteremediğim oyunların başında gelen
Rome: Total War’u oynamaya başladım. Her tarafı ince detaylarla örülmüş bu
mükemmel oyunu defalarca farklı ırklarla bitirdim. Hala aynı heyecanla
oynuyorken ve bir süre daha başından kalkabileceğimi sanmazken bilgisayarıma
bomba gibi Guild Wars düştü. DOO (Devasa Online Oyun) dünyasına oldukça farklı
ve yeni fikirlerle gelen GW bu türün temsilcilerinden hiç bir oyuna benzemiyor.
Diablo’ya benzeyen oynanışı ve bağımlılık yapıcı özelliği ile bir çok oyuncuyu
kendine bağlayacak. Doğal olarak uzunca bir süre GW’ye bağlı oyuncuların
arasında bende olacağım. Başka gelecekler varsa bekliyoruz kendi Guild’imizi
kurmak üzere…
Can Sağlam
Son zamanlarda oyun oynamaya pek vakit bulamasam da, bazı klasik yapımları
kaçırmamaya özen gösteriyorum. Neler mi? Öncelikle, Grim Fandango’dan sonra
oynadığım en özgün Advanture yapımlarından birisi, Pscyhonauts. Öyle yenilikçi,
öyle yaratıcı bir oyun ki, görmeniz lazım! Yapımcı Tim Schafer’i canı gönülden
kutluyorum, böyle bir oyunu bizlere oynattığı için. Birde, Trackmania’ya
boğuldum şu sıralar. Gerçekten bağımlılık yaratıyor bu meret. Ayrıca stres atmak
için birebir. Neyse, şu yoğunluk geçsede rahat rahat oynasam şu oyunları. Yazın
hayalini yapmaktan da sıkıldım zaten.
Metin Üner
Şimdi ÖSS’nin bu denli yaklaştığı bir dönemde kim verdi bana şu SRS’yi.
Yapılacak şey mi bu kardeşim o ne Subaru’dur öyle rüyalarımda bile görmeye
başladım. Bunun dışında sonunda CS’ye bir süreliğine de olsa ara verdim fakat
şimdi de Warcraft çıktı karşıma. Ah o D-Day yedi bitirdi beni. Nightmare adamım
işte adamım. Zaten elemanın Aykut’a benzerliği de sürekli onu seçmem deki
sebeplerden biri (Yok yahu her öldüğünde içimin rahatlaması ile bir alakası yok
Aykut. Aykut abi o sopa ne?!?!?!?…). Bunlar dışında da test’ten uçak yapma.
E3’teki kızları payla…. öhöhhööm!!!…. Neyse canım bu kadar son günlerde
oynadıklarım.Başar Özcan
herkes bitkin, günde ikişer üçer sınavlar da gelmiş geçmiş. Günlük 4 saat uyku
ortalamamla pek bişey oynayabildiğimi söyleyemem. Okuldan geldiğimde kendime
şöyle 1,5 – 2 saat ayırabilirsem ancak Knight Online’daki karakterimle birkaç
tur atıyordum, birkaç Vulcan kesiyordum. Arada eski bir oyunda olsa beni
rahatlattığı için Star Wars Jedi Academy oynuyorduk arkadaşlarla. Yanına
garnitur olarak GTA2 multiplayer ve Age of Empires 3 gelmeden once yine Age of
serisine ısınabilmek için arkadaşlarla Age of Empires 2 oynuyorduk. Güzel
kapışmalardı.
Şimdi ise okulun kapanmasına 1,5 hafta kala anca okulda uzatmaları oynuyoruz.
Okul bittiğinde ise Guild Wars ve yenilenmiş super mega ultra yeni
bilgisayarımla tüm herşeyi oynayacağım. Bir uçan kurtulacak bir de çıkmayan
oyunlar. Herkese okulsuz sınav stressiz oyun dolu günler dilerim…
Arda Gündüz
Alışkanlıklardan vazgeçmemek deyimini onaylarcasına, deli gibi PES 4 oynamaya
devam ediyorum. En zor seviyede, devamlı International Cup oynuyor ve futbolun
tüm nimetlerini aynen burada sergilemeye uğraşıyorum. PES 4’e bu kadar
dadanmamın bir diğer sebebi de sevgili dostum Aykut Göker. Oyunla ilgili devamlı
bana kafa tutuyor ve gaza getiriyor. Ayrıca bizim PES kapışmalarımız da ünlüdür.
Onun da bu oyunu sırf benim için oynadığından ve hatta benim için özel
hazırlandığından da adım gibi eminim. Aramızda daha çook derbi maçı geçecek.
Bunun dışında nostalji yapmak istedim ve şimdi tekrar Starcraft oynamaya
başladım. O günleri nasıl özlediğimi anlatamam size, daha teknolojik oyunlar
çıkmasına rağmen, onların verdiği tadın daha fazlasını Starcraft’dan
alabiliyorum, bu da onun ne derece önemli bir yapım olduğunun kanıtı.
Murat Oktay
özellikleri iyi. Buna rağmen “Diablo 2 oynuyorum” demek sanırım artık ayıp
olacak. Ben en iyisi, Diablo’da ki yeni karakterimi anlatayım. Amazon…
Üzerinde Chains of Honor zırhı, elinde Titan mızrak. Tam bir savaş makinası
oldu. Henüz 90. level’da olsa bile en zorlu boss’ları öldürmesi birkaç saniye
alıyor. Bugüne kadar neden bu karakteri hiç yapmamışım acaba? Paladin yaptım,
barbar yaptım, büyücü yaptım. Hatta necromancer bile yaptım. Sanırım güçsüz
olacağını düşündüğüm için Amazon’dan uzak durdum. Ne büyük bir hata. Önce ok
kullanan bir amazon yapmıştım. Ama istediğim performansı elde edemedim. “Birde
mızrak kullananı deneyeyim” dedim. Bugüne kadar aklım nerede imiş? Sihirli
aletler bulmak için inekleri kestiğimiz bölüm normalde 7-8 dakika sürerken artık
katliam makinası olan amazonum ile 3 dakikayı geçmiyor. Karakterimin adı mı? Çok
mu merak ettiniz? Aramızda kalsın o zaman. Bahtsız Bedevi…