Tim Van Fuarda

Hazırlayan : Ant Köksal

(2 ay önce, Tim Van Karargahı, Erenköy)

Fatih: Kurabiyeler güzelmiş ama ha.. Biraz daha versene şunlardan..
Emre: Yingenin eline sağlık vallaha.. Ispanaklı börek de nefis olmuş..
Murat: Arkadaşlar.. Sizi burada toplamamın sebebii.. Mücdeli bir haberi size iletmek içüün.. Arkadaşlar?
Ant: Kardeşim börekleri buraya da uzatsanıza.. Hep kendiniz tıkınıyonuz..
Bahadır: Biraz daha kek alabilir miyim.. Bitti benimki..
Ant: Ulan eline yüzüne dursun.. Az önce iki kilo keki çantana attığını görmedik mi sanıyon?
Burak: Susun ve çay doldurun bana.. Çabuk..
Murat: Alo.. Alooo! Eh Mine, ben dedim sana bişeyler hazırlama diye.. Çekirge sürüsü gibi saldırırlar demedim mi? Burayı dinleyin burayı.. Hüyoop..
Berk: Börek.. Gazoz.. Eveeet.. Hıyps.. Daha istiyorum.. Evets..
Murat: Lan.. Lan! Başçavuşun bülbülü ötmüyo burda! Beni dinleyin sevkili Tim Van.. Ya dinleyin ya da bu akiamın menüsüne dahil olun!
Takım halinde: Dinliyos abi!
Murat: İyi iyi, güzel.. Şindi.. Sevkili takımım.. Bildiğiniz üzere, Haziran’da bir fuar olacak..
Ant: Hö?
Berk: Ne fuarı? Araba fuarı mı? Kitap mı yoksa?
Murat: Kişisel katliam fuarım.. Hepinizin kellesi duvarları süsliycek.. Hey Allahım.. Oyun Fuarı, sayın sığır takımım benim. Dünyadan haberiniz yok.. Ben de olmasam, bu etkinliği kaçıracaktınız. Neyse ki muhteşem patronunuz gerçeği gördü. Vee.. Veee.. Fuara katılmamızı ayarladı! Evet! Bu müthiş insan, size 24×24 büyüklüğünde, ki kısa Marlboro paketinden hallice oluyor, bir stand ayarladı! Ne diyorsunuz?
Ahmet Can: Börek kaldı mı?
Murat: Mine, bıçağımı getirsene.. Büyük olanı, evet..

(Onbeş dakika sonra)

Murat: Şindi ne diyorsunuz arkadaşlar? Eveet, bekliyorum!
Grup halinde: Muazzamsın abi! Büyüksün! Bir numarasın, ilahsın, şahanesin, canisin..
Murat: Tamam kes.. Alçakgönüllü bir adamım ben, fazla övgü sevmem.. Şindi sizin fikirlerinizi bekliyorum.. Standımızı ilgi çekici hale getirmek için ne yapmalıyız? Ne gibin etkinlikler şeydelim yani? Söyleyin bakalım..
Can: En son oyunları ziyaretçilere oynattıralım..
Emre: Bizi tanıtan kitapçık bastıralım..
Burak: Benim resmimi koyalım, bu şahane suratın çekiciliğine kimse dayanamaz nasıl olsa..
Murat: Kes! Cibiliyetsiz sürüsü sizi.. Değil standda durmak, işporta tezgahında bile mal satamazsınız siz.. Tüccar kafasıynan düşünceniz oolum.. Bak şimdi.. İki tane karı buluyoruz önce..

