(Kadıköy, Murats Hauz, gece saat 03.12)
Murat: Hörnnzz.. Röhhhnn.. Hooaarnn.. Immh durun kızlar hep birlikte
saldırmayınnh.. Durun canım hepiniz öpersiniz benihh.. Örrhh.. Öppp.. Ö.. Örh?
Paşa : Meheloovvv..
Murat: Lan! Çabuk çek o pis bıyıklarını ağzımdan! Gece gece bana mı niyetlendin
deyyus!
Paşa : Möhervv.. Immhh.. Orrhh..
Murat: Namus düşmanı terbiyesiz tecavüzcü ırz haini senii.. Benim gibi
delikanlılığın dvd’sini yazmış adama yapmıycaktın bunu.. Bittin oolum sen! Hazır
Mine de uyuyorken dokuz canının tümünü de karekökleriyle beraber almazsam, bana
da..
Mine: Canım gece gece kimle konuşuyon sen? Ay aman Paşacım da burdaymış.. Aman
hanimiş, oy oy oy.. Muraat seni istiyo bu..
Murat: Hön? Beni istiyo derken, tam olarak nası yani, ben istemiyom onu bi kere,
hayır hayır, banne.. Ben seninim bitek..
Mine: Ne diyon be? Hayvancağız ilgi istiyo işte, yanına kıvrılıversin acık..
Seviyo işte seni.. Di mi Paşacık? Seviyoz di mi babacığı.. Hati kıvrıl yanına..
Paşa: Nıhahahamauv..
Murat: Lan.. Kurtuldum zannetme lan.. Son saatlerini yaşıyosun.. Sabah olunca..
Lan! Deydirme oolum! Bak..
(Kadıköy, Murats Büro, sabah saat 10.18)
Mine: Ayyh baksana şuna Murat, ne sevimli.. Ay ne küsel geriniyo yerde.. Aman
aman yir onu Mine aplası..
Murat: Ulan evdeki yetmiyodu bi de bu çıktı başıma.. Büroya da kedi musallat
oldu.. Nasibim bunlardan mı açıldı nedir..
Mine: Oy oy ne küsel şaklabanlıklar yaparmış o, ne de severmiş Mine aplasını..
Muraat eve alalım mı bunu da?
Murat: Hah bi o eksikti.. Bi tanesi yetmiyo koloni kuralım anasını satayım..
Kediler için kurtarılmış bölge mi lan bizim ev?
Mine: Ne dedin hayatım?
Murat: Dedim ki durduğumuz kabahat.. Hemen çuvala koyayım ben onu, eaa kucağıma
alayım yani, akşama götürüp sevmeye başlayalım.. Ne kadar mesudum anlatamam..
Mine: Ay ay anlayışlı kocacım benim.. Hati minik kedicik biraz da git Muratı
sev..
Murat: Dur be verme hemen öyle.. Yani kedi rahatsız olabilir karıcım.. Bi
takka..
Mine: Aman napıyosun kedicik? Cırmaklama bakiyim Muratı çok ayıp.. Aaa bak
kızıyorum ama.. Çek bakiyim pençelerini Muratın burnundan.. Üzüyosun beni..
Murat: Alın lan bunuuu! İmdaat! Ölüyom lan!
Mine: Abartıyosun Murat, o kadar kan kaybetmedin ki.. Oynuyo o seninle..
Oynuyosun di mi kedicik? Murat? Ses ver hayatım..
(Kadıköy, Murats Hauz, sabah saat 17.24)
Mine: Aaa Murat asma suratını öyle.. Ne olmuş yani göbekten yirmidört tane kuduz
aşısı yediysen? Hem gitmişken yeni kediciğimizin de aşılarını yaptırdık bak..
Aman da ne sevimliymiş benim yeni kedim.. Muraat bunun adın Paşa Jr. olsun mu?
Murat: Olsun anasını satayım.. İnşallah dişidir de Paşa bana niyetlenmekten
vazgeçer artık.. Kediye vermediğimiz bi oram kaldı zaten, onun da gitmesi
yakındır..
Mine: Olsun dimiiığ? Olsuun olsuunnn.. Paşa Cünyor ehehaha..
Murat: Ohoo.. Hatun otomatiğe bağlamış dinlemiyo ki beni.. Neyse ikisinden bir
anda kurtulabileceğim muhteşem bir planım var.. Du bakalım..
(Kadıköy, Murats Haus, gece saat 22.43)
Murat: Eveet.. Verdiğim üç kilo müshilden sonra, Mineyi en az üç saatliğine
ekarte etmiş durumdayım.. Şindi başbaşa kaldık çocuklar.. Muhahahaaahaharğğk!
Paşa: Mörk?
Paşa Jr.: Mıyk?
Murat: Mörk tabiy.. Elimdeki şey Tahtakale’den yirmi yenitürklirası vererek
aldığım elektrik şoku aletidir ki, anında fücuta kırkbinvolt elektriği dayar..
Bu daa sizin iki saniye içerisinde kızarmış Paşalar olmanızı sağlayacak..
Kıpraşmayın geliyorum.. Lan! Kaçmayın lan balkona! Delikanlı olun laaann!
(Kadıköy, Murats Haus, gece saat 23.15)
Mine: Ay bilmiyorum ki memur bey.. Afbuyrun ben tuvaletteydim.. Dışarıdan
gürültüler geliyodu ama.. Bi çıktım kocacım elektrik kablolarına bağlanmış halde
balkondan sarkıyo.. Kedilerimiz de kardeşçe sürtünüyo ona, oyun oynamak maksatlı
tabiy.. Efenim? Demek Murat kırkbin volt elektrik yemiş? Bilemiyorum ki memur
bey kocacım nerden bulmuş o kadar elektriği.. Ayılınca sorarsınız artık.. Ay bi
dakka ambulansa koyuyolar di mi onu? Muratçııım hastaneye giderken yolda
sıkılmaman için kediciklerimizi de koyuyorum yanına, oynaya oynaya gidersiniz
artıkın.. Amanın iyicene morardı buu.. Yetişin imdat!
NOT: Yukardakiler her ne kadar hayal ürünü olsa bile, aşağıda yazılanlar
yüzdeyüz gerçektir:
(Kadıköy, Murat’ın Bürosu, 1. Gün, Ant ziyarete gelmiştir, Mine oradadır, Ant
bir sigara yakmak ister)
Mine: Ant lütfen biz sigara içirtmiyoruz burda.. Boğazımızı kötü etkiliyor,
sağlığa zararlı, en önemlisi burdaki kedicik kötü etkileniyor..
Murat: Evet Ant.. Ben de çok kötü etkileniyorum, sigara içilen yerde duramıyorum
hatta.. Lütfen içme.. Yogayla sağladığımız iç huzurumuzu bozuyor..
(Kadıköy, Murat’ın Bürosu, 2. Gün, Ant yine oradadır, Mine yoktur, Ant yine
sigara içmek ister ve dünü hatırladığından dışarı çıkmak için hamle yapar)
Murat: Nereye gidiyon be? İç işte burda..
(Kadıköy, Murat’ın Bürosu, 3. Gün, Ant halen oradadır, Mine yoktur, Ant sigara
içmek ister)
Murat: Bana da versene lan bi tane.. Evde de kedi rahatsız oluyo diye içemiyom
zaten.
Kaçınılmaz Son