(Fuarın ilk günü, Teşvikiye)

Fatih: Oy oy oy.. Şu bilkisayarlara bakın hele.. P4 işlemci, GeForce 4 kart.. Vay vay vay..
Can: Esas X-Box’a bak oolum.. Adamlar yapmış aleti be, helal olsun.. Du şuna yakından bakiim..
Murat: Hişt! Hüşt! Elleşmeyin! Oolum adamlar ödünç verdi onları, fuar sonunda geri istiycekler.. Bi parçası kaybolsa benden bilirler.. Lan! Bak kime diyorum! Uzak durun oolum!
Ceyhun: Tamam patron, kızma.. Fakat kasayı da sökmek lazım şindi.. GeForce 4 mimarisini yakından görmek içün.. Haksız mıyım yani? Du bi tornavida bulayım ben..
Murat: Oolum elleşme.. Dokanmayın.. Zimmetli diyom, anlamıyonuz mu? 
Emre: Abi..
Murat: Ne var? Sen ne istiyon?
Emre: Eee.. Abi şindi bu bayan arkadaşlar iyi fikir, tamam da.. Yani standın önü doldu falan.. Yannız kimse bize bakmıyo! Herkes bayan arkadaşların giyinik olup olmadığını tartışıyo.. Sen nerden buldun onları allasen?
Murat: Karakö.. Eee.. Ukraynalı balerin arkadaşlar onlar.. Evet, öyle.. Üstündekiler de yerel giysileri.. 
Emre: Üstlerinde bişey olduğuna hakikaten emin misin abi?
Murat: Kardeşim çok kurcalama.. Standın önü dolmadı mı, doldu.. Eee.. Tüccar gafasıynan düşüncen olum, her yol mübah.. 
Emre: O zaman sen boşu boşuna Duke Nukem kılığına girdin abi.. Bayan arkadaşlar yetiyor zaten ilgi çekmek için..
Murat: Ne demek.. Ben Duke Nukem ruhluyum zaten, üstüme bir de kostüm geçirdim.. Yoksa Duke Nukem’den ne farkım var? 
Ant: Yaklaşık 150 kiloluk bir fark var..
Murat: O lafı kimin söylediğini duyamadım ama, o arkadaşa hatırlatmak isterim ki elimdeki silah taklit değil..
Ant: Büyüksün abi!
Emre: E abi yengeyi Lara Croft kılığına sokmasaydın o zaman.. Yani iyi güzel de.. Sağdan soldan yanlış bakışlar olacak, olay çıkacak.. 
Murat: Ahahhah.. İlahi çocuk.. Aşın bunları, aşın.. Medeni olun biraz.. Ben Mine’yi öyle giydirdim ama, içimde zerre kıskançlık yok.. Siz hala köylü kafasındasınız.. Medeniyet..
Berk: Abi yanlış anlama da.. Yan taraftaki Microsoft standından yarım saattir yengeyi kesiyolar.. Laf atma olayı da oldu galiba..
Murat: Ulaaayn! Taş yok mu lan taş? Öldünüz oolum siz! Bittiniz! Benim helalime bakmak haaa! Bekleyin geliyorum!

(Ertesi gün)
Murat: İlahi Berketürkcan Bey.. Hepsi iftira efenim.. Yanlış aksettirilmiş size.. Demek Maykrosoft standına Duke Nukem kılığında biri uçarak saldırdı.. Burdan belli zaten ben olmadığım.. Koskoca bir sitenin patronu ööle şebek kibin giyinir mi hiç, değil mi efenim? Külliyen iftira, çekemeyenlerin uydurması.. Yoksa Bil Geyts beyfendiye sonsuz hürmet duyarım.. Efendim? Ahlak zabıtası mı? Şindi o konuda hiç suçumuz yok.. Yani ahlak zabıtasının fuara baskın düzenlemesi utanç verici bir olay, katılıyorum.. Fakat nerden bilebilirdik ki o bayan arkadaşların ülkeye kaçak giriş yapmış Rus hayat kadını olduğunu? Tamamen tecrübesizlik Berkeşey Bey.. Kandırıldık yani.. Hö? Demek bilgisayarların bazıları geri dönmedi? Dönenlerin de içi boşaltılmış? X-Box’un sadece X kısmı kalmış, öyle mi? Valla Box kısmına ne olduğunu ben de bilemiyorum.. Ziyaretçiler çalmıştır Şey Bey, kitap fuarında oluyor ya hani.. Efendim? Demek zararı benim tazmin etmem gerekiyor.. Hmm.. Peki olur.. Sen nerdesin şindi? Bekle geliyorum ben oraya.. Nakit olarak, elden ödiycem..

Exit mobile version